belki ben yarayım,
belki sen merhem
ama yaranın inancı kalmamışsa iyileşeceğine
ne gelir ki elden?
sen azalırsın,
ben seni azalttığımla kalırım
dur,
benim bu yokuşlarım çıkılacak gibi değil
git,
yalan da olsa inan
yalan da olsa mutlu ol, yalan da olsa; sevil
sızıyan yanlarımı örtmeye çalışma sakın
baksana heryerden rüzgar esiyor
ateş olsan, kuru dallarımı yakarsın
-ki zaten yanmıştır
ama ben yeşermek istiyorum artık,
ne olur, beni toprağa bırakın
bir değil, beş değil,
hüznümün kaç kapısı var
birini örtsem diğeri çarpıyor duvarlara
kim geçse yanımdan üşütüyor rüzgarı
epeydir, topraklarıma gelmiyor ne yaz, ne bahar
umutsuzluğumu mazur gör ne olur,
sevgisiz, heyecansız bakışlarımı da
bak bu tavırlar yeni değil,
sırtımda taşıyorum ta ezelden
mesela çocukken de,
başımı okşasalar
beni kaçıracaklar sanardım ben
kötüyüm, kötüsün, kötü
hayat bütünüyle
hayat bütünüyle ele alınacak bir şey değil biliyorsun
ve
hayat bütünüyle, kötülerin ve kötülüklerin elinde
bunu da biliyorsun
kötüyüm işte,
anla
sanma ki, pürüzsüz olacak yürüdüğün zemin
sanma ki, ayakların kaymayacak
sanma ki, başın dönmeyecek bir şeylerin sarhoşluğundan
sanma ki, ben sevilecek bir adamım
sanma ki, mutluluk uğrayacak eşiğimize
sanma işte
yanılırsın
diyorum ya
yine de
sen bana bakma
ben hep
ben her zaman
ben daima
ben,
genellikle yanılırım
sen rengarenk bir gökkuşağısın
benimse insanlardan saklanmam gerek
simsiyahım
sana sığınırsam
hem
seni kirletirim
hem
beni herkes görür