Derin ve karanlık bir uçurumun başındaydım. Üzerimde bembeyaz bir elbise, üzerinde kan lekesi. Başımda hissettiğim soğuk bir şey. Bir silah. Yüzünü göremediğim biri. "Sevdiğini kurtarmak için atlamayı tercih mi ediyorsun?" Kimdi bu? Sevdiğim? Lanet olsun Utku'dan bahsediyordu. "Kimsin?"
" Bende bilmiyorum ki seni öldürmem gerekiyormuş birinin intikamı" Ne saçmalıyordu bu? Yanı başımda bir anda Utku belirdi. Korku dolu gözlerle ona baktım. O ise sadece korkmamam gerektiğini söylüyordu. "Korkma güzelim ben senin yanındayken kimse sana birşey yapamaz" yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözlerimden akan yaşları baş parmağıyla sildi. Alnını alnıma dayadı. "Seni her zaman koruyacağım tamam mı? "
"Tamam"
" Aaa hadi ama aşk sahnesini geçelim. Hanginizi vuruyorum?" Başımı çevirdiğimde o, oydu... O gün, o gün sahilde yürürken bana çarpan çocuktu. "Utku bey sizlemi başlasak? " korku dolu gözlerle bakıyordum onlara. Sesim çıkmıyordu. Birkaç saniye sonra bir silah sesi ve o yok. Utku yoktu. Çığlık attığım sırada gözlerimi açtım. Utku yanı başımda telaşla bana bakıyordu. "Ne oldu güzelim?"
" O, o çocuktu. Seni vuruyordu. Utku..." gözlerimden yaşlar akmaya başladı. " Tamam güzelim sadece bir kabusdu. Ben yanındayım sana birşey olmayacak"
"Korkuyorum"
"Tamam bugün senin kafanı biraz dağıtalım tamam mı? Ben yanındayım asla korkmayacaksın tamam mı? "
"tamam, tamam" korkuyordum. Ama o yanımda olduğu sürece kendimi güvende hissediyordum. Derin bir nefes alarak başımı Utku'nun göğsüne koydum. Öylece saçlarımla oynamaya başladı. "Senin yanındayken huzurluyum, mutluyum, güvendeyim" neler diyordum ben böyle? " Eee kahvaltı yapmak istermisin?"
"Evet"
Mutfağa gidip kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Utku yanıma gelip "krep sever misin?" Dedi. Şakamı yapıyorsun bayılırım. "Kesinlikle evet"
"O zaman çok şanslısın. Çünkü karşında tam bir krep ustası duru-yor"
" Göster bakalım marifetlerini o zaman" krep malzemelerini çıkarıp ona verdim. Ben domatesleri keserken oda krepi hazırlıyordu. Krep için bir tava çıkardım. Ocağın üzerine koyup altını yaktım. Utku kalp şeklinde krepler yapmaya başladı. "Ciddi misin sen?" Soruma gülmeye başladı. "Ne olduki?"
" Nasıl kalp yapıyorsun?"
"Marivetlerim var benimde güzelim" ufak bir kahkaha attım. "Neyli krep seversin"
" Kaymak ve bal tabikide" dedim.
" O zamam bunlar pişerken son dokunuşlar sende"
" Tabikide" dedim dolaptan bal ve kaymağı çıkarırken. Bütün krepler hazır olunca beyaz kare şeklindeki tabağa dört tane koydum. Kaşıkla üzerinde bal gezindirdikten sonra kaymağı dağıtarak koydum ve biraz daha bal. Sıcaklığında dolayı krepin üzerindeki kaymak erimeye başlamıştı. Kahvaltı için başka şeylerde hazırladıktan sonra Utku her zamanki gibi fotoğraf çekmeyi ihmal etmedi. " El salla güzelim" bir saniye canlı yayında mıydı o? "Utku çek şunu kahvaltı yapıyorum" telefonunu tam önümüze koydu. İkimizde çıkıyorduk. "Yirmi beş kişi geldi güzelim"
"Ee yani?"
"Sinirlendi gençler" He he sinirlendim. Ağzıma tıkıştırdığı krepleri zar zor çiğniyordum. " Bu beni öldürecek varya"
"yüz kişi izliyor şuanda. Okuldanda var birkaç kişi" afferin iyi b*k yedin. " Bak biri demişki gözlerini merak ediyorum Gece, gözlerini göster" şaşkınlıkla baktım telefona. "Üzgünüm ama onun gözlerinin rengini benden başkası görsün iste- miyorum" telefonunu kapattıktan sonra sessizce kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra salonda televizyon izliyorduk. Onunla bir dakika bile geçirmek hayatımda- ki en güzel andı. Gece'nin telefo- nu çalmaya başlayınca hızla telefonunu açtı. "Alo, hmm tamam bekliyor olucam. Görüşü- rüz" merakla gözlerine baktım. " Çocukluk arkadaşım yarın geliyor. İsmi Kuzey" suratına şaşkınca baktığımda "biliyorum onun ismiyle aynı ama hatırlamı- yorum onu"
"Neden geliyor? "
"Yaz tatilini burada geçirecek. Okulunu yurt dışında okuduğu için bizden 1 hafta önce tatil yapıyorlar" dedi. Bütün planım alt üst olucaktı. "Nerede kalıcak?"
"Burda"
"Seninle aynı evin içersinde mi?"
" Evet"
"Olmaz öyle birşey"
"Üzgünüm oldu bile" sinirlendim. Ne yani o çocukla aynı evdemi yaşayacaktı? Nasıl biri olduğunu bilmiyordum ama buna izin veremezdim. Çalan telefonumu hızla açtım. "Efendim Onur"
"Abi bizim bu depo varya uçurum kenarındaki. Bu pislikleri oraya götürdüm. Bugün saat 8'de orda olursun."
"Tamam, herşeyi ayarladınız değil mi? Uzun zamandır bu işlere karışmadık çünkü"
"Aynen herşey tam takım merak etme"
" Tamam çocuklara haber ver" diyerek telefonu kapattım. Evet biliyorum merak içerisindesiniz ama daha önce birkaç pis işe gir- diğim olmuştu. Adam öldürmek, tecavüzcü pislikler gibi. Ama asla bir kadına taciz yada tecavüz gibi birşey yapmadık ve yapmayaca- ğızda. Uyuşturucu ile de alakamız yokdu. " Ne oluyor? "
"Yok birşey merak etme"
"Gitmeyi düşünmüyor musun?"
"Hayır. Neden?"
"Sordum sadece ve biraz yalnız kalmak iyi gelicekti bana"
"Seni yalnız bırakmayacağımı biliyorsun" evet der gibi başını salladı. "Gece"
"Efendim"
"Dün uyumadan önce bana söyle- diğin şeyi hatırlıyor musun?"
Utku'nun sorduğu şeyle şaşırdım. Unutmamıştı. Seni seviyorum demiştim ona. "Evet hatırlıyorum"
"Doğrumu peki? Beni gerçekten seviyor musun?" Sustum. Seni çok seviyordum, senin olmak istiyordum. Yanına gidip ona dönük şekilde oturdum. Gözlerimin içine baktı. " Utku"
"Efendim" gözlerimi kapattım. Tekrar bende onun gözlerinin içine baktım. "Bende seni bir damla su kadar seviyorum muhtaç olunca anlarsın" dedim. Onun da bana dediği gibi. Gülümsedik ikimizde. Ellerimi tuttu. Alnını alnıma dayadı. Gözlerimi kapattım. "Utku"
" Efendim"
"Biz seninle neyiz?" Sevgili de lütfen. Ne olmuştu bana böyle. Değişmiştim hemde eski Gece'den eser kalmamıştı. "Ne olmamazı isterdin?" Gülümsedim. "Soruma soruyla cevap verme" yüzüme baktı. Gözlerimin içine. "Sen ve ben. Artık sen ben değil ikimizde biziz. Birbirimiziz. Sen benimsin sevgili"
Gülümsedim. Ona sarıldım oda bana. Kokusunu içime çektim. Dünyanın en güzel kokusunu...
" Seni seviyorum güzelim"
" Bende seni sevgilim" ne yani biz şimdi sevgilimiydik. Şaka olmalı dime. Ondan uzaklaştım. "Eee"
" Ne esi?" dedim. Ne olduğunu anla- madan beni kucağına aldı. Mutfak tezgahının üzerine beni bıraktıktan sonra ellerini iki yanıma koydu. Ondan hala daha kısaydım. " Pasta yemek ister misin?"
"Evetttt" dedim bağırarak. " Peki bizmi yapsak?"
" Kesinlikle biz yapıcaz ama önce beni buradan indirmelisin" yavaşça beni yere indirdi. Hızla dolaptan pasta malzemelerini çıkarttım. "Tamam önce pasta keklerini sütle ıslatıcaz. Ben bunu yapayım sende krem şantiyi hazırla" dedim Utku'ya. " Neyli pasta yapıyoruz güzelim?"
" Benim en sevdiğim hangisi?" Pis pis sırıttıktan sonra "meyveli" dedi. Ben pasta keklerini süt ile ıslattık- tan sonra Utku ise krem şantiyi hala daha yapmamıştı. "Oldumu güzelim bak tadına" krem şantinin tadına baktım. " Yok biraz daha. Mikserle karıştır daha kolay olur" bende o sıra kivi, muz ve çiçekleri dilimledim. "Güzelim bi baksan" Utku'ya doğru döndüğümde ne olduğunu anlayamadan burnuma krem şanti sürdü. Daha sonra yanaklarıma. " Utku napıyorsun?"
Kahkaha atarak gülmeye başladı. " Hadi ama güzelim hala daha güzelsin merak etme" krem şantiden biraz alıp suratına yapıştırdığım gibi kaçtım. Hızla bahçeye çıktım. Peşimden gelen sevgilime gülmeye başladım. Havuzun karışısına geçtim. "Bir adım bile atarsan kendimi suya atarım vallaha" 'Ciddi misin?" Der gibi suratıma baktı. " Tamam şakaydı. Banane hem sende bana yaptın ödeştik" Utku ne olduğunu anlamadan mutfağa kaçtım. Krem şantinin başında durdum. "Yapıştı- rırım suratına valla" dedim krem şantiyi göstererek. Üzerime gelen Utku beni kucağına alıp tezgaha oturtdu. " Bu kadar da korkma ama güzelim"
"Ben mi senden korkcam. He Utku he"
" Utku?"
"İsmin Utku değilmi? "
"İnsan başka şeylerde söyler... Güzelim"
"Tamam... Sevgilim" dedim kollarımı boynuna dolayarak. " Seni seviyorum güzelim "
" Bende seni sevgilim "
Herşeyi hazırladık. Pasta kekinin ilk katına biraz krem şanti ve meyve koyduktan sonra diğer kartlarınada aynısını yaptık. En son heryeri ne krem şanti sürdü Utku ve erittiğimiz beyaz çikolatayı üzerine döktük. Biraz meyvelerle süsledik ve harika olmuştu. "Eminim pastaneden aldıklarımız- dan daha güzel oldu"
"Çünkü içine sevgimizide koyduk" dedim. " Şimdi bir kaç saat dolapta beklemesi gerek. Hatta şöyle yapalım çocuklar ve Tuğçe akşam bize gelsin hep beraber yeriz" dedim. " Çocuklarla ufak bir işimiz var güzelim akşam. Tuğçe'yi ara o gelsin bizde daha sonradan geliriz"
Ne işleri vardı? "Hmm... tamam öyle yaparız"
" Tamam o zaman sevgilim ben çıkıyorum belki erkende geliriz çocuklarla belli olmaz yalnız kalmıyorsun Tuğçe'yi ara hemen" hızla salondaki telefonumu alıp Tuğçe'yi aradım. "Utku oda herşeyi biliyor mu? "
" Evet güzelim çocuklar anlattı ona" " Alo Tuğçe"
" Efendim "
" Bugün bana gelsene. Utku'yla pasta falan yaptık. Çocuklarda gelicek hep beraber oturur yeriz"
" Hmm... tamam gelirim o zaman 10 dakikaya sizdeyim"
" Tamam bekliyorum. Görüşürüz"
"Görüşürüz" hızla telefonu kapattım. "10 dakikaya geliyor"
" Tamam güzelim gelir gelmez Tuğçe bana haber veriyorsun. Tamam mı? "
" Tamam, tamam" alnıma bir öpücük bıraktı. " Görüşürüz güzelim "
"Görüşürüz sevgilim"Tuğçe gelmişti. Utku'nun dediği gibi ona mesaj attım hızla.
Gönderilen: Utku
Tuğçe geldi. Yalnız değilim.
Hayatımda onun gibi birini tanıdığım için çok şanslıyım. Biliyo- rum o beni asla bırakmayacak. Söz verdi asla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Bir Umut Yeter...
Randomİçine kapanık bir kızın hikayesi. Kısa bir süre önce canından çok sevdiği sevgilisi ve ailesi olan anne ve babasını kaybedince hayatının kararmasını anlatıyor kitabımız. Bir süre sonra her ne kadar arkadaş bile olmak istemesede hayatına birçok kişi...