Suçlu Yakalandı

9 2 0
                                    

Gözlerimi açtığımda odamın güneş ışıkları ile aydınlandığını gördüm. Sabah olmuştu. Yatağımdan kalkıp banyoya geçtim. Omzumdaki sargıyı çıkarıp duş aldım. Rutin işlerimi de halledip beyaz pantalonumu ve beyaz kazağımı giydim. Ayaklarıma da beyaz converslerimi giyip saçlarımı düzleştirdim. Hafif bir makyaj yapıp aşağı indim. Hatice teyze kahvaltıyı hazırlamıştı. Ona ''Günaydın'' diyerek kahvaltı masasına oturdum. O da ''Günaydın'' deyip işlerini yapmaya geri döndü. Beyaz yanıma gelip havladığında ona da yemeğini verdim. Kahvaltım bittikten sonra çantamı ve telefonumu elime alıp evden çıktım. Evin önünde duran beyaz arabama binip okula doğru sürmeye başladım. Evet daha ehliyetim yoktu ama çok iyi araba kullanıyordum. 

Okula geldiğimde arabamı park edip arabadan indim. Sınıfıma doğru yürürken herkesin bana olan bakışları 'Yine mi beyaz?' der gibiydi. Onların bu hallerine gülümseyip sınıfıma geçtim. Herkes artık beyaz giyinmeme alışmıştı. Hep beyaz giymiyordum ama çoğunluk olarak beyaz giyiyordum. Sınıftakilere 'Günaydın' diyip sırama oturdum. Arkadaşlarım neden dün okula gelmediğimi sorduğunda biraz rahatsız olduğumu söyledim. Yalan söylemekten nefret ederdim ama şimdilik mecburen böyle söylemek zorundaydım. Arkadaşlarımdan dünkü derslerin notlarını alırken birden gözüm kapıdan giren Emir'in gözleriyle buluştu. Bana korku dolu bakışlarını yollarken bende ona korku dolu bakışlarımı yolladım. Ondan hiç korkmuyordum. Gerçi ben kimseden korkmazdım. 

Cemre'nin beni dürtmesiyle ona döndüm. Cemre benim en iyi arkadaşımdı. Hatta onunla kardeş gibiydik. Birbirimizin her şeyini biliyorduk ve birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Ayrıca sıra arkadaşımdı. Ona ''Ne oldu?'' diye sorduğumda yanıma daha çok yaklaşıp sadece benim duyabileceğim bir şekilde '' 'Rahatsızdım' yalanına kanacağımı düşünmedin heralde dimi ayrıca Emir'le bakışmanızı gördüm. Okul çıkışında bize gidiyoruz. Bana her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacaksın.'' dediğinde gülümseyip ''Tamam'' dedim. 

Son derse gelmiştik. Ders matematikti. Hoca tahtaya yeni bir soru yazdığında kimin çözmek istediğini sordu. Ben elimi kaldırıp ''Ben çözebilir miyim hocam?'' dedim. Sınıfta benden başka kimse çözmek istememişti. Son ders olduğu için herkes bitkindi. Hoca ''Yine mi sen Ceren? Zaten bütün soruları sen çözdün?'' dediğinde gülümsemiştim. Evet bütün soruları ben çözmüştüm. Bu durumdan da çok memnundum. Hoca ''Başka çözmek isteyen yok mu?'' dediğinde Emir ''Ben çözebilir miyim hocam?'' dedi. Gözlerimi ona çevirip şaşırmıştım. İlk defa derste soru çözüyordu. Hoca ''Gel çöz Emir'' dediğinde oda şaşırmışa benziyordu. Tahtaya çıkarken bana kısa bakış atıp yanımdan geçti. Bana inat yaptığına emindim. Emir soruyu çözerken zil çaldı. Cemre hemen koluma girdi ve okuldan çıktık. 

Cemre'lere geldiğimizde Hatice teyzeye mesaj atıp biraz geç kalacağımı haber verdim. Cemre beni odasına sürükleyip ardımızdan hemen kapıyı kapattı ve ''Evet seni dinliyorum Ceren, hemen anlat. Ne oldu?'' dedi. Bende hemen olanların hepsini Cemre'ye anlatmaya başladım. Emir anlatmamamı istemişti ama onu dinleyecek değildim. Her şeyi anlattıktan sonra Cemre şok olmuş olduğunu belli ederek gözlerini açmıştı. ''Omzun nasıl?'' dediğinde ''Merak etme iyi bir şeyim yok'' dedim. ''Ben ona yarın okulda gününü gösteririm. Pislik herif kardeşimi vurmak neymiş görecek. Hadi kalk polise gidiyoruz. Bana anlattıklarını polise anlatacaksın.'' dedi sinirli bir şekilde. Ben zaten polise gidecektim ama okula gittiğim için gidememiştim. ''Tamam'' diyip oturduğum yerden kalktım. Birlikte benim arabama binip polise gittik. Olanları onlara da anlattım. Polis Emir'in onlarla çatışmaya girdiği için arandığını söyledi. İşimiz bittikten sonra oradan çıktık.

