1.Bölüm

368 17 1
                                    

   Ateşten
    Yağmurlu bir pazar günüydü. Karabayır sokaklarında nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Düşüncelerimle başbaşaydım. Bu da beni deli ediyordu. Geçmişimde pek iyi şeyler yaşamadım. Yeni bir sayfa açmak için burdayım. Neden Karabayır diye düşünenler olabilir. Görev yerim buraya çıktı. Askerim ben. Karargaha gidip eşyalarımı yerleştirdikten sonra biraz yürüyüşe çıktım. Böyle havaları severim. Henüz timle tanışmadık. Merak ediyorum nasıl insanlar anlaşabilecekmiyim diye. Kafamda bir sürü düşünceyle yürümeye devam ederken telefonum çaldı. Buradaki komutanım arıyordu. Hemen açtım telefonu acilen karargaha gitmem gerektiğini söyledi ve kapattı telefonu. Olduğum yerden bir taksiye binip karargaha doğru yola koyuldum.
   *      *     *
Karargaha geldiğimde komutanımın odasına doğru yürüdüm ve kapıyı çaldım. İçeriye girdim.
-Komutanım beni emretmişsiniz.
-Gel ateş. Buradaki ilk görevini veriyorum sana. Kızım teröristler tarafından kaçırıldı.
-Benim görevimde onun yerini tespit etmek.
-Aynen öyle. Seni çok övdüler. Bakalım dedikleri kadar var mıymışsın. Git ve kızımı bul. Sen yerini tespit ettikten sonra hemen bir tim çıkaracağım.
-Emredersiniz komutanım.
     Erdem Yarbayın odasından çıkar çıkmaz hazırlanıp yola koyuldum. Aldığım istihbarata göre kullanılmayan bir evde tutuyorlarmış kızı. Yaklaşık bir saat sonra oradaydım. Bir hareketlilik vardı ama anlam verememiştim. Biraz daha yaklaşmam gerekiyordu. Yaklaştım. İçeriden iki adamla bir kız çıktı. Kızın gözleri bağlıydı ve çok korktuğu her halinden belliydi. Adamlardan birisi kamerayı açtı ve konuşmaya başladı.
-Yarbay selam. Bu videoyu senin için hazırladık. Belki trend videolar listesine girer ha ne dersin. Neyse fazla uzatmıycam elinizdeki adamımızı bize geri verin. Vermezseniz bu güzel kızın cenazesini alırsınız. Bu size ikaz videosudur. Ne yapabileceğimizi anlamanız için bu kurşunu sadece eline sıkıyoruz. İkinci videoda bu kadar merhametli olmayız.
  Adam konuşmasını bitirdikten sonra kızın elini doğtulttu silahı. Birşeyler yapmam lazımdı eğer timin gelmesini beklersem herşey çok geç olabilirdi.
Yazardan
Ateş kendi içinde düşünmeye devam ediyordu. Daha fazla düşünmek istemedi ve bir el silah sesi duyuldu.
Ateşten
Kıza silah tutan adamın kafasından vurmuştum. Diğerinin silah çıkarmasını beklemeden ona da ateş ettim ve sağ göğsünden vurdum. Kızın yanına doğru koşmaya başladım. Koşarken de iki kişiyi indirdim. Kızın gözünü açtım ve iyi misin diye sordum. Kız olumlu anlamda başını salladı. İçeriden iki kişinin daha geldiğini farkettim ama çok geçti. Hemen kendimi kızın üstüne siper ettim. Sağ kolumu sıyırmıştı kurşun. Ani bir refleksle iki adamı da vurup kızın elinden tutup arabaya doğru koşmaya başladım. Kamerayı da almıştım elime. Arabaya gelmiştik kızı bindirdim kendimde bindikten sonra sürmeye başladım ve oradan uzaklaştık.
-İyi misiniz bişeyiniz var mı? O şerefsizler bişey yaptı mı size?
-İyiyim teşekkür ederim eğer sen olmasaydın elimin ortasında bir delikle yaşayacaktım.
-Önemli değil görevimiz deyip gülümsedim. Kızda bana gülümsedi. İlk defa bu kadar yakından bakıyordum. Ve ilk defa gözgöze gelmiştik. Çok güzel gözleri vardı ve içimi ısıtan bir gülüşe sahipti. Merak etmeyin aşık olmadım. Genelde birçok kızla ilgili böyle düşünürüm. Çapkın biriyim anlıycağınız.
-Bu arada adım nazlı dedi kız tüm sevecenliğiyle.
-Bende Ateş. Ateş Acar. dedim.
-Ateş Açar mı? :) Garip bir isimin var ama isminin hakkını veriyorsun.
-Teşekkür ederim Nazlı Hanım ama Açar değil Acar.
-Peki Acar bey. Yalnız benimki de Nazlı Hanım değil sadece Nazlı.
-Peki Nazlı. :)
Sanırım şimdi aşık oluyorum Nazlıya. Ama kendimi tutmam lazım. Sırf Ona benziyor diye bir kıza tutulamam.
-Babam nasıl? Çok üzülmüştür şimdi o.
-Aaa iyi hatırlattın yaa.
-Neyi?
- Eee seninle konuşmaya daldım komutanıma haber vermeyi unuttum. :)
Telefonu çıkardım ve Erdem yarbayı aradım. Tüm olanları tek tek anlattım. İlk başta biraz fırça çekti. Tek başıma niye çatışmaya girdim diye. Bende videoyu izleyince anlarsınız dedim. Nazlıyı vuracaklarını söyledim.
       Karabayıra gelmiştik. Erdem Yarbay kapıda bekliyordu bizi. Arabayı durdurmamla Nazlının babasına fırlaması bir oldu. Sarılma falan derken benim orda olduğumu yeni anladılar.
-Ateş teşekkür ederim dedikleri kadar varmışsın. Kızımın burnu bile kanamadan getirdin bana. Tekrar çok sağol.
-Önemli değil komutanım. İlk görev heyecanıyla korkmuştum aslında. Ama şerefsizlerin kızı vuracaklardı. Timi beklersem çok geç olurdu. O yüzden kendim müdahale etmek zorunda kaldım.Kusura bakmayın.
-Tamam aslanım önemli değil git dinlen sen biraz.
-Emredersiniz komutanım.
Odama doğru yürümeye başlamıştım. Arkamdan gelen sesle durdum.
-Ateş dur.
Nazlı da teşekkür edecekti herhalde. Şimdi komutanın yanında olmasaydık bir kahve ısmarlatırdık ama şansımız yok diye düşündüm.
-Efendim Nazlı Hanım.
-Kolun. Kolun kanıyor.
-Ha önemli. bişey değil ya kurşun sıyırdı geçer.
-Ateş oğlum kafayımı yedin. Revire git baktır. Pansuman falan yapsınlar.
-Emredersiniz komutanım.
Mecburen revire doğru yol aldım.
Nazlıdan
Ateş revire doğru gidiyordu. Benim de onun yanında olmam lazımdı.
-Baba bende Ateşin yanına gideyim. Hem bir teşekkür ederim hemde durumu nasıl bir bakıyım. Çocuk beni kurtarmak için o hale geldi.
-Tamam kızım. Ben odamdayım.
Babamı onayladıktan sonra Ateşin peşinden revire doğru gittim.Ve arkasından seslendim.
-Ateş.
-Nazlı. Senin ne işin var burada.
-Seni merak etmiştim istemiyorsan gideyim.
-Yok şaşırdım sadece. Gel hem biraz sohbet etmiş oluruz.
Beraber revire girdik. Ateşin koluna pansuman yaptılar. Bende oturup onu izliyordum. Çok yakışıklı biriydi. Gülünce papatyalar takıyordum. Ama babamın askeri olduğu için korkuyordum. Ya babam kızarsa diye. Zaten çocuğun da ondan hoşlandığımdan haberi yoktu. Kendi kendime gelin güvey oluyorum. Ateşin pansumanı bitmiş ve bana sesleniyordu. Çocuğa aptal aşık gibi baktığım için duymadım ve rezil oldum tabi. İlk günden bu kadar hoşlandığımı belli etmeseydim iyiydi.
-Nazlı hadi çıkalım benim işim bitti.
Nazlı. Nazlıııı
-Hı efendim noldu.
-Daldın gittin duymuyorsun beni. İşimiz bitti çıkalım diyorum.
-Haa olanları düşünüyordum yaa kusura bakma.
-Önemli değil düşünme artık geçti gitti.
Beraber bahçeye çıktık bir banka oturduk. Hiç gitmek istemiyorum yanından. Uzaktan bağladı beni kendine.
-Ateş ben sana çok teşekkür ederim tekrardan sen olmasan hastanedeydim şimdi.
-Nazlı sürekli teşekkür etmene gerek yok. Görevimdi yapmak zorundaydım. Ayrıca o kadar teşekkür etmek istiyorsan bi kahve ısmarlarsın ödeşiriz.
-Kahve mi? Ismarlarım tabi yaa. O kadar kolaysa.
-Aslında bu sandığın kadar kolay bişey değil Nazlıcım.
  Nazlıcım mı dedi o. Dememiştir yaa.
-Nasıll yani Ateşcim.
Yok artık Nazlı kendine gel. Napıyosun sen.
-Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler. Şimdiden kırk yılı kitliyorum işte. Nazlıcım :)
Ay vallaha dedi bi daha dedi. Bi de gülüyor. Kırk yıl diyor.
-Vallaha senin gibi biriylr kkırk yıl nasıl geçer bilmiyorum Ateşcim.
-İlk günden cım lı cim li konuşmaya başladığımıza göre baya güzel geçicek nazlıcım.
-Yaşayıp göreceğiz Ateş Açar.
-Ee kahvemi ne zaman ısmarlıyorsun.
-Yarın müsait misin?
-Senin için her zaman müsaitim.
-Tamam o zaman yarın ararım seni buluşuruz.
-Tamam bana uyar.
-Arayamam seni yarın.
-Nasıl neden arayamazsın.
-Iıı şey telefon numaran yok bende o yüzden.
-Dert ettiğin şeye bak. Ver telefonunu.
Telefonumu Ateşe verdim kendi numarasını bana kaydetti. Kendini de çaldırıp beni de kendi telefonuna kaydetti. Ayıcık yaa kendini Ateş Açar diye kaydetmiş. Yarın buluşmak için anlaştığımızda ayrılmıştık.
Eve gittim. Yemeğimizi yedikten sonra yorgun olduğumu söyleyip odama geçtim. Ve Ateş Açarı düşünmeye başladım. Bugün tanışmıştım onunla ama çok samimiydik. Normalde hiç böyle bir kız değildim.Ateşi düşünürken uyuyakalmışım. Sabah kahvaltı masasında babam görev olduğunu söyledi. Ve hemen çıkıp karargaha gitti. Endişelenmiştim Ateş için. Onu kaybetme düşüncesi bile üzülmeme yetmişti.
Ateşten
Görev olduğunu öğrendim. Umarım erken döneriz yoksa Nazlıyla buluşma işi yatar.
      Görevden dönmüştük. Bizim tim iyi çıktı. Onlar yanımdayken karada ölüm yok bana. Döner dönmez nazlıya mesaj attım.
Mesaj Ateşten:
Nazlı ben görevden döndüm. Bilgine.
Mesaj Nazlıdan:
Mesaj alındı Ateş Açar bir saat sonra kafede buluşuruz.
Mesaj Ateşten:
Hemen hazırlanıp çıkıyorum. :)
Bu kızda beni kendine bağlayan birşey var. Ama hadi hayırlısı.
1 saat sonra
Kafeye gittiğimde Nazlı hala gelmemişti. Oturdum ve iki menü istedim. Ben menüye bakarkren Nazlı geldi.
-Erken gelmişsin.
-Yok ya yeni geldim bende.
Aslında Nazlı sadece elini uzatıcaktı. Ama ben bi hoşgeldin sarılması yapmadan oturtmak istemedim.
-Ee ne içiyorsun.
-Kahve içmiycekmiydik.
-Öyle ama yine de sorayım dedim. :)
Pardon bakar mısınız?
-Buyrun ne alırdınız?
-İki türk kahvesi alalım.
-Kahveleriniz nasıl olsun.
-İki tane sade alalım biz.
-Peki hemen gönderiyorum.
-Kahvemi sade içtiğimi nerden anladın?
-Senin gibi tatlı şeker bi kızın şekerli kahve içmesi saçma olurdu. :)
-Sen bana yürüyor musun bana mı öyle geliyor? :)
-Bilmem sen yürümemi ister miydin?
-Yalnız bunlar çok şaşıtmacalı cevaplar.O yüzden bişey diyemiycem. Seni daha yakından tanıyalım Ateş Acar. Kendinden bahset bakalım biraz.
İşte şimdi yandın Ateş.Kıza yalan söylersen ilk günden gözünden düşersin. Söylemezsen de hiç başlamadan bitebilir.
-Ben istihbaratçıyım. Görev yerim buraya çıktı. İilk görevimde ssenin yerinni bulmaktıı. Kendi isteğimle asker olmadım. Geçmişimden  uzaklaşmakk için asker oldum. Ama sonra mesleğime aşık oldum. Çapkın biriyimdir. Anlamışsındır zaten. Öyle her çiçekten bal alan tiplerden.
-Çapkın biirisin demek yoksa ççapkınlar listene birini daha eklemek için mi benimle bu kadar yakından ilgileniyorsun?
Nazlodan
Çapkın biriyim dedi ya. Hiç bir kıza ilk buluşmadan çapkınım denir mi. Belki de beni en baştan uyarıyordur. Ya da beni çapkınlıklarından biri olarak görmediği için samimi olmak istiyor.
-Hem hayır hem evet aslında.
-Nasıl yani Ateş?
- İlk başta hoşlanmıştım senden. Sonra dedim ki saçmalama Ateş her zaman ki çapkınlığın işte komutanın kızını kullanıp atarsan herşeyini kaybedersin. Ama sonra öyle olmadığını anladım.
-Nasıl anladın ki öyle olmadığımı bir günde?
-Sana karşı net olucam Nazlı. Bunları sonra başkasından duyup güvensizlik yaşamanı istemem. Ben bir kızdan hoşlanırsam ilk geceden o kızla otel odasını dşünürüm. Ama  dün bütün gece boyunca sadece gözlerini ve gülüşünü düşündüm. Ateş Açar deyişini düşündüm. Yani sen benim hayatıma giren ucuz kadınlardan değilsin Nazlı Korkmaz. Seni daha yakından tanımak istiyorum bende.
-Normalde bir erkek karşımda bunları söylese tokatı yapıştırıp gitmiştim Ateş Açar. Ama  sen ilk baştan bana söylüyordun ben böyle bi adamım diyorsun. Bu da bana değğer verdiğini gösteriyor. Hoşuma gitmedi değil aslında.
Bu adamda beni çeken birşeyler var. Çapkın bir adama güvenn olmaz. Ama kalbim güvenmek istiyor.
-Senin güvenini kırmamak için elimden ne gelirse yapacağım Nazlı. Bundan hiç şüphen olmasın.
-Sen bana ayaküstü ilan-ı aşk mı ediyorsun.
-Aşık mıyım bilmiyorum ama çok hoşlandığım kesin. Çok güzelsin gözlerinde çok güzel. Gülüşünde bişeyler var içimi ısıtıyor. Sen hiç mi bişey hissetmiyorsun bana karşı?
-Yani yakışıklı çocuksun. Gözlerin maviliğinde kaybolmak güzel bişey. Sen gülünce bende mutlu oluyorum istemsizce. Sanırım bende senden hoşlanıyorum Ateş Acar.

Söz Konusu Nazat BuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin