"Ver oyuncağımı, oynama istemiyorum!"
Jimin bu kelimelere karşın üzgünce elindeki ayıcığı yere bıraktı. Babacığı ile Yoongi ve Taehyung'ların evine gelmiştiler. Babacığı ve Yoongi çocukluk arkadaşlarıydılar. Taehyung ve Jimin'in de öyle olması için uğraşıyorlardı. Tabii ne kadar olabilirse.
Yoongi, odaya girerek Taehyung'u yanına çağırdı.
"Taehyung, bebeğim bir dakika gelebilir misin?"
Bu sesi duyduktan sonra ikiside bir anda göz göze gelmişlerdi. Taehyung, Jimin'e 'oyuncaklarıma dokunma' der gibi bakmıştı. Jimin gözlerindiki seziyi aldıktan sonra kafasını yere eğdi. Taehyung sinsice gülümsedi, sonra da yavaşça ayağı kalktı.
"Hemen geliyorum babacığım!"
Jimin kızgın bir surat ifadesi ile giden Taehyung'a baktı. Jimin aslında Taehyung'u sevebilirdi, fakat karşı taraf onunla aynı düşüncede değildi. Jimin kocaman odada bir başına kalmıştı. Sıkıntı ile kafasını yere eğdi. Derin bir nefes verdi. Kafasını tekrar yukarı kaldırdığında bir oyuncak gözüne çarpmıştı.
"Aman tanrım! Bir tren!"
Resmen cırlamıştı. Dizlerinden yardım alarak oyuncağın yanına gitmişti. Büyük bir mutlulukla oynarken elinden alınması ile gülen yüzü solmuştu. Eli açık şekilde kalmış, gözü treni alan elleri takip ediyordu.
"Sana oynama demedim mi!?"
Taehyung bağırdığı için ürken Jimin, geriye ilerledi. O anki sinir ile elindeki treni Jimin'in suratına atmıştı. Jimin refleks ile yüzünü korumaya çalıştı. Ne kadar çalışsada yüzüne şiddetli bir şekilde çarpmıştı. Kaşı ile gözü arasında kalan kısımda kendini belli eden bir çizgi oluşmuştu. Taehyung ne yaptığının farkına varınca susturmaya çalışmıştı.
"Ağlama lütfen. Özür dilerim, özür dilerim..."
Yinede susmayınca yere geri oturmuş çaresizce yanaklarını nefesi ile şişirmişti. Merdivenlerden sesler gelirken Taehyung hızla arkasını döndü. Onu suçlu bulurlar diye kolunu hızlıca kaşıyıp kızarmasına sebep olmuştu. Sonrada o da ağlamaya başlamıştı.
Hızlıca odaya dalan Yoongi ve Jungkook, sinirle bebeklerinin yanına gitti. Taehyung hızla cırladı.
"Babacık, Jimin bana vurdu!"
Ve ağlamaya devam etti. Jungkook o an ki sinirle Jimin'in kolunu sertçe tutarak kapıdan dışarıya attı.
"Ben bişey yapmadım, vurmadım ona."
Jungkook, hâlâ ağlayan Jimin'e kafasını çevirdi.
"Kes sesini Jimin!"
Jimin babacığının kükreyen sesini duyunca ürkmüş ve daha çok ağlamaya başlamıştı. Fakat bu sefer göz yaşları acıdan değil babacığının ona inanmamasından dolayıydı. Küçük kalbi yüksekten düşen bir cam gibi parçalanmış, hatta daha fazlası tuzla buz olmuştu kaybolmuştu.
"Tamam sakin ol Jungkook, normal bunlar."
Jungkook bir saniyelik kafasını Jimin'e çevirerek.
"Bu olanlar için özür dilerim. Jimin iyi bir ceza alacak!"
Taehyung göz yaşlarını silmeye çalışırken Jimin hıçkırıklarını durdurmaya çalışıyordu. Sonra hızla odaya yeniden girip Jungkook'un kolundan tuttu.
"Beni neden dinlemiyorsunuz?! Neden sadece onu dinliyorsunuz!? Gözüme treni atan oydu. En baştan beri oyuncaklarını benimle paylaşmadı. Hani iyi biriyle tanıştıracaktınız beni? O iyi biri değil babacık! Gözüme çufçuf attı!"
Jungkook, Jimin'i dinledikten sonra kafasını Yoongi ve Taehyung'a çevirdi. Yoongi yanındaki bebeğine dönüp eli ile Jimin'i gösterdi.
"Doğru mu söylüyor?"
Taehyung cevap vermek yerine ağlamayı tercih etmişti. Jungkook'ta yeniden Jimin'e döndü.
"Peki ya sen ona vurdun mu?"
Jimin kafasını sallayıp ellerini gösterdi. Tırnakları yeni kesilmiş ve o kadar uzun değildi.
"Bak babacığım. Benim tırnaklarım o kadar uzun değil. Hem ben yapsam o kadar kızarmazdı. Onun tırnaklarınada bakın."
Taehyung ellerini saklamaya çalışıyordu. Jimin ise hızla Taehyung'a ilerledi. Elini hızla tutup onlara gösterdi.
"Bakın. Benim tırnaklarım bu kadar uzun değil. Lütfen dinlemeden bana şiddet göstermeye kalkamayın."
Hızla kapıya ilerledi. Kapıyı arkasından kapatırken Taehyung'a 'bir daha benimle uğraşma' bakışı attı. Ve odayı terk etti.
___________________________
Yüce Jikook.
Normalde haftada 2 kez gelecekti.
Ancak 2 defa gelmese bile 1 bölüm gelecek.
Bölüm günü belli değil.
Seviliyorsunuz💖💖Vote; 50
Yorum; 70 - 80