Yüzü düşmüş nisa'dan kötü bir Haber beklerken, bir anda hiçbir şey yokmuş gibi sırıtarak;
-amaan ne olabilirki dönemin başındayız diye affetti. Biz derin bir ohh çekerken, derin odadan çıkıp 3 erkeğin yanına gitti, ve bizden uzaklaştılar.
-Nisa uzaklaşmakta olan derin ve arkadaşlarına gözlerini kısarak sinsi sinsi baktı, ve bunu onların yanına bırakmam dedi.
-Daha akıllanmanmamıştı belli , ben şu sözlerle nisayı telkin ederken kızım sen delimisin, akıllanmadınmı?
-ne akıllanıcam ya, şu kıza baksana bikere suratında meymenet yok. Biz buseyle pek fazla tınlamadık Nisa'yı derken zil çalmıştı, ilk derse girememiştik.
-gördünüzmü ilk ders yok yazıldık, benim hiç hevesim kalmadı, dedim.
İkisine tekrar bakarak bugün okulu kırsak mı? İkiside beni onayladı, ve okuldan çıktık.
Bugün de hava çok güzelmiş diyerek ciğerime bütün oksijenleri çektim.
-Buse eliyle karşımızdaki kafeyi işaret ederek, hadi gelin şuraya girelim dedi.
Hep birlikte kafeye girip boş bi masaya oturduk. Garson yanımıza menü bırakıp gitti. Nisa iştahlı bir şekilde,
-eveet acaba ne yesem dedi.
Buse de, valla ben sizi bilmem ama şu karşımızda oturanlar dayak yemek istiyor galiba dedi. Bizim arkamızda kaldıkları için Nisa ile arkamıza dönüp baktık, oha ya bunlar bizi mi takip ediyor,dedi Nisa.
Ben kızları uyarmak için, bakın kızlar sakın kavga çıkarmayın görmemezlikten gelin onları. Ben kavga yapmayan kendi halimde bir kişiliktim. taki lisenin başlarında tanıştığım iki baş belası sayesinde her günümüz vukuat.
-ne kadar uyarsamda beni dinlemediler. Ama bişey eksikti evet şuan karşımızda okulda tartıştığımız üç erkek vardı ama o kız, yani derin yoktu. Buse ile Nisa karşı masaya doğru hareket ederken bende kalktım.
Nisa oğlanlara karşı ellerini beline koyarak yüksek olmayan ses tonuyla "siz bizi mi takip ediyorsunuz" dedi.
3erkeğin isimlerini sınıfta ki kızlar konuşurken duymuştum. Aralarından ismini onur diye bildiğim çocuk ayağa kalkarak işaret parmağını nisanın burnunun ucunda sallayarak, birincisi biz sizi takip etmedik, ikincisi okulda yaşanan olayı dışarı taşıyacak kadar küçük değilsinizdir umarım.
Oo fena laf çakmıştı onur, haklıydı da ben o kadar görmemezlikten gelin, demiştim. Neyse ben kızların kolundan tutup götürmeye çalışırken, Nisa sinirlenmişe benziyordu. Bu defa işaret parmağını Nisa salladı;bu ne mübarek bayrak gibi sallayan sallayana.
Bana bak sen kime küçük diyorsun. Bu sefer onur alaycı bir ses tonu ile sana diyorum küçük hanım dedi. Baya bir süre İkiside atıştıktan sonra, bu sefer araya ben girdim.
-yeter, tamam artık uzatmayın derken lafımın arasına onur girdi, sen onu bize değil kendi arkadaşına söyle, dedi. Ben sadece ona değil sizede söylüyorum onur bey,dedim. Bir pot kırmıştım,Galiba.
Onur:sen nerden biliyorsun benim adımı, size söylediğimi hatırlamıyorum, diyerek kafasını kaşıdı. Ben durumu toparlamaya çalışarak, şey sadece bizim sınıftaki kızların ağzından hiç ismin düşmüyor baya ünlüsün bizim sınıfta seni tanımayan yok, dedim.
Onur sırıtarak yakışıklılığımın bu kadar dillere düştüğünü bilmiyordum açıkçası.
Ben alaycı bir şekilde.
-ya ne demezsin herkesin dilinde sakız gibisin. Bizim kızlar avuç içini yuvarlayıp ağzına getirerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek tutkum sen
HumorBirini fark etmeden çok seversin. Ama Bir seçim yapmak zorunda kalırsan.