Yuri diye seslenen adama döndüm kahverengi bir ata binmişti.Saçları ve gözleride kahverengiydi.Ayrıca gerçekten yakışıklıydı.Yanımda duran adam"merak etme seni kurtarmak için tekrar gelicem."dedi ve gelen adama doğru atını sürdü.Gelen adam:"Adalbert majestelerinie bir daha yaklaşırsan seni öldürürüm.Adının Adalbert olduğunu öğrendiğim adam ''Heh''dedi ve atını dört nala sürerek uzaklaştı.Gelen adam atını yanıma getirip durdurdu.Aşağı atlayıp bana saraldı.
''Heka(majesteleri demek)iyi misiniz?Size bir şey yapmadılar değil mi?''dedi.Ve endişeli bir ifadeyle beni incelemeye başladı.Sonra kanayan elimi görünce suratındaki ifade hızla değişti.
''Bunu Adalbert mi yaptı?''dedi.
Nedense öyle kötü bakıyordu ki eğer o adam burda olsaydı onu bakışlarıyla bile öldürürdü.Hemen kendimi topladım.
''Ah hayır,burdan geçen birine bir şey soracaktım ama korkup kaçtı ve sonra gelip beni taşladılar.Ama onlara kızmana gerek yok beni kötü biri sandılar gali-''derken sözümü kesip elimi tuttu.
''Neyse,daha sonra anlatırsınız önce yaralarınızla ilgilenmemiz gerek''dedi ve üniformasının kolundan bir parça koparıp yırttı.Elime sardıç
''Üzgünüm Heka şu an yapabileceğim sadece sarmak.Bir mazoku yum ama maryoku kullanamıyorum.Şimdilik sadece saralım sizi güvenli bir yere götürücem gerekli tedaviyi orada yaparız.
NOT:
Aslında daha uzun yazacaktım ama diğer öykülerimle ilgilendiğim için yazamadım.Ve bir sonuca vardım aynı anda bir kaç farklı öykü yazmak çok zormuşÖyle yapınca biraz ondan biraz ondan yazıyorum sonuç olarak hepsi yarım kalıyo ve uzun zaman alıyo.Bende düşündüm ki bazılarını kısa kısa anlatabilirim.Bundan böyle büyük ihtimalle söylediğim şekilde yapabilirim ama o zaman hiç olmadık yerde bitebilir.Bu bölüm gibi
BU YÜZDEN YORUM YAZIP HANGİ ŞEKİLDE YAZMAM GEREKTİĞİ KONUSUNDA FİKİR VERİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM.LÜTFEN.