1.4

160 12 2
                                    

İşte part 2. Bu bölüme yorumlarınızı bırakırsanız gerçekten mutlu olurum çünkü bu bölümü gerçekten çok sevdim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar! 💕

Zayn
Utandığını anladığımda güldüm. O çok güzeldi. Gerçekten. Çok güzel bir gülüşü vardı, sempatikti, tatlıydı. Ama ona aşık olmamın sebebi bunlar değildi. Evet güzeldi. Ama sebep bu değildi. Onu seviyordum çünkü güçlüydü. Hayatımda gördüğüm en güçlü kadındı. Yaşadığı onca şeye rağmen asla pes etmeyişi onu sevmemin en büyük nedeniydi. Üzgün olsa hatta üzüntüden kahrolsa bile etrafına bunu belli etmiyordu. Ayrıca yardımseverdi. Hayvanları seviyordu, insanları seviyordu. Bencil değildi. Hayranlarına sonsuz sevgisi vardı. Onu seviyordum çünkü hayat doluydu.
Yarım saat süren sessizliği kendisi bozdu.
"Ee nereye götürüyorsun beni? Umarım 15 dakikada hazırlandığıma değecek bir yerdir."
"Aslında inatçılık etmeseydin 15 dakikada hazırlanmana gerek yoktu."
Göz devirdi.
"Her neyse. Nereye gittiğimizi söyleyecek misin?"
"Gidince görürsün güzelim, gidince görürsün..."

-Gomez
"Hem zorla bir yerlere götürüyor, hem de nereye gittiğimizi söylemiyor. Zorba!" kıkırdadı. O an gözüme küçük bi çocuk gibi göründü. Çok güzeldi gerçekten. Yani yakışıklı tabi ama aynı zamanda güzel de. Saçmalıyorum şuan.
Sonunda araba durduğunda Burger King'e geldiğimizi farkettim. Kaşlarımı çattım. Başta söyleseydi de pantolon t-shirt giyip çıksaydım.
"Gerçekten mi Zayn?"
"Ne var lokantalarda tabağa bir parça et koyuyorlar doymuyorum. Burger iyidir."
"Hayır madem buraya gelecektik söyleseydin de böyle giyinmeseydim."
Başını yere eğdi ve ensesini kaşıdı. Evet kızlar bu eriten bir görüntü.
"Pek romantik bir başlangıç olmadı ha?"
Gülümsedim.
"Burger'a bayılırım hadi girelim artık."
İçeri girdiğimizde tüm gözler bize döndü. Bizse tınlamayıp siparişlerimizi vermek için kasaya gittik. Kasadaki kız Zayn'i görünce gözleri büyüdü.
"Hoşgeldiniz! Ne alırdınız?" dedi ve inanın bana bunu cilveli bir şekilde söylemek için bir taraflarını zorlamış olabilirdi. Ama itiraf etmeliyim ki kız güzeldi. Zayn kızın yüzüne bile bakmadan bana döndü.
"Ee ne yiyoruz?"
"Ben King Chicken Menü istiyorum."
Zayn sonunda kızın yüzüne bakmaya tenezzül edip ifadesiz bir suratla;
"İki King Chicken Menü. Ranch sos da istiyoruz."
"İçecekler?"
"Kola." dedim kıza gülümseyerek. Gözlerini devirdi. Sonra gülümseyerek Zayn'e döndü.
"Siz ne alırdınız?"
"Kola." dedi Zayn mimik oynatmadan. Kız bozulmuştu ama belli etmedi.
"Patates ve kolalarınızı büyütmek ister misiniz?"
"Evet teşekkürler." Zayn uzattığım paraya uzaylı görmüş gibi baktı.
"Selena çok özür dileyerek soruyorum. Ne yapıyorsun şuan?"
"Hesabı ödüyorum Zayn."
Kahkalarla gülmeye başladı.
Cüzdanını çıkardı ve hesaptan fazlasını kıza uzattı.
"Üstü kalsın."
Siparişlerimizi alıp kendimize cam kenarında bir masa seçtik.
"Evet Zayn. Seni dinliyorum."
"Önce yemeğini ye."
Göz devirip hamburgerimden bir ısırık aldım. Kesinlikle kibar olmaya çalışmadan 15 dakika içerisinde tepsimdeki her şeyi bitirmiştim. Onun da benden aşağı kalır yanı yoktu.
"Kahve?"
Kafamı salladım.
"Biraz sonra."
Gergindi. Boğazını temizledi ve derin bir nefes aldı.
"Sana karşı ilk bi şeyler hissetmeye başladığımda 20 yaşındaydım. Hatırlar mısın bilmem bir röportajımda seni öpmek istediğimden bahsetmiştim. Sanırım sana karşı ilk o zaman bi şeyler hissetmeye başladım. Başta ciddiye almadım. Hatta buna bir sürü isim koydum. Hoşlantı, arzulama, beğenme... Ama asla aşk diyemedim. Yıllar geçti, ben büyüdüm, sen büyüdün. İçimde ki sen de büyüdün. Ama kendime bunu hiç itiraf edemedim. 23 yaşıma geldiğimde bunun boş bir duygu olmadığını anladım. Ama sana hiçbir zaman açılamadım. Neden bilmiyorum ama yapamadım. Benden nefret edeceğinden korktum ki şuan ediyorsun da. Kendimi tuttum. Sana olan hislerimi hep göz ardı ettim. Sonra zaten Gigi'yle tanıştım. İyiydi, güzeldi ama sen değildi işte. Yine de denedim Selena. Ona aşık olmaya çalıştım. Sevdim de. Gerçekten. Ama asla o anlamda sevemedim onu. Sonra da işte sana yazdım. Tabi ki bu seninle eğlenmek için değildi. Seni tanımaya başlarsam belki de düşündüğüm gibi biri olmadığını anlardım ve senden soğurdum. Ama olmadı. Daha çok bağlandım. Sana asla yalan söylemedim Selena. Seni seviyorum ve bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecek. Ne Gigi, ne sen bunu değiştirebilirsiniz. Ayrıca teknik olarak onu aldatmış sayılsam bile o da beni hiç sevmedi. Reklam için benimle birlikteydi ve bitti. Seninle olmak için önümde hiçbir engel yok gibi görünüyor değil mi? Var. Şuan sana ulaşamamın tek sebebi sensin." Gözünden bir yaş aktığında kalbime saplanan ağrının tarifi yoktu. 5 yıl. Koskaca 5 yıl içinde beni büyütmüştü.
"Zayn ben-"
"AMAN TANRIIIIM SEN SELENA GOMEZ'SİN! AMAN TANRIM! AMAN TANRIM! AMAN TANRIM! SELENA GOMEZ ŞUAN KARŞIMDA! AMAN TANRIM!"
Karşımda çığlık atan adama ağzım açık bakıyordum. En az 30 yaşında vardı. Dayanamayıp güldüm.
"Hey biraz sakin olmalısın."
"İnanamıyorum sen tahmin ettiğimden de güzelsin. Gerçekten şuan bayılabilirim. Sen cennetten mi geldin? Sana sarılabilir miyim?"
Gülümsedim.
"Teşekkür ederim. Tabi ki-"
Sözümü kesen bu kez Zayn'di.
"Hayır. Tabi ki sarılamazsın."
Adam kaşlarını çattı ve bana döndü.
"Siz ikiniz arkadaş değil misiniz bebeğim bu adam sana karışma hakkını nereden ve kimden alıyor?"
"Bebeğim diyen ağzını sikerim senin lan."deyip üstüne atladı adamın Zayn.
Çığlık attım.
"Ya dursanıza napıyorsunuz?!"
Saçımda hissettiğim elle boynumun geriye doğru eğilmesi bir oldu. Elimi saçımı tutan ele götürdüm ve kurtarmaya çalıştım.
"Ya bıraksana saçımı napıyorsun?"
"Senin yüzünden sevgilimi dövüyorlar."
"Ben ne yaptım ya?"
"Sevgiline sahip çıkamıyorsan taşımayacaksın yanında."
"Sevgilim değil o benim!"
Kız beni dinlemeyip masanın üstündeki  ketçabı üzerime sıktı. Neden bu duruma geldim neden ya?!
----------------------------------------------
Günümüz
"Benim anlamadığım şey Burger'da makarnanın ne işi var?"
Zayn güldü.
"İnan bana o kadından her şey beklenir. Hadi oyalanmadan gidelim. Üşütüceksin."
Arabaya bindik.
Zayn'in evinin önüne geldiğimizde çoktan magazinlere manşet olacağımızı biliyordum. Güldüm. Bundan sonra hiçbir şeyi düşünmeyecektim.
"Neden gülüyorsun?"
"Saçma bir gündü çünkü."
Kapıyı açıp içeri girdiğimizde evi incelemeye başladım. Sade ve ferah bir evdi. Burayı sevmiştim.
"Evini sevdim."
Gülümsedi.
"Kendi evinmiş gibi takıl. Ben de sana Doniya'nın kıyafetlerinden getireyim. Arada kalmaya geliyor."
Kafamı salladım ve etrafı incelemeye devam ettim. Tv ünitesinin üstündeki fotoğraflara takıldı gözüm. Ailesi ve kardeşleriyle olan bir fotoğrafını elime aldım. Çok huzurlu ve mutlu görünüyordu. Sonra çocuklarla olan fotoğrafını gördüm. Gülümsedim. Gruptan ayrılmış olsa da onlardan asla kopmadığını biliyordum. Elinde kıyafetlerle geri döndüğünde fotoğrafı yerine bıraktım.
"İşte. Banyo koridorun sonunda soldan üçüncü kapı. İstersen duş da alabilirsin. Ben de gidip temizleneyim."
"Teşekkür ederim." Banyoya girdiğimde kısa bir duş aldım. Zayn'in verdiği kıyafetleri üzerime geçirdim. Banyodan çıktığımda o da temizlenmiş ve mutfakta kahve yapıyordu.
Beni görünce kaşlarını çattı.
"Saçlarını kurutmadın mı? Hasta olmak istiyorsun sanırım."
Göz devirdim.
"Bir şey olmaz kurur şimdi."
Mutfaktan çıkıp gitti. Geri geldiğindeyse elinde saç kurutma makinesi vardı. Elimden tutup beni salondaki koltuğa oturttu.
"Zayn gerçekten gerek yok." İtirazlarıma rağmen beni dinlemedi ve saçımı kurutmaya başladı. Çok nazik davranıyor, canımı acıtmaktan korkuyordu. Gülümsedim. Beni mutlu ediyordu.
--------------------------------------------
Kahvelerimizi içerken ikimizde sessiz kaldık. Salonun köşesinde ki gitara takıldı gözüm. Elimdeki kupayı sehpaya bıraktım ve gitarı elime aldım. Tekrar koltuğa oturduğumda bana anlamayan gözlerle bakıyordu.
"Bu zamana kadar sen kendini şarkılarla ifade ettin. Sıra bende." Buruk bir şekilde gülümsedi. Çalmaya başladım.
"Bu sabah kalktığımda tek bildiğim
Şimdi bir şey bildiğimdi daha önce bilmediğim bir şey
Ve son 18 saatte gördüğüm tek şey
Kahverengi gözler ve güzel kirpikler*" Yeşil gözler ve çiller kısmını onun için değiştirmiştim. Gülümsedi.
"Ve hatırımdaki gülümsemen ve beni iyi hissettirmen
Ben sadece seni tanımak istiyorum
Şimdi daha iyi tanımak, daha iyi."
Güldüm. Yerinde bir şarkı seçmiştim. Nakaratı atlayıp devam ettim.
" Tüm bildiğim mavi uzun duvarlar" Benimle birlikte söylemeye başladı.
"Ama onları yıkacağım, yıkacağım
Ve sana kapıyı açacağım
Ve karnımda hissettiğim tek şey
Kelebekler ve güzel şeyler
Boş zamanlarımı doldurmak ve uçup gitmek beni iyi hissettiriyor.*" Sustu.
Gitarı kenara bıraktım.
"Tek bildiğim sağanak yağış ve her şey değişti.*" Sanırım son birkaç günü bu şarkıdan başka bir şarkı daha iyi anlatamazdı. Gülümsedi.
"Seni seviyorum Marie. 5 yıl önce de seviyordum şimdi de seviyorum. Tek bildiğim bu."
Eğilip beni öpmeye başladı. Huzurlu hissediyordum. Sonunda gerçekten mutlu hissediyordum. Her şeyi boşverip öpücüğüne karşılık verdim. Umarım birgün ben de onu bu kadar çok severim. Umarım her şeyi berbat etmem.

Şarkı*: Taylor Swift, Ed Sheeran - Everything Has Changed

Merhaba! Bu bölümü gerçekten çok severek yazdım delircem çok tatlı sizüwjxşqüxmwpüzlwğz Okuduğunuz için teşekkür ederim. 💕

i need an angel / zm&sgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin