PART2~

46 22 0
                                    

Multimedya ⇨Sally

"Herkes önden başlayarak, kapı girişine kadar üçlü sıra olsun!"

Yine mi çalışacağız ya? Tamam yorulmuyoruz, sonuçta biz robotuz fakat her gün aynı şeyleri yapmak çok keyifsiz bir durum. Özellikle de zorla olması! Olmayan ruhumun özgürlük düşkünlüğü bunu kaldıramıyor.

"İyi uyudun mu sevgilim?" dedim Sally'ye.
"Hı hı." dalga geçerek güldü. "Baksana göz altlarım kararmış, sence hangi kapatıcıyı kullanmalıyım Augustin."

Sally sırf makyaj yapabilmek için bazen insan olmak istiyordu. Onu, bir erkek olsam da anlayabiliyordum. Her gün o bakım ürünlerinin içinde durmak zorunda kaldıysanız, ister istemez ilginizi çekiyor. Ama biz makyaj yapamayız -yani istediğimden değil tabii- ve saçlarımıza bakım yapıp, parfüm sıkıp güzel de kokamayız. Bende sevgilimi teselli etmek için her zaman ona güzel şeyler söyleme ihtiyacı duyarım.

"Olmayan kusurlarını makyajla kapatamazsın."

Ve o da beni kırmamak için her defasında buruk bir gülümsemeyle "Seni seviyorum." derdi.
Ama bugün "Kusurlarım olsun isterdim." dedi. "Üzgünüm ama insan olmamızı isterdim. Makyaj veya başka bir şey umrumda da değil. Gerçek birer sevgili olabilmemizi isterdim Augustin."
"Ne?"

"704 ve 705 numara görevli olduğunuz mağazaya gidin, sıra sizde!"
Scottielerin yanından geçip mağazaya doğru giderken, ona tekrar sordum. "Sally? Biz zaten sevgiliyiz, ne demek istedin?"
"Belki bugün etrafını incelersen ne demek istediğimi anlarsın."

Bunu yapacaktım ama şu an eğer bir beynim olsaydı, ağrıdan patlayabilirdi. Biz sevgili değil miydik yani? Onun her istediğini yapmaya çalışırken, yoksa o beni sevdiği konusunda yalan mı söylüyordu? Boş bir ifadeyle yolda yürüyordum.

Ah!

"Augustin! İyi misin?" dedi. "Önüne baksan iyi olur, yoksa tamiri boylarsın."

Kendimi toparladığımda mağazanın kapısına çarptığımı fark ettim.

"Sevmediğiniz biri için bu kadar yaygara koparmamalısınız bence." dedim ciddiyetle.
"Bence tamir günün gelmiş bile. Ne saçmalıyorsun sen sevgilim?"
"Üzgünüm ama asıl tamir günü gelmiş olan sizsiniz zira kendinizle çelişiyorsunuz şu vakit."
"Augustin! Ne oluyor?"
"Sally, daha demin sevgili olmadığımızı söyleyen sen değil miydin?"

İç çekti. "Aptal." dedi bıkkınca. "İstediğim şey onlar gibi olabilmekti. Sana sarıldığımda, dokunduğumda ve kokunu hissedebilmek istiyorum. Birlikte güzel yerlere gitmek, sevgililer gününde sana hediye alabilmek isterdim. En güzel hediye yanımdayken...

Onlar için ne kadar da kolay! Üzüldükleri şeylere inanamıyorum. En ufak bir şeyden tartışabiliyorlar, birbirlerini bilerek üzüyorlar, mesafe var diye ayrılmayı düşünenleri duydum ben! Senin mesafe yüzünden ayrılmanın nedeni ona olan sevgin değil mi zaten? Sevginin anlamını bile bilmiyorlar." sinirden titremeye başlamıştı.

"Mesafeler aşılır bir gün, hatalar affedilir ama biz asla gerçek bir sevgili olamayız Augustin!"
"Sally bizim kalbimiz bile yokken birbirimizi sevebiliyoruz, bu bir mucize. Biz bunları yaşayamayacağız ama olmayan bir şey için üzülmenin anlamı yok biliyorsun."
"Sen insan erkeklerine benziyorsun işte! Onlar gibi sende duygusuzsun. Bir şeyin olamaması onun için üzülmemem gerektiği anlamına mı geliyor? Yani beni imha etseler de üzülmezsin, öyle mi?"
"Öyle değil fakat olayın şokunu atlattıktan sonra mutlu olmaya çalışırım. Uzun sürer ama kendini bir süreden sonra toparlaman gerekir."

Hiçbir şey söylemeden kapıyı açıp içeri girdi, ardından da ben...

"Ağlamam gerekiyor ama bil bakalım kim insan olmadığı için ağlayamıyor."

Yanına gidip ona sarıldım. "Seni hiçbir zaman hissedemeyecek, kokunu alamayacak olabilirim. Ama bu gerçek bir sevgili olmamızı engellemez. Aşk dokunmak değildir." diye fısıldadım. O da bana sarıldı.

Aniden bir ses gelince korkup ayrılmak zorunda kalmıştık.

Yapay SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin