Neydi sevgi? Peki ya aşk? Sevgilinin güven veren sıcak, samimi bir tebessümünde mi saklıydı o sihir yoksa sevgiliye kavuşamayan mütemadiyen nemli gözlerde miydi aşkın mucizesi? Sorgulanmamış hayatlar yaşanmamış demek derler. Aşkın da sorgulanmadıkça var mıdır bir kıymeti harbiyesi? Canından bir parça görmek mi sevdaya aitti, canından çok sevmek mi? Halit İkbal ağacı, doğayı tasvir etmez, aşkın bahsini açmaz dediler bir vakit. O vakit size sesleniyorum efendiler. Aşksız yürek çorak bir ülkeye benzermiş. İnsan sevmeyi bilmeyen memleket sevmeyi bilemezmiş efendiler. Halit İkbal de sever. Harbin,cenk meydanlarının bizleri süklüm püklüm dağıttığı, fırtınalarıyla savurduğu tüm bu kara boranlı gecelerin arasında aşkın varlığı yeşertir ümitlerimizi, emellerimizi, gayelerimizi. Vatan sevdamız kâfi surette yeterdir bizi ayakta tutmaya lâkin bize ayakta durmak değil yol almak, taarruza geçmek hakikati lâzımdır efendiler. Ne mutlu ki sevdanın her bir lisanını öğrenenlere! Bu milletin müsterihliği topunu, mermisini, kalemini ve yüreğini bir yangın yeri gibi yakıp kül eden aşkının varlığıyla nihayet gösterecektir.
Halit İKBAL
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Sevda Masalı
Fanfiction"Sevda nasıl başlar bir yürekte? İmkansızı, mümkün olmayanı isteyecek kadar ne vakit palazlanır?" "Din için, devlet için, can çekişen millet için Azme hâü mi olurmuş bu çürük ten kafesi?" Zorlu, çetin geçen Milli Mücadele yıllarında Yunan ordusu İz...