BÖLÜM 1 - ÇİMENLİK

1 1 0
                                    

Gün tekrardan doğuyordu. Güneş yavaş yavaş yükseliyor herkes günlük yaşamlarına devam ediyordu. Bende her zamanki gibi okula gidecektim. Çantamın içini doldurdum. Bugün fazla boş dersler vardı bu yüzden soru çözmek en mantıklı olan seçenekti.En azından üniversiteye hazırlanan lise son öğrencisi için. Çantamı bir kenara bırakıp üstüme sweet geçirdim. Bir pantolon işe iş tamamlanmıştı. Çantamı kaptım ve kapıyı hafifçe açtım. Aşağı ses çıkarmadan indim. Evden çıktığımda karşı tarafta boş eve baktım. Eskiden orada biri yaşardı. Bir teyze. Saçları beyazlamış, yüzünde kırışıklıklar çıkmş ve yılların getirdiği yorgunluk yüzüne düşmüş bir kadın yaşardı. Geçen hafta hayatta girdiği son sınavından kalmış ve gitmişti. Kızı ve oğlu gelip evi boşalttı. Hemen ardından ev sonsuz bir sessizliğe büründü. Bu şekilde okula gelmiştim. Okulun her zamanki yerinde adımlarımı atarken aklımda türü düşünceler havalanıp bu soğukta yere çakılıyordu. Şimdi en korktuğum bölüm geliyordu: Okulun merdivenleri! Düşersem rezillikti. Dikkatli bir şekilde tırmanıp, basamakları çıktım. Okulun giriş kapısını açtığımda içerideki sıcak hava yüzüm ile buluştu. 12-C sınıfına girdim ve kapıyı kapattım. Girişteki köşe yerime oturduğumda sınıf doluşmaya başlamıştı. Duru içeriye girdiğinde her zamanki uykusuz haliydi. Dün yine geç uyumuş belliydi. "Ne oldu sabah kahvesini unutmuş gibisin?" dedim ve hafifçe sırıttım. "Çünkü unuttum. Ve günaymadıı." dedi mahmur haliyle ve arkaya geçti. Hemen arkasından kapı tekrardan açıldı ve bu sefer içeriye Nehir ve Dolunay girdi. "Günaydın" diye seromoni yaptılar. "Günaydın." "Günaymadın." diye iki farklı ses duyuldu aynı anda. Dolunay benim yanıma geçerken, Nehir, Duru'nun yanında yerini aldı. "Ee nasıl geçti 15 tatil?" diyen Duru'ydu. Üçümüz birden "Ders.." deyip susmamız gerekirdi değil mi? "Benim her zaman ki dershane, ev." dedim. "Bende öyle pek dışarı çıkamadım." dedi Nehir. "Alın benden de o kadar." diye sonlandıran Dolunaydı. Çünkü ilk dersimiz olan Narin Hanım'ın dersiydi : Matematik. Uzun bir integral dersinden sonra ayaklandım "Kantine gelen?" dedim üstümü düzeltirken. "Ben geliyorum." diye Duru söylendi. "Kahve almalısın." dedim..

             Ve gün böyle geçmişti. Yorgun, ders, sınavlar ile bitirmiştim. Eve doğru yürürken yanımdan hızlıca biri geçti ve omzuma çarptı. Ve o sırada saçım kapşonunun fermuarına takıldı. Acıyla bağırdığımda o da neye uğradığını şaşırmıştı. "Saçım takıldı! Biraz dikkatli yürüseniz." dedim ve saçımı ondan kurtarmaya çalıştım. "Kahretsin. Sende yolu ortalayıp yürüyeceğine kenardan geçseydin." dedi. Saçımı ondan kurtardım ve "Sana sormayacağım her halde nerden yürüyeceğimi deyip." evin yolun girdim. Kapıyı çaldığımda bir şey dikkatimi çekmişti. Karşı evde ışıklar yanıyordu. Biraz daha yaklaştım ve çiti atladım. Büyük camdan içeriye bakarken aniden karşıma bir erkek çıktı ve bende sendeleyip arkadaki çimlerin üstüne düştüm. Bu ne şans Allahım böyle? Saniyler birbirini kovalarken yanıma iki kişi geldi. Sanırım kafamı bir yere çarpmıştım. Çünkü bulanık görüyordum. Karşımda bir kişiden iki tane vardı. "İyi misin? Amacım korkutmak değildi." dedi. Ve elini uzattı. Elini tutup ayağa kalktım. Gözlerimi ovuşturdum. "Siz kimsiniz? Burası.. B-burda kimse oturmuyordu. Yani oturan kişi öldükten sonra." dedim. "Ben Yağız bu da ikizim Yiğit. Ve buraya yeni taşındık." dedi gece de parlayan yeşil gözleri ile. "Bende Hayal. Işıkları görünce şaşırdım. Ve.. sen!" dedim. Buraya gelirken çarptığım kişiydi. "İnsan bir özür diler." dedim. "Başa sardık!" dedi öfkeyle. "İstiyorsan on defa başa sar haksızsın." dedim sinirle bende. "Hey gençler sakin." dedi Yağız. Evet sanırım Yağız olan oydu. "Hayall!" diye annemin seslendiğini duydum. "Neyse iyi akşamlar." dedim ve çitlerden atlayıp evime girdim. "Yeni birileri taşınmış." dedim anneme bakarken. "Aynen hiç boş kalmadı. De sen orada ne yapıyordun?" diye sorguya çekti. "Ee ışıklar yanınca merak ettim ne oluyor diye gidip baktım." dedim. "Neyse hadi elini yıka yemeğe geç." dediğinde başımı sallayıp yukarı çıktım. İlk önce üstümü değiştirdim hemen ardından elimi yıkadım ve kabaran saçlarımı topuz yaptım. Aşağı inerken annemlerin konuşmalarını duydum. "Onların oğulları mı?" dedi babam. "Sanırım öyleler. Eski şeyler tekrar eden plak gibi önümüze çıkıyor." diye yanıtladı annem. "Baş edeceğiz kaçarı yok." Bu konuşmalarda neyin nesiydi? Bozuntuya vermeden aşağıy indim. Sanırım bu geçireceğimiz son naif akşam yemeği olacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HALİHAZIRDA MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin