Soulmate, onu hikayeye çevirmeye karar verdim. Küçük değişiklikler yaptım. Tekrardan okumanızı öneririm. Çünkü 2.bölümü anlamayabilirisiniz.Bana ulaşmak isteyenler hesabımdan ulaşabilir. Amaze Me (Union J) ile okumanızı şiddetle öneririm. Biterse başa sarın. Lütfen sorularınızı veya görüşlerinizi bana belirtin. Okuduğunuz için şimdiden teşekkürler! xx
Bomboş sokaklarda bilincimi kaybetmişcesine yürüyordum. Beni tutan yoktu. Bağlı olduğum şey de yoktu.
Eve girdiğimde biraz dinlenmek istediğimi fark ettim. Uyumama gerek yoktu, ben uyumazdım. Ama dinlenmem gerçekten gerekiyordu.
Bahçe kapısının önüne geldiğimde kilide yavaşça gözümü okuttum. Kapı gıcırdayarak açılırken dişlerimi sıktım. Gıcırdamasını sevmiyordum. Evin kapısına geldiğimde kilide parmağımı bastım. 3-4 katım olan çelik kapılar sessizce açılırken keyifle gülümsedim.
Yavaşça merdivenlerden çıkarak kendimi banyoya sürükledim. Duş almak iyi gelecekti. Ama aklıma takılmıştı. Benim ruh eşim kimdi? Öğrenmek istiyordum.
Kıyafetlerimi serice çıkartarak geniş küveti doldurdum. İçine girdiğimde kaslarımın gevşediğini hissettim. Küvetin yan kısmındaki bileklikleri elime aldım. Bu bileklikler özeldi. Bende özeldim. Ben insan değildim. Geleceği görebiliyordum. Daha başka yeteneklerim var mı bilmiyordum. Bileklerimin üstüne sabitledim. Düğmeye basmam ile damarlarıma işleyecekti kabloları. Bunu yapmam tehlikeliydi. Ama yapmalıydım. İşaret parmağım ile narince düğmeye dokunmam ile bilincimi kaybettim.
***
Büyük, ucu olmayan, masmavi okyanusun içindeydim. Yüzmüyordum. Batmıyordum da. Sadece suyun içerisinde yatıyordum. Gökyüzünü net görmemi suyun yüzeyi engelliyordu. Aşağı baktığımda karanlık olduğunu gördüm. Ayrıca hiç balıkta yoktu.
Yavaşça gözümü kapattım ve görmeye çalıştım. Bir barın içerisindeydim. Üzerimde siyah yarım tişört, deri ceket ve pantolonum vardı.
Etrafı inceledim. Herkesin elleri ritim tutmak için havada sallanıyordu. Delicesine eğleniyordu herkes. Ben ve o dışında. Oda bana bakıyordu. Yaklaşmaya başlamıştım.
Saçları dağınıktı ama ona yakışıyordu. Beni sanki kendisine çekiyordu. Aradığım kişi o muydu? Şimdi aramızda bir adımlık mesafe vardı.
Sonra gözlerini fark ettim. Onun da gözleri benimkiler gibiydi. Hayır normal değil. Aradığım kişi kesinlikle oydu. Bir adım daha attığımda saydam bir duvara çarpmıştım. Beni engelliyordu. Her şey bulanıklaşmaya başlamıştı. Ama hala o gülümsüyordu.
Gözlerimi açtığımda batmaya başlamıştım. Okyanus küçülüyordu. Suyun yüzeyi uzaklaşıyordu. Hayır, hayır. Tam onu bulmuşken ölemezdim.
***
Nefesimi vererek kendime geldim. Bileklikler bileğimi kesmişti. Yavaşça onları bileğimden çıkardım. Bileklerime suya sokup temizledim ve kanamasını durdurmaya çalıştım. Durmayacağını anladığımda yavaşça küvetten çıktım ve dolaptan havlular aldım. Birini vücuduma sabitlerken diğeriyle de saçımı kuruladım.
Bileklerime pansuman yaptıktan sonra sargı bezlerini narince sardım. Banyodan çıkıp odama ilerledim. Bileklerimdeki acı dikkatimi dağıtıyordu bu yüzden bilinçsizce, rastgele kıyafetlerimi seçtim.
Deri ceketimi ve ayakkabılarımı alıp balkona ilerledim. İnanılmaz güzel manzarası vardı. Aşağısı uçsuz bucaksız bir uçurumdu. Temiz hava başımı döndürmüştü. Bağcıklarımı bağladıktan sonra deri ceketimi korkuluklardan alıp üzerime geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate // l.t.
Fanfiction"Louis. Bende Louis. Ve seni seviyorum." Tüm hakları saklıdır.