Hayatınızda saniyelerin akıp gittiği ama izlerinin kaldığı anlar vardır işte ben şimdi tam oradayım arkamda bir katil , önümde ise bir ceset , başımda olan silahın namlusu , korku da gözlerimin önünde siyah noktaların uçuşmasını sağlıyordu . Buz kesmişti bedenim korkuyordum çok korkuyordum hatta korkudan titriyordum . Napıcağımı hiç bir şekilde bilmiyordum .
" Arkanı dön ! " Buz gibi bir ses katilin sesi , ölümün sesi , korkunun sesi...
"Sana arkanı dön dedim !" Bağırarak söylemişti bunu korkudan dolan gözlerimde ki yaşın bağırmasının etkisiyle gözümden yavaşça süzüldüğünü hissettim bunu söylerken okulun zil sesi katilin sesi ile karışmıştı. Yavaşça arkamı dönerken , beni namlunun ucu ve okyanus mavisi , insanın nefesini kesicek kadar güzel olan gözler karşıladı. Karşısında titriyordum . Gözlerim dolmuştu ve ben ağlamak istemiyordum . "Birazdan herkez gidince dışarı çıkıcam ve sende benimle birlikte geliceksin sınıfına gidip eşyalarını alıcaz , bunu
yaparken kaçmayı aklından bile geçirme yoksa ne olacakını biliyosun!" Bunu derken silahın namlusu hala yüzüme dönüktü . Dediğini yapıp beni öldürmesine izin mi vericektim yada koridora çıkar çıkmaz bağırıp kaçıcakmıydım? Ben bu soruların cevabını bulamamışken o çoktan yüzümdeki silahı belime indirmiş , beni hafifçe itmişti, tam kapının ağzına geldiğimizde "dediklerimi unutma !!" Diye iğneliyici bir uyarı yaptı . Napmaliyim bir türlü karar veremiyordum . Kapının ağzından gelen sesler azalınca kapının kolunu yavaşça aşağı indirdi ve beni hafifçe itti hızla yanıma geçip kolumu sert bir biçimde kavradı. Koridorda hızla ilerlerken
" hangi sınıftasın?" Diye ürkütücü bir sesle sordu
"12-A" dedim çok kısık bir sesle , hızla sınıfın kapısına geldiğimizde yavaşça kapıyı açtı ve içeride birinin olup olmadığını kontrol etti .
"Geç ve hızlı ol !" cevap vermeyip seri adımlarla ilerledim cam kenarında en arkada oturduğum için belkide telefonumdan anneme mesaj atma şansı bulabilirdim . Çantamın önünde durdum ve bir an arkamı dönüp uzun boylu , hafif yapılı, kumral çocuğa göz ucuyla baktım. Dışarıya baktığını görünce hemen telefonu arka cebimden çıkardım ve hızlıca mesaj bölümünden annemi buldum , ne yazıcaktım ki
" anne okula geldiğim günden bir cinayete tanık oldum ve bir katil tarafından kaçırılıyorum yardımına ihtiyaçım var! " Böyle bir mesaj atsam sanırım güler okula gitmemek için bahaneler üretmeye çalıştığımı düşünürdü . Tekrardan telefonun ekranına dokunup mesaj bölümüne tıkladım . "Anne beni bulman lazım başım büyük bir belada..." diye devam edeceğim sırada tekrardan silahın namlusunu başımda hissettim . Bir an donup kaldığım için napıcağımı bilemeyip telefonu saklamaya çalıştım ama o benden daha hızlı davranıp telefonu elimden aldı. " Seni uyarmıştım! " Çantamı hızlıca sıradan aldı ve kolumdan sıkıca tutarak ilerlemeye başladık. Ben zar zor yürürken oda silahı beline saklıyordu .Sınıfın kapısından çıkarken tarih öğretmeni olduğunu öğrendiğim sarı saçlı, kilolu ve kısa boylu öğretmenin tam karşımızda dikilip bize soru sorar gibi bakıyor olması bizi olduğumuz yere sabitledi ve bir anda konuşmak için yüzüme baktı. " Neden derse gelemedin üstelik çok mu kötüsün rengin bem beyaz olmuş? " tam cevap vermek için ağzımı açmıştım ki benden önce davranarak konuşmaya silahın efendisi girdi .
" Onu kızlar toalet' inin önünde baygın buldum hocam , çok kötü olduğu için revire götürdüm ve ilgilendik şimdide tek başına ilerliyecek hali olmadığından evine bırakacağım ." Bunu söylerken yapmacık olduğunu düşündüğüm bir gülücük attı silahların efendisi , hoca bana bakarak:
" Dikkat etmelisin kendine mutlaka bir doktora görünmelisin çok kötü görünüyorsun geçmiş olsun " dedi ve samimi olmasını umduğum bir gülücük atıp yanımızdan geçerek sınıfa girdi . Ben ise olayı şaşkınlıkla izlemekten başka hiçbir şey yapamadım . Tekrardan kolumdan tuttu ve yine o soğuk tavrıyla " yürü " diye emir verdi . Koridorda hızla ilerledikten sonra merdivenin önüne gelip hızlıca inemeye başladı bunu yaparken benide peşinden sürüklüyordu . Okulun arka çıkışına gelmeden birinin bizi görüp durdurması için dua ediyordum fakat biz çıkışa gelene kadar birinin bizi durdurmasını geçtim önünüzden bir öğrenci dâhi geçmemişti . Kapıdan dışarı çıktığımızda siyah son model bir arabanın bizi kapının önünde beklediğini fark ettim . Hızlı bir biçimde arabaya doğru yürüdük sıkıca tuttuğu kolumu artık iki kat daha fazla sıkıyordu . Arabaya geldiğimizde şoför koltuğunun arka kısmında oturacağım şekilde beni zorla arabaya bindirdi ve kapıyı sertçe kapattı kolumu bıraktığında kolumun yandığını hissettim . Arabanın içinde biz hariç iki kişi daha vardı şoför koltuğunda sarışın , ela gözlü bir çocuk arka koltukta ise kumral ,dalgalı saçlı , kahverengi gözlü bir çocuk oturuyordu ikisinin de gözlerini üzerimde hissedebiliyordum. Silahın efendisi de şoför koltuğunun yanındaki yolcu koltuğuna hemen geçti ve şoför koltuğunda oturan çocuğa " hadi " diye emir verdi . Çocuk anlamayan gözlerle ilk silahın efendisine sonrada bana baktı ve hızla okulun önünden ilerledi . Arka koltukta oturan çocuk dayanamayıp " bu kız kim abi planda böyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum ? " şoför koltuğunda oturan çocuk bir şey söylemek için tam ağzını açmıştı ki silahın efendisi:
"Anlatıcam şimdilik susun! " hala emir veriyordu ve bu sadece beni rahatsız etmişti . Korkuyordum ve bu yüzden , napmam gerektiğini nasıl hareket etmem gerektiğini bilmiyordum yaklaşık 4 saatir yoldaydik ve nereye gittiğimiz hakkında en ufak bir fikrim yoktu nolcaktı şimdi , bu hayata kadar yaşadığımı hatırlamıyorum zaten beni öldürmeleri pek umrumda olmazdı ama yinede tedirgindim ben bu düşünceler arasında kaybolurken zihnimin yavaşça bulutlara teslim olduğunu anlıya biliyordum.
Zifiri karanlık bir bahçe içerisinde bir küçük kız çocuğu uzun dalgalı saçları , kahverengi iri gözleri mutluluk saçıyordu adeta bahçede koştururken , o kadar masum , o kadar suçsuz bir küçük kız çocuğu . O kadar güzel görünüyor ki dayanamayıp yavaşça yanına yaklaştım ama o bir anda bana korkuyla baktı yüzünde mutluluğa dair bir iz dâhi yoktu . Yüzünü buruşturdu bir an bir şeyler söylemek için ağzını açtı ve fısıltıyla kalbin kanıyor dedi . Bir an şaşırdım ve napıcağımı bilemedim yavaşça göğsüme baktığım da kanlar içinde olduğunu gördüm . Anlamsız bir biçimde kız çocuğuna baktığımda onunda göğsünün Kanlar içinde olduğunu gördüm ağzımı konuşmak için tam açıyordum ki bir el silah sesi duyuldu küçük kızın karın boşluğunun sağ tarafından kanların aktığını gördüm ve ona yardım etmek için eğileceğim sırada karın boşluğumda bir acı hissettim . Kafamı yavaşça eğip karnıma baktığımda kanadığını gördüm ve bu sefer ben korkuyla küçük kızın yüzüne baktım . Bir an bağırdı " Bizi öldürmesine izin verme ! "
İrkilerek uyandığımda terler içindeydim ve arabada sadece yan tarafımda oturan sarışın çocuk vardı . Bir eli omzumda iken " iyi misin ? " Diye sordu Sesi çok masumdu böyle birinden nasıl korka bilirdim ki hafifçe yutkundum ve başımı salladım . "Mola verdik istersen lavobaya gidip elini yüzünü yıka " ne yani tek başıma gitmeme izin mi vermişti ne alaka ya, konuşmaya halim olmadığı için hafifçe başımı salladım . Tam inerken oda benle birlikte indi. "ne kadar salaksın tek başına gitmeme izin vereceğini düşünmem bile aptallık ." Diye kendime içimden kızdım . Biz ilerlerken arabayı süren çocuk "Anıl bir şey istermisin ? " Diye sorunca adının Anıl olduğunu öğrendiğim çocuk " hayır ama sen istermisin bir şey ?" Diyerek soruyu bana yöneltti "hayır " bunu fısıltıyla söylediğim için beni duymamış bile olabilirdi . Peki der gibi kafasını salladı ve yürümeye devam ettik . Lavoba petrolün biraz dışında olduğu için arabadan uzaklaşmıştık . Lavabonun önüne geldiğimizde yavaşça içeri girdim burası çok temiz değildi fakat kirli de değildi aynanın karşısına geçip solgun tenime baktım o kadar kötü görünüyordum ki ruhum bedenime acımıştı. Sakince musluğu açtım ve soğuk suyla elimi yüzümü yıkadım ve napıcağımı düşünmeye başladım. Burda camda yoktu çıkıp kaçabileceğim üstelik kapıda Anıl bekliyordu kapıdan kaçma gibi bir durumumda yoktu hala rüyanın etkisinde olduğum için gözlerimin bir an dolduğunu hissettim ağlamak istemiyordum ama gözyaşlarım isteksizce yanağımdan süzülüyordu bir an ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim ve bu arada kapı açıldı giren Anıldı , "iyimisin ?" Diyerek kolumdan tuttu bende gözyaşlarımı ellerimin tersiyle sildim ve hafifçe başımı salladım .
Birlikte dışarı çıktığımızda diğerlerinin çoktan arabaya bindiklerini görebiliyordum . Arabaya geldiğimizde hızlıca yerime geçtim anıl da yanıma oturdu. " Nerde kaldınız ?" Bunu söyleyen silahların efendisiydi . " Abi kız kötü keyfimizden gelmemezlik yapmıyoruz. " Bunu şamata ile söylemişti ama silahların efendisi çok ciddi okyanus gözleri ile Anıla bakıyordu . Bu defa şoför koltuğunda silahların efendisi oturuyordu ve hemen arabayı çalıştırıp ilerledi . Uyumak istiyordum ama gördüğüm kabustan sonra bunun mümkün olmadığını biliyordum bir an derin bir nefes aldım ve silahların efendisinin dikiz aynasından bana okyanus gözlerle baktığını gördüm o kadar soğuktu ki ürpermemi sağladı kafamı hızla cama çevirirken önde oturan sarışın çocuk " adın ne ?" Diye sorunca korktum bir an duymazlıktan gelemeyi çok istesem de fısıltıyla " Ay " dedim . Bir an üçünü de bana aynı anda şaşkın bir şekilde baktığını görünce ne olduğunu anlamayarak bende onlara baktım okyanus mavisi gözleri bir an üstümde hissedince ister istemez ürpermiştim .İsminin Anıl olduğunu öğrendiğim çocuk heyecanla
" ismin Ay mı ?" Diye sordu .Ne vardı bunda bu kadar şaşırılcak diye geçerdim içimden "evet " fısıltıyla konuşuyordum çünkü korkuyordum . Öndeki sarışın çocuk samimi bir biçimde bana bakıp gülerken ne olduğunu sormayı çok istedim ama cesaret edemedim ve camdan dışarı bakmaya devam ettim . Gerçekten merak ediyordum neden bu kadar şaşırmışlardı .
Aradan yaklaşık 1 saat geçmişti ve ben tekrardan gözlerimi kapamıştım duyduğum tek şey arabadan gelen seslerdi . "Mert suyu versene abi " bunu söyleyen Anıl'dı. "Al , alsana Anıl şu suyu !" Bu sefer arabanın sesi ile Su şişesinin sesi birbirine karışmıştı . Saat kim bilir kaçtı kim bilir nereye gidiyorduk veya ailem beni merak etmişmiydi ? Bunların hepsini merak etsemde cevabını bildiğim tek bir soru vardı .
Ailemin beni merak etmediğini adım gibi biliyordum çünkü beni umursadıklarını sanmıyordum. Polise bile gitmediklerinden o kadar emindim ki bu bile beni param parça edebiliyordu , bu zamana kadar hep yanlızdım ne ailem ne de bir tane bile arkadaşım olmamıştı ve ben hiç arkadaşım olsun diye çabalamamıştım . Şimdi ise bir katil ve onun iki yardımcısıyla bir arabanın içinde kaçırılıyordum . Belkide ölüme gidiyordum, bunların hiçbirinin cevabını bilmiyordum . Bildiğim tek bir şey vardı ölmek istemiyordum .
Bu defa sessizliği mert bozup " napıcaz abi bu kızla olayı artık anlatcakmısın?" Merak içinde olduğu çok belliydi . Gözlerim kapalı olduğu için çok rahat konuşuyorlardı . " İşler daha zorlaşıcak biliyorsunuz dimi ?" Bunu söyleyen Anıldı. " Bir an atölyeye girdi herşeyi gördü yanlış anladığı bir durum yüzünden kendi başımı ikinci defa yakamazdım oda bizimle gelicek!" Sesi çok sertti hatta şimdiye kadar duyduğum en sert haliydi silah efendisinin " Gece , abi saçma bir şey yapmiycaz dimi kıza ?" Gece mi ? Adı gece' miydi bu yüzden mi bu kadar şaşırmışlardı . Sesinde endişe vardı Anılın "saçmalama Anıl kıza bir şey yapmak ne alaka ." Mert bunu söylediğinde gerçekten içim birazda olsa rahatlamıştı . On saniye sessizlikten sonra silahların efendisi lafa girdi.
"Gerekirse onu öldürürüm !!!"
Donup kaldı buz kesti tenim, korkuyu iliklerime kadar hissettim o an , Mert ile Anılın da donup kaldığını görmesem de hissede biliyordum . Gerçekten beni öldürür müydü ? Üstelik ne demek yanlış anladığı bir olay yüzünden başımı belaya sokucak diye biliyordu ? Elinde silah vardı ve bir öğrenci kanlar için de yerde yatıyordu bunun nesi yanlış anlama olabilirdi ki ? Gerçekten mi ?
Adam gerekirse beni öldüreceğini söylüyor ve Ben sadece yanlış anladığı bir olay kelimesine mi takılıyordum ?
Arabada sessizlik olmuştu yine , silahların efendisi'nin kurduğu cümleden sonra kimse ağzını açıp bir şey söyleyemedi. Bende gözlerimi daha sıkı kapattım ve eğer bir rüya ise uyanıp kendi iğrenç hayatıma tekrar dönmek istedim bir an . Korku tarifi olmayan, ruhunuzun uçurumdan aşağı atlaması gibi de tanımlanan bir şey değilmiydi. Şimdi ben tarif edemediğim o korkuyu, ruhumu uçurumdan aşağı atması için teslim ediyordum...
Gece'nin sözleri Ay'ı yok ediyorken...
Ay'ın katili Gece oldu !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYIN GECEYE TEBESSÜMÜ
Teen FictionOkula felaket içerisinde gelen bir kız , işlenen küçük cinayetler. Ay ,okulun ilk günü karıştığı bir cinayetin kurbanı olup bir katilin peşinden sürüklenir . Bu Ayın hikayesi , çaresizliğin , aşkın , nefretin ve en önemlisi okyanus kokan gözle...