0.4

49 2 0
                                    

"Sunmi eğer o koca götünü ordan kaldırıp arabadan inersen gerçekten alnından öpüceğim."

Sitemli sesim ve neredeyse bitmek üzere olan enerjimle Sunmi' ye bağırırken bir yandansa koca 3 valizi arabadan indirmeye çalışıyordum. Ha gerçekten ne tıkmıştık bu valizlerin içine.

Yanımdaki adam bana gözlerini şokla açmış bir şekilde bakarken ona karşı hafifçe gülümseyip işime ger döndüm. Beni bir katil sanıp valizimde de ceset parçalarının olduğunu düşünmesini istemiyordum tabiki de.

Benim çok yardımsever (!) arkadaşım ve koca götü arabadan indiğinde niyeyse daha da bi sinirliydim. Çünki yeni uyanmış ve çok dinç görünüyordu. Bazılarımızdan ziyade o çok güzel uyumuş ve güzel bir yolculuk geçirmişti.

Biletleri hızlıca aldığımdan numara ve koltuk seçimine bakmadan otomatik olarak seçmeye basmıştım, en fazla ne olabilir diye düşünmüştüm. Sunmi'nin o güzel şansı ile önde çok güzel bir kotluğa denk gelirken ben yanımda yaşlı bir teyze arkamda ise en az 3 çocuklu bir aileye denk gelmiştim.

Arkamdaki en fazla 8 yaşındaki kız etmediğini bırakmamış bi küfretmediği kalmıştı. Annesi olmasa onu da yapacağından hiç şüphem yoktu. Kız önce saçlarımı beğenmemiş tekrar yapmak istemişti. Bu isteğe karşılık arkama şaşkınlıkla dönünce elinde birkaç aylık bebeği ve bezmiş bir surata sahip bir anne görünce hayır diyememiştim.

Kız saçlarımı öyle bir dağıtmıştı ki hayatımda ben bile saçıma bu kadar ellememiş ve bozmamıştım . Tam tüm kızgınlığımla kıza bağıracakken annesi ile tekrar göz göze geldim ve yerime sindim. Laf edemezdim o an gerçekten edemezdim.

Tam küçük kız faciası bitmiş sanmıştım ki kolumun dürtülmesiyle irkildim.
Yaşlı teyze sinsi sinsi bana gülümsüyordu. Kibar bir kız olarak teyzeye cevap verdiğimde beni oğluna almak istediğini söyleyip ismimi numaramı isteyip durdu. Ben de en sonunda sevgilim olduğunu ve isteğini reddettiğimi söyleyince tutturdu çocuğu göster çocuğu göster. Artık nasıl bir sinir küpüne dönüştüysem gözlerimi kapadım ve açmamaya yeminlendim.

Tam uyumaya yakın koltuğumun sallanmasıyla tekrar uyandım . Kız koltuğumu tekmeliyordu. Arkama dönemedim çünki o annenin hüzünlü suratını görmek cidden istemedim. Kaderime mahkum oldum. Tam 3 saat boyunca kızın durmasını ve birazcık uyumayı diledim.

Sunmi yanıma geldi ve valizlerle taksi durağına kadar sessizce yürüdük, konuşmuyorduk, sanırım ne kadar sinirli ve stresli olduğumu o da anlamıştı.

Taksiye bindik ve tuttuğumuz evin adresini adama uzattım çünkü gerçekten nasıl derdimi anlatacağım ile ilgili hiçbir fikrim yoktu.

Adam bizim mal olduğumuzu sandı ve şehrin tüm dönemeçlerini ve mahallelerini bize göstermek niyetiyle sürebileceği kadar uzun süre sürdü. Ben zaten şu an ki tutandan çok daha az- neredeyse yarısı- olması gerektiğini adama anlatmaya çalışırken adam anlamamazlıktan gelerek parasını istemeye devam etmişti. En son interneti açıp taksi ücretleriyle ilgili bir programdan tutması gereken fiyatı söylediğimde ki bunu nasıl yapabilmiştim hiçbir fikrim yok adam artık parasını alamayacağına inandığından ona razı olmuştu. Gerçekten sinir kapasitemi daha ne kadar zorlayabilirdim hiçbir fikrim yoktu.