Cemre'yi evine bırakıp kendi evime doğru sürmeye başladım. Evime yaklaşmak üzereyken birden önümü kesen siyah arabayla durmak zorunda kaldım. Arabadan inen Emir'i gördüğümde şaşırdım. Aslında arabayı geri sürüp kaçabilirdim. Ama ben kaçmayı sevmezdim. Bu yaptıklarının bedelini ödeyecekti. Hemen ona çaktırmadan polisi aradım ve omuzumu vuran, polisle çatışan kişinin şu anda yolumu kestiğini söyledim. Olduğumuz yeri tarif ettikten sonra 15 dakikaya burada olacaklarını ve onu bu süre zarfında oyalamamı isteyip telefonu kapattılar. Emir bana doğru gelmeye başladığında arabayı kilitledim. Onu bir süre böyle oyalamam gerekecekti. 

Arabamın tam önünde durduğunda 3 dakika boyunca göz göze kaldık. Gözlerimi çekmek istesem de onu oyalamak için çekmedim. Daha sonra oturduğum yerin kapısına gelip kapıyı açmaya çalıştı ama ben kilitlediğim için açamadı. Sinirlendiğini anladığımda gülümsedim. Ama bu zafer gülümsemesi gibi bir şeydi. Daha sonra ''Aç şu kapıyı Ceren!'' diye kükrediğinde yüzümdeki gülümseme silindi ve yerine sinirli bir ifade geldi. Tekrar ''Aç şu kapıyı!'' diye bağırdığında ''Açmıycam'' dedim sakin bir şekilde. Daha fazla sinirlenmişti. Arabasına doğru yürüdüğünde gideceğini sanmıştım. Ama gitmemişti. Eline bir levye alıp bana doğru gelmeye başladığında saate baktım. 6 dakika daha oyalamam gerekiyordu. Yanıma geldiğinde ''Aç şu kapıyı yoksa ben açarım!'' dedi kendinden emin bir tonla. Arabama zarar gelsin istemiyordum. O yüzden arabamı açıp indim. ''Ne var? Ne istiyorsun?'' dediğimde sanki komik bir şey söylemiş gibi gülmeye başladı. Daha sonra ciddileşip ''Sana olanları kimseye anlatmamanı söylemiştim.'' dedi. Acaba polise anlattığımı mı öğrenmişti? ''Bende sana sormayacağımı söylemiştim.'' dedim kendimden emin bir şekilde. Daha çok sinirlenmişti. Beni kolumdan tutup arabasına doğru sürüklemeye çalışırken elini ısırarak kolumu ondan kurtardım. ''Beni hiç bir yere götüremezsin!'' dedim sinirli olduğumu belli edecek bir tonda. ''Fikrini soran olmadı. Benimle geliyorsun.'' dediği sırada tekrar kolumu tuttu. Duyduğum seslerden polislerin bize doğru geldiklerini anladığımda gülümsedim. ''Allah kahretsin. Bunlar nereden çıktı!'' dediğinde arabasına doğru daha hızlı yürümeye başladı. Beni de arkasından sürüklüyordu. Polislerin geldiğine şaşırmış olduğuna göre sadece Cemre'ye anlattığımı öğrenmişti. Kaçmasına izin veremezdim. ''Emir!'' dediğimde durup bana baktı. Hızla elindeki levyeyi alıp sırtına indirdim ve ''Üzgünüm kaçmana izin veremezdim.'' dedim. ''Se-sen mi ça-ğır-dın?'' derken gözleri kapandı. Polis yanımızda durduğunda olanları çok hızlı bir şekilde onlara anlattım. Kaçmaması için onu vurmaya mecbur kaldığımı söyledim. Hemen ambulansı aradılar. Ambulans onu alırken beni de ifade için polisler aldı. 

İfade verip eve geldiğimde saat gece 12 olmuştu. Hatice teyze neden geç kaldığımı sorunca arkadaşımla vakit geçirdiğimizi saatin kaç olduğunun farkında olmadığımızı söyleyip iyi geceler diledim ve odama çıktım.Olanları ona anlatamazdım. Hemen annemle babamı arardı. Onları endişelendirmek istemedim. Üstümdekileri çıkarıp eşofman takımımı giydim. Telefonumu elime alıp Cemre'ye ''Suçlu yakalandı...'' yazıp gönderdim ve uyudum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 23, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİYAHIN İÇİNDEKİ BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin