v

326 40 8
                                    

Mutfak tezgahında yumurtaları çırpıyorum , o sırada   Ninie -tek yakınım olan sevimli köpeğim-  gelip ayaklarının etrafında dolanıyor. Ona bir kap yemek veriyorum ama gitmiyor, istediği şeyin yemek olmadığını anlıyorum. Aslında ben de yemek istemiyorum.  Belki de o da biliyor günün getireceklerini.
O da hissediyor.

Pişirdiğim krebi tepsiye koyuyor ve kahvemi de yanına bırakıyorum. Masama oturmuş sessizce yemeğimi yerken Ninie kucağıma kıvrılıyor. Tabağımdakileri bitirince gözlerimi cama çeviriyor ve bir süre öyle duruyorum.Şehrin üzerindeki bulutlar gittikçe koyulaşıyor. Düşünmek istiyorum ama yapamıyorum. Son durağına doğru hızla yol alan bir trende sesszice oturuyorum sanki.
Yağmur atıştırıyor.
Yalnız hissediyorum.

Bulaşıkları toplarken çalan telefona cevap veriyorum  , arkadaşlarım beni özlediklerini ve buluşmak istediklerini söyleyip beni bir pizzacıya davet ediyorlar. Katılamayacağımı ileterek özür diliyorum. Israr ediyorlar ama kararım değişmiyor.

Telefonu kapatırken üzgün hissediyorum. İçim darlanıyor , onları ne kadar özlediğimi anlıyorum , aradan ne kadar uzun bir süre geçtiğini ve tüm o zaman boyunca aramızdaki bağın nasıl dibe sürüklendiğini.

Ve hatırlıyorum. Neden onlarla görüşmemeyi tercih ettiğimi.

Sonra , boşver , diyorum. Yaşananlar yaşandı. Bugün değil.  Hepsi geçmişteydi ve belki de orada kalması her şeyden daha iyidir.
Onları geri arıyor ve buluşmak için belli bir saat söylemelerini istiyorum. Gidip gitmeyeceğim konusunda hala kesin konuşmuyorum.

Ama gideceğini biliyorum.
Bugün gitmek istiyorum.


'If you are still here why can't i see you ? Calling your name in a dark room. This place is so cold , so please hurry my love.'

[ AU REVOIR ]|•|JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin