Ölüm, ölüm var peşimde.Kan ter içinde kalmışım yine...Elimde üç beş tane mendil, yine arif abiden kaçıyorum.Bu sefer öldürecek beni, bu sefer paçayı kurtaramam artık.Yırtık ayakkabılarıma bakıyorum ve güvenemiyorum ayakkabılarıma.Ya parçalanırsa ayaklarımda?Ya kaçmama yardım etmezse ayakkabılarım.Ha ayaklarımın hiç suçu yok, koş derim koşarlar, dur derim durular... Yüzüme düşen saçlarımı hemen bir çırpıda attırıverdim arkaya, koşuyorum yahu, bir filmden sahne canlandırır gibi savrulmalarının bir alemi yok ki şimdi. Ha savrulmalarını da geçtim keşke sadece savrulsalar. Dolaşmış, belki iki aydır yıkanmamış, pislik içinde her yerim.Arif abi arkamdan sayıyor da sayıyor, ama ben arif abiyi tanıyorsam ki tanıyorum o bir kuruşun hesabını yapar, bende kalan bu para içinde beni öldürür. Ağlıyorum şimdide, oldu mu be firuzan, hani ağlamak yoktu, geçen gece söz vermiştik dost'a.Hem çok merak ediyorum neden hep çocuklar ağlar ki, ben hiç gülen bir çocuk görmedim bizim arif abilerin yanında.Ya ağlıyorlar, ya da çok sinirliler.Keşke verseydim cebimdeki on beş lirayı arif abiye. Kızmazdı o zaman bana. Ama pamuk şeker almak istiyordum sadece, parkta görmüştüm bi çocuk yiyordu.Annesine " çok tatlıymış mmm" diyordu. Merak ettim sadece bir kez yiyecektim.Çok paramı dır acaba bu pamuk şeker? Ah ah atalarımız haklıymış insanın başına ya meraktan ya boğazdan gelirmiş... "Firuzan! Kaçma piç kurusu,öldürcem seni allahın belası" daha hızlı koşmaya başladım, artık ayak seslerim bile bastıramıyordu ağlarken inleme seslerimi.Kendimi düşüncelerimle rahatlatmaya çalışsam da olmuyor du açıkçası. Birazdan ya ölücem, ya da çok fena dayak yiyecektim. Kaç dakikadır koşuyorum bilmiyordum ama daha önce hiç görmediğim bir sokakta buluverdim kendimi, baya da şatafatlı ha! Janjanlı arabalarda var, oo ben burata dilenmeye gelseydim çoktan arif abinin gözde çocuklarından olurdum... Artık derman kalmayan dizlerim bırakıverdi kendini yere, dost bir kenara yuvarlandı cebimdeki pamuk şeker parası da bir tarafa... Yere çarpma sesim yankılandı tüm sokakta, şimdi bu uzandığım yerden kalkmaya derman kaldı mı ki ayaklarımda benim?Yüzümü yavaşça kaldırdım yerden, dizlerimdeki acıyı hissetmeye başladım hemen, başımı yerden kaldırıp karşıma baktığımda takım elbiseli üç beş tane abi bana bakıyordu, acaba kimki bu abiler? Arif abinin arkadaşlarımı yoksa? Hayır olamazlar,bu abiler çok fiyakalı giyinmiş.Bizim arif abi biraz şey, anlarsınız ya pis işte. Arkamdan gelen hırıltı ve ayak seslerinin hemen ardından ensemde buz gibi bir el hissettim,arif abi beni kendine doğru hırpalayarak çevirdi, ardından da yüzümde bir yanma ve karnımda bir ağrı hissettim. Karnıma vurduktan sonra ağzıma kan tadı geldi yine... Yine tabi, hep oluyor bu, çok alışkınım bu kan tadına... Ah arif abi sana hiç söyleme cesaretim olmadı ama bu kan demire benziyor, sevmedim tadını. Çığlık atmaya başladım çok canım yanıyor, korkuyordum."Arif abi yapma" diyorum "Konuşma piç kurusu "diyor.Piç kurusu ne demek acaba? "Lan!"bu sesi tanımadığımdan eminim,öyle bir ses duydum ki birden huzur ve güven hissi doluvermişti yerde uzanan bedenime. Arif abi bana bir kaç tekme daha attıktan hemen sonra bir de silah sesi duydum.Arif abi bıraktı beni dövmeyi. "Lan sen napıyorsun şerefsiz! El kadar çocuk dövülür mğ lan haysiyetsiz şerefsiz!"bu tanımadğım amca bunları söylerken yüzünde ki öfke aynı arif abinin yüzünde ki ifadeydi, ama bu bana değil arif abiye sinirliydi .Sonra başka abiler arif abiyi benim yanımdan uzaklaştırdı ve beni dövdüğü gibi onu dövmeye başladılar.Hemen olduğum yerden sürünerek kaçmaya çalıştım.Dost yere düşmüş birazda kan bulaşmış...Uzandım dostu aldım yerden. Sonra yüzüme vuran sokak lambasının ışığını bir yüz kesti inceden... "kızım,allahım yavrum, necdet arabayı alın necdet! "diye bağırıyordu.Elleri sıcacıktı...Beni kucağına aldı,yüzüme düşen saçlarımı yavaşça yüzümden çekti, elleriyle yüzüme dokundu. Yüzüne baktım amcanın, sanırım onu da dövmüşler ağlıyordu. "Ben"dedim kekeleyerek..."Ben pamuk şeker"karardı her yer...Sokakaların elektiriği gitti herhalde dedim."Kızım, kendine gel kızım"geldi elektrik aydınlandı her yer. "Adın ne çocuğum senin?" Amca beni arabaya götürüyordu sanırım, göz ucuyla arif abiye baktım, yerde başında kanlar akmış yatıyordu.Ölmemiş ama bana bakıyordu yine. Hemen çevirdim başımı."Adın ne kızım senin?Korkma kızım söyle hadi adını?" ... "Benim adım...Firuzan!".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRUZAN
Mystery / Thrillerİki kader ortağı, bir katil ve bir masum... İntikam mı? Aşk mı? Cesaret mi? yoksa vicdan mı? Adı firuzan, dağ gibi yıkılmaz, üflesen toz gibi kaybolan firuzan! Yüreği buz tutmuş, sadece kendine sadık bir firuzan... Neşe mi? Keder mi? Şimdi kim seçec...