3

164 25 16
                                    

Yaklaşık yarım saattir Natsu denen çocuğu bekliyordum.

Neden geciktiğine dair bir fikrimde yoktu.

Juvianın telefonunu çıkarıp Natsuya nerede olduğuyla ilgili mesaj atıp tekrar cebime koydum.

Etrafıma bakıp oturacak bir yer aradım.

Kaldırım taşını görünce oturmak için hareketlendim.

Taş'a oturunca Natsu olabilecek herkese bakmaya başladım ama hep yaşlılarla doluydu.

Esneyip biraz gerinirken karşımda ki sokak lambasını fark ettim. Burası Juvianın son fotoğraf çektiği yerdi! Hemen arkama bakınca geçen gün telefonu bulduğum çalılıkları gördüm.

Natsu tesadüfen mi burada buluşmak istemişti yoksa?

Hızla ayağa kalktım ve aceleyle parkın oradan ayrılmaya başladım.

Tam Natsuya küfür içerikli mesaj atacaktım ki beni aradığını fark edip kulağıma götürdüm.

"Nerdesin?" diye bağırdı nefes nefese.

"Eve gidiyorum, beni kandırmaya nasıl cüret eder-" diyecekken bağırması sözlerimi kesti.

"Yardım et! Peşimde. Lütfen!" dedi.

Olduğum yerde kalırken arkama döndüm. İnanabilir miydim?

"Kim?" diye sordum sakince. Benim aksime Natsunun sesi daha korku dolu geliyordu.

"Bilmiyorum, maskesi var. " dedi.

"Polisi neden aramadın?" diye sordum. Hızlı hızlı nefes alıp verirken konuştu.

"Polisi arayamıyorum. Sadece seni arayabildi telefonum." dedi.

Natsuya hala güvenmiyordum. Beni geri getirmek için yalan söylüyor olabilirdi.

"Tamam, polisle beraber geleceğim." dedim.

"Hayır, sakın telefonu kapatma! Acele et sadece," dedi. Etrafa bakıp polis görmeye çalıştım ama başaramayınca telefona döndüm.

"Telefonu kapatmıyorum sadece diğer hatta polisi arayacağım tamam mı? Bekle." dedim.

Beklemeye alıp polisi tuşladım ama arama tuşu çalışmıyordu. Beş altı kez yaptıktan sonra Natsunun dediğini anlamaya başlamıştım.

Bunlar her kimseler, telefonlarımızı bile kontrol ediyor olmalıydılar.

Natsunun telefonuna bağlanıp konuştum.

"Polisi arayamıyorum." dedim lanet okudu.

"Tamam neredesin? Geliyorum." dedim.

Parkın girişini söyleyince o tarafa doğru hızla yürümeye başladım. Korkuyordum ama Natsunun benden başka kurtarıcısı olmayacaktı ve ben Natsunun durumunu bildiğim halde gitmezsem pişman olacaktım.

"Lanet olsun!" diye bağırdı Natsu bir kaç takırtı sesi geldikten sonra ancak konuşabildi.

"Beni buldu- buldu" dedi ve bir küt sesinden sonra telefon kapandı.

Telefonu umursamayıp tüm park boyunca Natsuyu aramaya başladım.

Parkın girişine gelince yerde ki kırılmış telefonu gördüm. Büyük ihtimal Natsunundu ama bu sefer katil veya kaçıran kişi telefonu affetmemişti...

Bir kişi daha kaybolmuştu... Tek düşündüğüm ise bu kaybolan kişi listesinde adımın olup olmayacağıydı...

KayıpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin