Depodan sonra eve geldiklerinde gece odasına çekilip olanları düşünmeye başladı. Ne ara bu hale gelmişti? Saate baktığında gece yarısını gösteriyordu. Üzerini çıkarıp ılık duşa girmeye ihtiyacı vardı. Duştan sonra kendini biraz daha iyi hissediyordu. Üzerini giyip banyodan dışarı çıktığında yatağın üzerinde oturan barış ile karşılaştı. Barış ın bakışları kendisini bulduğunda biraz da olsa ürkmüştü. Ve Barış oturduğu yerden kalkıp yavaşça geceye doğru yaklaştı geceyi kendi ve duvar arasında sıkıştırdığında gece kapana kısılmış gibi hissetti. Barış bıyıklarını gecenin yanağında gezdirip konuşmaya başladı.
- Beni özlemedin mi?
Gece ise elini barışın göğsüne koyup kendisinden uzaklaştırmaya başladı barış ise gecenin boynunu öpmeye başlamıştı gece ise her an ağlamak üzereydi. Buraya nasıl girmişti? Üstelik burada ne işi vardı yıllar önce bitmiş bişey için burda ne arıyordu?
- Barış bırak beni! Bırak!
Barış gecenin ağızını hızla kapatıp konuşmaya başladı.
- Şhht sessiz ol sevgilim beni istediğini biliyorum.
Barış geceyi yatağa bırakıp onun boynunu öpmeye devam etti gece ise ağlamaya başlamıştı. Komidinin üzerinde duran vazo dikkatini çekti. Hızlı davranıp onu barışın kafasına vurup onu hızla üstünden iti ve bağırmaya başladı.
- İMDAT! YAMAÇ! YARDIM EDİN!
Gece eline aldığı cam ile barışa bakıyordu. Barış sersemce ayağa kalkıp geceye doğru ilerledi. Gece ise hızla elindeki camı karnına sapladı.
- Ahh!
Barış yere yığıldıktan sonra yamaç ve burak hızla kapıyı kırıp gecenin yanına geldiler. Yamaç bi geceye bide yerde kanlar içinde yatan adama baktı neler oluyordu? Yamaç hızla gecenin yanına koşup önünde diz çöküp konuşmaya başladı.
- Gece neler oluyor burda? Kim bu herif!
Gece barışın yattığı yere bakıyordu ve onun dışında hiçbir tepki vermiyordu. Burak ise yerdeki adamı diğer adamı ile alıp aşağı indirdi.
Yamaç ın artık sabrı taşmak üzereydi. Hızla geceyi kendisine çevirip sarsmaya başladı
- Sana söylüyorum! Kim bu adam!
Gece ise ağlamaya başlamıştı. Herşey üst üste geliyordu hızla nefes alıp konuşmaya çalıştı ama damağı kurumuştu. Yamaç'a kısık sesle konuşmaya başladı.
- S_su
Yamaç ayağa kalkıp komidinin üzerinde duran bardağı alıp geceye verdi gece ise hem ağlıyor hem de su içiyordu titreye titreye. Bardağı kenara bırakıp derin bir nefes aldı. Yamaç ise sorusunu yeniledi.
- Gece kim bu adam?
Gece derin bir nefes daha alıp göz yaşlarını durdurmayı denedi. Ve konuşmaya başladı
- E_ Eski sevgilim!
İşte yamaç bunu beklemiyordu demek eski sevgilisiydi ama üstelemeyecekti gecenin ona anlatmasını bekledi sakince.
- O hasta biri! Bana duyduğu şeyi aşk sanıyordu ama onunkisi bi takıntıydı. Onun yüzünden sekiz yıl bo_boyunca dışarı adım dahi atamadım!
Bu sefer ağlama şekli biraz daha farklıydı gecenin. İçli içli ağlıyordu. Yamaç şöyle bi karşısındaki kadına baktı eskilere gitti bi an. Annesini andırıyordu andırıyor bile değil benziyorlardı. Kafasındaki düşünceleri atıp geceyi ayağa kaldırdı ve misafir odasına götürüp yatağı açtı ve onu yatağa yatırıp konuşmaya başladı.
- Ben burağa bakıp gelicem sen dinlen biraz sabah konuşuruz.
Yamaç ayağa kalkıp odadan dışarı çıkacağı sırada arkasından cılız bi ses duydu.
- Yamaç...
Sese doğru baktığında gece ona bakıyordu küçük bir es verip yamaçta konuşmaya başladı.
- Efendim?
- Teşekkür ederim. Herşey için
Yamaç hafif gülümseyip geceyi cevapladı.
- Bisey degil iyi geceler...
Yamaç odadan çıktıktan sonra burak büyük bir ihtimalle onu en alt kattaki depoda bekliyor diye düşündü. Yanılmamıştı da. Barış sandalyeye bağlı olarak ağzı yüzü kan içinde oturuyordu. Yamaç bir yandan gömleğinin kollarını sıyırırıken diğer yandan da konuşmaya başladı.
- Sen cami duvarına işiyen köpeğin hikayesini bilir misin?
Burak gülümseyerek yamaça bakarken adamları yakup ise barışın arkasında duruyordu. Barış ise sızlana sızlana konuşmaya başladı.
- Bırakın gideyim! Çözün beni!
Yamaç ise itirazcı bi tonda konuşmaya başladı.
- Aa kalbimi kırıyorsun ama! Evime gizlice giren sen değilmişsin gibi bi de bırakın diyorsun ne kadar ayıp!
Yamaç derin bir nefes alıp yumruğu suratına geçirdi. Sinirini alamayıp daha da sert vuruyordu. En sonunda adam bayılınca durmak zorunda kaldı. Kollarını düzeltip burağa dönüp konuşmaya başladı.
- Bunu ayıltın. Sonra evi nerdeyse oraya götürün uyarıda bulunun arkadaşa ki bi daha cüret edemesin.
- Tamam yamaç merak etme sen ben hallederim.
- Dikkatli olun burak!
- Merak etme.
Yamaç hızla depodan çıkıp dinlenmek üzere odasına çıkıyor. Giderken geceye bakıp uyuduğunu kontrol edip odasına gidip dinleniyor.
***
uyandığında etrafını inceliyor bi süre. Nerde olduğunu hatırladığında bu gece yaşananlar geliyor gözünün önüne. Yataktan kalkıp odaları geziyor. En sonda olan odaya sessizce girip içeri bakıyor. Burnuna gelen odunsu koku dikkatini çekiyor. Burası yamaçın odası. Yatağa baktığında uykusunda bile huzursuz uyuyan yamaçı izliyor bi süre yanına oturup sessizce konuşmaya başlıyor.
-Keşke gerçekte de böyle sakin olsan
Yatağın üzerinden kalkıp odayı dolaşmaya başlıyor. Gece arkası dönük olduğu için yamaç'ı göremiyor. Yamaç gözlerini açtığında arkası dönük birini gördü odasında yamaç ses çıkarmadan ayağa kalkıp odasındaki kişiyi kolunu boynuna geçirip sıkıyor. Gece ise ne olduğunu anlayamadan yamaçı durdurmaya çalışıyor. Yamaç bi süre sonra durup kolunu çekiyor ve karşındaki korkmuş olan geceye bakıyor.
- Senin benim odama girmen yasak olduğunu sanıyordum.
Gece titrek bi nefes bırakıp saçını kulağının arkasına sıkıştırıp bulduğu yalanı söylemeye başlıyor.
- B_ben kabus gördüm. Onun için odana g_ girdim. Özür dilerim b_ben çıkıyorum şimdi.
Gece çıkacağı sırada yamaç onu kolundan tutup kendisine çevirdi. Burun buruna gelen yamaç ve gece biraz sersemleselerde ilk toparlanan gece oldu.
- Neyse ben gideyim iyi geceler
Yamaçın yüzüne yayılan pişmiş kelle gülüşü gecenin dikkatini çekse de bozmadı. Hızla yamaçın odasından çıkıp odasına koştu. Işığı açtığında her yerin toparlanmış olduğunu gördü. Yatağına girip gözlerini kapatıp uykuya dalmayı bekledi... En sonunda yorgunlukla kapanan göz kapakları karanlığa gömdü.
Gençler ben geldim umarım beğenirsiniz öpüldünüz 💕💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Gözyaşları
Hayran KurguGecenin karanlığında yolu bulabilirsen şanslısın demektir... Ama karanlığında kaybolursan o zaman ölmüşsün demektir...