Sabah olmuştu çoktan, telefonumda çalan alarmlar ve annemin beni uyandırmaya çalışan senfonileri hepsi kafamda dolanıyordu derken annem odama daldı.
-kalksana aslı okula geç kalacaksın.
Uykulu gözlerle kafamı yastığımdan hafif kaldırarak anneme baktım ve,
-Ya anne bugün okula gitmesen olurmu?
-saçmalama aslı beş dakikaya kahvaltıya in yoksa seni kaldırmasını ben bilirim.
Dağınık saçlarımı kaşıyarak uyku sersemliliğimi üstümden atmak için lavaboya gidip yüzümü yıkayıp ağır adımlarla dolabın önünde öylece bi süre kaldım annemin sesiyle bi anda irkildim.
-Kız aslı kalkmadınmı sen daha
-kalktım. Anne
Dolabın Kapağını açtım ve askıda duran formamı alıp giydim, saçlarıma pek özenmek istemedim açıkcası hafif bi at kuyruğu yaptım aşağı indim.
-oo leyla sultan döktürmüşsün yine.
-sen okullarda perişan olma diye biz erkenden kalkıp size sofra hazırlayalım siz yataktan kalkmayın hanımefendi.
Her kızın yaşadığı klasik anne sistemleri işte. Sandalyemi çekip oturdum ve avını kimseye kaptırmak istemeyen kaplan misali öyle güzel yedim ki.
-Allahım sana çok teşekkür ederim on parmağında on marifet bir anneye sahip olduğum için..
-ee tabi bu devirde böyle anne bulmak kolay değil yat kalk dua et.
-ettim ya az önce leyla sultan.
-tamam, tamam hadi kalk okula git artık saat 8.00 anca yetiştirsin yarım saate.
Hızlıca ayağa kalkıp selam veren asker duruşuyla emredersiniz leyla sultan diyerek evden çıktım..
Elim cebimde bir anda titremeye başladı, telefona baktım buse arıyor, buse:benim en yakın arkadaşım, tabi bide Nisa var ikiside tam bi tatlı baş belasıdır.
-Alo
-nerde kaldın aslı çabuk gel okula koşmaya başla.
-ilk günden yine ne yaptınız.
-valla bu sefer ben bişy yapmadım. Nisa biriyle kavga etti şimdi müdürün odasında.
-tamam geliyorum kapat.
Telefonu cebime attıktan sonra koşar adımlarla okula gittim. Of Nisa ya okulun ilk gününden yapmasaydın bari normal bir günüm geçmezdi baş belalarım sayesinde.
Okula girdim karşımda buse.
-kimle kavga etti ve niye kavga etti.
-bizim karşı sınıftan derin diye bir kızmış. Biz Nisa ile seni bekliyorduk, bahçedeki bankta oturup. Derin denen kız ilerde birkaç kişi ile takılıyordu biz ne olduğunu anlamadan Nisa nın kafasına taş geldi, biraz kızdık laf dalaşı yaptık olmadı Nisa sinirden köpürüyor. Dururmu Nisa.
-kendimden emin bi şekilde "Durmaz" dedim.
-kızı yukarıda sınıftan çıkarken koridorda ki üç erkeğin yanına giderken Nisa koştu kıza çelmeyi taktı.
-ohh ellerine sağlık az bile yapmış, yada ayağına mı sağlık demeliydim.
-kız düşünce eteği açıldı herkes buna gülmeye başladı. Derin ayağa kalkıp işaret parmağını sallayarak kızgın bi ifadeyle NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN, diye çıkıştı, Nisa da ay canım ne geziyorsun ayağımın altında bak düştün gördün mü. Dedi alaycı bi ifadeyle. Sonrası malum müdüre kadar gitti olay.
Biz müdürün odasının önünde nisayı beklerken karşımızda duran üç erkek vardı galiba o kızın arkadaşları.
Aralarından biri bir adım öne çıkıp
-sizin arkadaşınız değil mi o kız?
Bende Bir adım ileri geçip ayağımı hafif kaldırarak kendisiyle aynı boyda olmaya çalışarak sert bir şekilde
-ilk sizin arkadaşınız başlatmış dedim.
Müdürün kapısı açıldı ve Nisa durgun bi ifadeyle bize bakıyordu.
Bizde meraklı gözlerle Nisa ya bakıyorduk.
-noldu...
~×~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek tutkum sen
HumorBirini fark etmeden çok seversin. Ama Bir seçim yapmak zorunda kalırsan.