*2*

32 4 0
                                    


Oflayarak önümdeki taşı iteledim. 1 saat önce kovulmuş, kendimi sokaklarda bulmuştum. Otobüse binecek param bile yoktu. Babam sadece yurt paramı ödüyordu ve benim daha birçok şeye ihtiyacım varken para kaynağım uçup gitmişti.

"Hepsi senin yüzünden sayın müşteri!"

Yerde tepinmenin bir şey değiştirmeyeceğini anlamam yoldan geçen 5 yaşlarındaki bir çocuğun yanıma gelip "Hastaneye gitmen gerek" demesiyle olmuştu.

Sensin hastaneye gitmen gerek!

Başımı gökyüzüne kaldırdım. "Allah'ım ben senin mümin kulunum. Bana bir güzellik yapsan?  Hadi ya... Bir kıyak geç bana".

》》》》》

Jimin

Arabaya geçmemle Yoongi Hyung ağzını açtı. "Ya ama ne ç-"
Namjoon hyung ağzını kapattı ve susmasını sağladı. Ben de dahil kimse onun sızlanmasını çekemiyorduk.

Zaten üstüm sakar çalışan yüzünden kahve kokuyordu.

"Bu koku nereden geliyor?" Tae'nin sorusıyla Jungkook omzumu ısırmayı bıraktı ve havayı koklamaya başladı. Sonra bana döndü ve "Sen!" Diye bağırdı. Daha sonra Tae'ye döndü. "Hyung koku Jimin Hyung'tan" diye bağırdı. Jin Hyung yavaşça elini arkaya tuttu. Çikolatalardan birini ona verdim. "Aferin evlat..." mırıldanışı sonucunda hepimiz güldük. "Aaa... Çok açsın hyung" dedi HoSeok.

İçimden onlara asla Hyung demiyordum. Çünkü Jimin olmak...

Jin Hyung ve Yoongi Hyung bu konuda beni dövdükleri için onlara içimden bile 'Hyung' diyordum. Kahretsin... Burada ben büyük olacaktım da... sadece Jungkook'tan büyük olabilmiştim. Yine kahretsin...

Şirkete gelir gelmez menajer beni çağırdı. Menajer'in yanına gittim. Başımı eğip onu selamladım. Büyüğüm olduğu için yapmak zorundaymışım. Jin Hyung söyledi.

"Jimin... Sevgili yap kendine"

Bir anda başımı kaldırdım ve bağırdım. "Ne? Ne diyorsunuz?"
Umrunda değilmişim gibi dirseklerini masasına yasladı.

"Farkında mısın bilmem ama haberlerimiz azaldı. En azından magazinde çıkacak bir şey olması gerekiyor-"

"Biriyle kavga etsem ya da başka bir şey? Sevgili zorunlu mu yahu!?" Sözünü kestim. Ben ben Army'lerin meleği Jimin... nasıl sevgili yapar? Hem Army'ler bana yeter ki. Benim sevgiliye ihtiyacım yoktu.

"Üzgünüm Jimin. Kız hakkında bilgiler burada..." diyerek bana bir kağıt uzattı. Daha sonra konuşmasına " Bu özelliklerde biri bulursan iyi olur" diye devam etti.

"Peki" diye mırıldandım çaresizce. Hızla dışarı çıktım ve kapıyı çektim. Kağıda baktığımda özellikler garibime gitmişti.

1* Ünlü olmamalı

2* Fakir olmalı

Bir tek iki özellik yazılıydı ve  ikinci özellik gerçekten canımı sıkmıştı. Niye fakir deniliyor? Maddi durumu az dense olmuyor mu yani? Ben nereden sevgili bulacağım ya? Acaba bulamadım deyip kaçsam mı?

Ertesi gün {Belinay}

Adımlarımı hızlandırdım ve kafeye girdim. Her ne kadar kovulmuş olsamda almam gereken bir para vardı. Gidip onu almalıydım. Çünkü hakkımdı.

Mina'yı gördüğümde gülümsedim. O da gülümsedi. "Kovulmuşsun. Çok üzüldüm. Bu zamanda müşteriler hep kendini haklı çıkarmaya çalışıyor..." tarzı hakaretlerine başladı. Elimle ağzını kapadım. Patron onun hakretlerini duysa onu da kovardı.

Benden beş dakika sonra kapı tekrar açıldı. Gelen sayın müşteriydi. Yani şu beni kovduran. Kafeye umutsuzca baktı. Beni gördüğünde gözleri parladı ve yanına ciddi anlamda koşarak geldi.

"Konuşmamız gerek".

》》》》

1* Ünlü olmamalı

2* Fakir olmalı

Karşımda duran bu kağıda bakıyordum. Sadece bakıyordum. Kafamı kaldırdım ve adının Jimin olduğunu söyleyen gence baktım. "Bunu bana neden getirdin sayın müşteri?"

Göz devirdi. "Ben hala beni tanımamana şaşırıyorum. Ben... Ben, harika kasları olan, Army'lerin gözdesi Park Jimin," Göz devirme sırası bana geçti. Ama sonra ellerini masaya koydu ve derin bir nefes vererek tek bir soru sordu.

"Sevgilim olur musun?"

ParkJChimin 'e ithafen

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Evcilik/ Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin