8

195 24 8
                                    

Juvia uyandığında daha çok korkmuştu ve açıklamam için süre beklemeden evde (evimde!) her ne kadar süs eşyası varsa üzerime atmaya başlamıştı.

"Lanet olası bay suçlu!" diye bağırınca kaşlarımı çattım.

"Suçluya neden 'bay' diye hitap ediyorsun ki?" diye sordum.

Juvia elinde vazosuyla beraber kalırken biraz düşündü.

"Nereden bileyim. Yakışıklı olduğun için 'bay' demeliyim diye düşündüm ama 'suçlu' olduğunu hatırladım." diye açıkladı ve hiç bir şey anlamadım (!)

"Tamam sakin ol. Ben suçlu falan değilim. Ben seni kurtardım." diye açıklamaya çalıştım.

"Neden sana inanacak mışım?" diye sordu şüphe ile.

Lucy nin çabucak gelip beni savunması için dua ederken mantıklı bir neden bulmaya çalıştım ama başaramadım. Ben de aklıma ilk gelen şeyi söyledim.

"Benim gibi bir yakışıklı suçlu olabilir mi?" diye sordum hafifce sırıtırken.

Düşünür gibi yaptıktan sonra konuştu.

"Evet, olur." dedikten sonra elinde ki vazoyu fırlattı. Duvara çarparken elimle başımı korudum.

Juvia tekrar bir şeyler atacakken çalan kapının sesiyle kapıya koştum.

Kapıyı açarken hala juvia nın bağırışları ve kırma sesleri yükseliyordu.

"Tüm eşyalarım kırılmadan şu kızı durdurabilir misin?" diye sordum kapıda ki sarışın kıza bakarken.

Lucy hızla içeriye girince kapıyı kapatıp peşinden gittim.

Juvia ve Lucy birbirlerini görünce hızla sarıldılar.

"İyisin." dedi Lucy mutlu bir şekilde. Juvia da gülümsüyordu ama beni görünce yüzü düştü.

"Sakin ol Juvia o bize yardım etti." diye açıkladı Lucy.

Juvia biraz olsun rahatlarken Lucy yanıma geldi.

"Gray, Juvianın telefonunu verir misin? Polise verip iz suçlunun izini sürmelerini isteyeceğim." dedi. Başımla onaylayıp cebimden çıkarttığım telefonu Lucy ye uzattım.

Lucy telefonu alınca Juviaya baktı.

"Bir iki saat daha işim var. Polise bunu verip araştırmayı takip edeceğim. Birbirinizi yemeden durabilir misiniz?" diye sordu ikimize birden.

"Bana bakma, vazo fırlatan o." dedim.

Juvia gözlerini devirip başıyla onayladı.

Lucy geldiği gibi hızlı bir şekilde giderken Juvia ile bakışmaya başladık.
"Ben açım." diye konuya aniden dalan Juviaya sırıttım.

"Tamam bir şeyler hazırlarım." dedim.

"Bende yardım edeyim." diye peşimden gelirken alayla söylendim.

"Tavaları bana fırlatmayacaksan gelebilirsin."

Gözlerini devirip işaret parmağını bana gösterdi. Kaşlarımı çattım.

"O parmak ne?" diye sordum.

"Bu hakaret parmağı." dedi hala işaret parmağını havada sallarken.

"İyi de o, orta parmak değil miydi?" diye sordum.

"Ben terbiyeli bir kız olduğum için orta parmak göstermem." dedi.

Gülmemek için kendimi zor tutarken bu gece sıkılmayacağım diye içimden geçiriyordum.

Bu arada numaramı yazan oruspu çocuğu, adamsan reel hesabından yazsana :)

KayıpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin