"Sonunda tanıştınız.
Ha Neul'la zaman geçirmeye başladım çünkü bu sebeple sen de onla yakınlaşabilecektin.
Planım bundan ibaret değildi.
Sürekli Ha Neul'a seni anlatıyordum.
Tıpkı senin bana onu anlattığın gibi.
Tek bir fark vardı.
O seni sevdiğimi bilmiyordu.
Kendimden bile sakladım seni sevdiğimi.
Çok seviyorum Taehyung.
Kimseler bilmesin, görmesin diye en karanlık raflara kaldırdım.
Bu yüzdendir bu kadar güzel rol kesilmemin sebebi.
Alıştım.
Bu kelime tam olarak beni anlatıyor değil mi?
Dostum demene alıştım.
İçimde saklamaya alıştım.
Geceleri o sakladıklarımla yüz yüze gelmeye alıştım.
Seninle dinlediğimiz şarkılarda seni bulmaya ama senin çoktan uyumuş olmana alıştım.
Gerçeklikten uzak gülümsemelerime bakınca gerçek sanmana alıştım.
Beni sevmemene alıştım.
Her seferinde hissetsemde en yoğun şekilde duyguları
Tadına alıştım artık çaresizliğin.
İlk önce adlarınızı söyleyip el sıkıştınız.
Ve üç dakika sonra çoktan kendi evreninizi yaratmaya başladınız.
Saniyeler dakikaların katiliyken, dakikalar intikam için saatleri kandırdı.
Sizden kopmuş bir şekilde bardağımda son damlası kalmış kahveyi gezdirirken bardağın yüzeyinde ani bir hareketle gülümseyerek bana döndünüz.
Sorarcasına baktığımda ise bir anda heyecanla ağzını açtın.
'Taehyung bana güzel olduğum söylüyor! Öyle değilim! Gözlerini aç şunun.'
Sen ise bir kahkaha patlattın.
'Ciddi misin sen? İltifat ediyordum! Normal kızlar bundan hoşlanır.'
'Güzel değilim.' Kafanı yaklaştırdın.
'Çok güzelsin.'
Ayaklarımın yerden kesildiğini ve bir an iplere asıldığımı düşündüm.
İdam cezamın kesinleşen emri gibiydi.
Bakışlarımı yere indirdim.
'Fazla güzelsin Ha Neul.'
Belki de çaresizlik burada başlıyordur.
İliklerime kadar hissettim.
Ve o an karar verdim sana ne olursa olsun bugün sevdiğimi söyleyecektim."