En sonunda eve gelmiş biraz da yerleşme işini halletmiştik Sunmi hala çok sessizdi ve gözlerime asla bakmıyor adeta benden kaçıyordu. Ne kadar kötü bir gün geçirsemde onun bu kadar üzgün olmasını kaldıramazdım. Uzun süredir arkadaştık ve artık onun duygularını kolayca anlayabilirdim.

"Benim minik bebeğim bize yemek mi yapıyormuş." Mutfakta pirinçle debeleşen arkadaşımın arkasından sarılıp kulağına hafifçe fısıldamıştım. Tatlı bir gülümseyişle bana baktı o an onun gözlerinin dolduğunu ve ne kadar pişman olduğunu anlamıştım.

"Gerçekten kötü bir arkadaş mıyım?"

"Hayır tabiki saçmalama!"

"Ya bu günün ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve aptal aptal davrandım özür dilerim."

"Önemli değil bebeğim ama eğer ki gönlümü almak istersen sen yemeğimizi hazırla ben de o arada duşa gireyim yemekten sonra biraz dışarda dolaşalım çünki ikimizin de biraz havaya ihtiyacı var gibi."

"Haklısın, sen koş duşunu al ben hallederim."

"Seviyorum seni" Yanağını hafifçe öpüp mutfaktan çıktım. Kesinlikle duş alıp kendime gelmeliydim.

Yemeğimizi güzelce yedikten sonra mutfağı halledip kendimizi dışarı atmıştık. Hava çok güzeldi güneş neredeyse batmak üzereydi ve hafif bir esinti vardı. Biraz dolaştıktan sonra bir kafe gözümüze çarpmış ve ona girmiştik.

Cafe DooRoo, mükemmel bir iç dizaynı ve servisi vardı. Şimdiden bu kafeye fazlasıyla geleceğimi aklıma not etmiştim.

Siparişlerimizi verdikten sonra Sunmi ile biraz plan yapmıştık. Burda olmamızın bir diğer sebebi ise Sunmi'nin Yonsei Üniversitesi'ni kazanması ve birkaç hafta sonra derslerinin başlayacak olmasıydı. Biz tam derin bir muhabbete dalmışken telefonum çalmış ve bir anda dikkatim dağılmıştı arayan numara ile gülümseyip Sunmi'ye dışarı çıkacağımı söyledim. Hızlı adımlarla kendimi dışarı attım çünki bu arayanı kaçırmak istemezdim.

"Alo"

"Merhaba ben Menajer Kim SM Entertainment'ten arıyorum, y/n' ile mi görüşüyorum acaba?"

"Evet buyrun"

"Merhaba Bayan y/sn umarım Seul'le rahat ve kolayca ulaşmış ve yarın için hazırsınızdır."

"Evet tabiki Seul yolculuğum hiç yorucu ve zor(!) değildi."

"Öyle olmasına çok sevindim. Sizi aramamın sebebi ise yarın ki programımızda biraz değişiklik yaptık eğer siz de kabul ederseniz."

"Tabi ki, acaba değişikliği öğrenebilir miyim?"

" Sizi yarın ki Mnet ödül törenine davet etmek istiyoruz detaylı bilgiler ve davetiye kargo ile bize bildirdiğiniz ev konumuna posta posta aracılığıyla ulaşmış bulunmakta. Umarım uygunsunuzdur ve davetimize katılabilirsiniz."

"Kibar ve güzel davetiniz için teşekkür ederim. Davete katılmak benim için bir onurdur."

"Rica ederim. İyi akşamlar"

"İyi akşamlar." Telefon kapanınca yaşadığım şokla titredim. Ne yani ödül törenine mi gidecektim. Ne giyecektim???

~~
Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir.
EXO ile kalım❤️

EXO ile kalım❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Shall we dance ? // KİM KAİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin