Hayır, hayır hayır! Defterim orda kalmamıştır değil mi? Çantamı boydan boya boşalttım. Ama tek eksik defterdi! Bitmiş biber gazı şişesi bile vardı. Aish! Hoseok'a yumruk atıldığında heyecandan yere atmıştım. O sırada Hye Sun şaşkın bakışlarla ''Noldu? Bir şey mi eksik?'' Kafamı aşağı yukarı salladım ve ''DEFTER YOK!'' dedim.
''Gitmem lazım orada kalmamalı defter!'' Hye Sun sert bir bakış attı ve ''Hiç bir yere gidemezsin bu saatte Yeu Na!'' Ups! Hye Sun böyle yaptığında kararlı olduğunu belirtir. En iyisi yarını beklemek!
''Tamam gitmiyorum'' diyip yatağıma yattım. Ne yani gördüklerim gerçek miydi? O zaman daha önce gördüğüm şeyler gerçekleşmiş olabilirdi. O tüm gördüklerim sanki 1 dakikaya sığmıştı. Çoğunda kötü şeyler oluyordu. Belki de gördüklerim olanları engellemek içindi.
Ayrıca Hoseok'un elini tuttuğumda garip bir şey olmuştu. Elektrik çarpması gibiydi. Derken uyuyakalmışım. Sabah kalktığımda kahvaltı etmeden giyinmeye koyuldum.
Hye Sun kafeye çalışmaya gittiği için ev boştu. Hemen çıkıp yollara koyuldum.
~Hoseok'dan
Akşam uyku tutmamıştı. Bende hem meraktan hem de can sıkıntısından deftere göz atmaya başladım. Okumaya başlarken bu kız manyak demiştim. Çünkü gördüğünü söylediği şeyler saçmaydı. Ama toplam 42 sayfa vardı. Bunların hepsini uydurması mümkün değildi. Demek ki başıma gelecekleri buradan anlamıştı.
Bunları düşünürken daldım. Kızın gördüğü gibi bir şeyler görmüştüm sanırım. Ama gördüklerimde o kız vardı. Bana saldırdıkları yerde bir şeyler arıyordu. Sonra o adamlar gelip kızı dövmüşlerdi. Devamı yoktu. Defteri aradığı belliydi. Yarın ilk iş oraya gideceğim.
Sabah olunca kalkıp giyindim. Tam evden çıkacakken Jungkook'un sesiyle irkildim. ''Nereye?'' Umursamadan ayakkabımın bağcıklarını bağlamaya koyuldum ve ''Sanane.'' dedim. Jungkook ''İyi ama anlat gelince.'' Evden çıktım ve yürümeye başladım.
~Yeu Na'dan
Neredeyse gelmiştim. Yürürken nerede düşürdüğümü düşünüyordum. ''Ah, burada düşürmüştüm ama yok!'' derken arkadan birisi ''Hm. Acaba o defter yakışıklı Hoseok'da mı?'' Arkamı döndüğümde tahmin ettiğim gibi Hoseok ve o umut veren gülüşü vardı.
Gözlerimi ondan alamadım. Ama sonra ani bi manevra ile defteri alıp ''Teşekkür ederim Hoseok abi.'' dedim. Tabiki dalga geçiyordum. Sonra Hoseok ''Hızlı ol. Bildiğim bir kafe var orda sana bir şeyler söyleyeceğim.'' dedi ve elindeki siyah maskeyi takıp yürüdü. Meraklanmıştım ama onu takip ettim. Girdiğimiz kafede konuşmaya başlamıştı.
Hoseok~ Dün gece senin defterini düşürdüğünü görmüştüm. Sonra aklıma o gelip defteri aldım. Gece de yazdıklarını meraktan okudu-
Yeu Na~ Ne!? Okudun mu?
Hoseok~ Evet. Ama yazdıkların gayet mantıklı geldi. Çünkü dün bende aynısından gördüm. Sen o adamlar tarafından dövülüyordun. Defterini ararken.
Yeu Na~ Vay Be. Dün senin elini tuttuğumda elektrik gibi bir şey çarpmıştı. Ama ben elektrikli falan değilim. Sen elektriklisin.
Hoseok~ Aynısını bende hissettim. İsmin Yeu Na değil mi?
Yeu Na~ Evet defterden görmüşsündür.
Muhabbet böyle devam ederken Hoseok ''Seni daha çok göreceğim sanırım.''
Evet Arkidişler Bildiğiniz Üzere Önceki Hikayem İçime Oturmadığı İçin Devam Etmeyi Düşünmemiştim Ama Eğer İsterseniz Devam Edebilirim. Veee Bir Sürprizim Varr. Yarın Farklı Bir Hikaye Gelebilirr. Neyse Beğendiyseniz Oylayın Lütfen Kendinize Cici Bakın ^^