EVET MUTLUYUM SONUNDA
...Bir süre sonra evlerine varmıştık, iki katlı bir villa idi. Bahçesinde küçük bir havuz vardı, havuzun 1 metre ilerisinde ise küçük bir bahçe vardı. Birde çınar ağacı, çınar ağacının en kalın dalında lastikten yapılmış bir salıncak vardı. Galiba bu salıncak Olly'nin küçük kardeşi Natasha 'nındı. Bilmiyorum. Bu evin bahçesini Olly beni kucağında evin içine sokarken gözlemlemiştim. Gözlerim çok keskindir. Eve girdiğimizde ablası "Olly?" diye bağırdı.
"Abla buraya gelmelisin, eczane takımını alıp" dedi, ablası hemen gelmişti biz mutfaklarına geçmeden Olly'nin yanında dikilivermişti bile.
"Bu kim?"
"Bu Silivya. Benim kız arkadaşım. Bu gün Kati ile kavga ettiler. Kati..." sözünü kesmeden ablası direk "Bir kovaya kaynar su koy." dedi ve beni sandalyeye oturtturup kovaya sıcak su koymaya gitti. "Havluda istiyorum Olly" dedi ablası, Olly havluyu getirip ablasına verdi. Yüzümdeki kanları sildi, zaten toplu olan saçlarımdaki kanları ve ayna parçalarını temizledi.
"O kızla çıkmaman gerektiğini söylemiştim." dedi ablası. Olly suyu getirip masaya bıraktı.
"Özür dilerim Bayan Eveening." demişti, ablası üvey miydi? Bilmiyorum, bildiğim tek şey Olly'nin soyisminin Eveening olmadığı idi.
"Olly!" dedi sertçe ablası. Yüzüme geri dönüp havluyu sıcak suda temizledi ve kaşımdaki açıklığı temizledi.
"Alkol getir, pamukta." dedi Olly hemen getirdi, alkolü pamuğa döktü. Kaşıma bastırdı hafif bir inleme çıktı ağzımdan, "Dikiş atıcağım, canın yanabilir. Ama sonra iyi olacaksın." dedi. İğneyi çıkarıp ipi ucuna taktı ve kaşımı dikmeye başladı. Canım çok yanıyordu, inleyip Olly'nin omzumdaki olan elini sıkıp, tırmıklıyordum. En sonunda bitmişti. Ablası pansumanlarımı yapıp "Geçmiş olsun tatlım, iyi misin?" dedi, bende evet diye başımı salladım.
"Bacağın... Bacağına cam girmişti." dedi birden Olly. Şey evet. Girmişti. Dikiş acısından o acıyı unutmuştum. Ablası beni ayağa kaldırdı ve ona arkamı döndürdü, yüzüm Olly'e dönük bir şekilde boynundan sarılmıştım. Ablası pantolonumu çıkarmam gerektiğini söyledi. İlk biraz utandım, ama Olly gözlerini kapatacağına söz verince "Tamam" dedim. Pantolonum dizlerimin yarısına kadar inikti. Ve ablası orayıda dikiyordu. Acıdan gözlerimi kapatıyordum sertçe, hem kaşımdaki dikiş hemde bacağıma atılan dikiş acısından Olly'nin harika saçlarını çekiyordum, o ise bana sıkıca sarılıyordu. Belimden sıkıca. Bana yaklaşıyordu artık kulağına inliyordum. Acıdan ölürken buldum kendimi. Acı. En sonunda bu lanet olay bitmişti ve pantolonumu giymiştim.
"Biz odama çıkıyoruz abla." dedi ve beni kucağına alıp odasına çıkardı.
Harika bir odası vardı. Açık mavi renginde, derli toplu bir odası. Beni yatağına oturttu. Oda yanıma oturdu.
"Canın çok yandığı için üzgünüm."
"Sorun değil Olly. Eğer sen olmasaydın şu an nefes alabileceğimden bile şüpheli olurdum" dedim ve hafifçe gülümsedim.
"Sen harikasın" dedi, Harika.
"Teşekkür ederim." dedim ve utandım, herhalde kızarmışımdır çoktan...
"Uzun zamandır sana bir şey demek istiyordum."
"Evet?"
"Kati seni kıskanıyor."
"Neden? Nerem kıskanılcak benim ya" dedim alaycı bir tavırla. Olly boğazını temizledi.
"Herneyse müzik dinliyelim mi?"
"Olur." dedim, bilgisayarına yöneldi. Bir kaç saniye sonra hopörlerinden Ellie Goulding - Beating Heart çalmaya başladı. En sevdiğim şarkı.
"Dans edelim mi?" dedi elini uzatıp. Elimi elinin üzerine koydum, beni nazikçe ayağa kaldırdı. Kalçarımın alt kısmından kaldırdı. Parmak uçlarımdaydım, en önemlisi ise onun kollarında idim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JE DIS l'AMOUR
Ficção Adolescenteİneksin, çirkinsin. Silivya'sın. Ne yaparsın? Ne önerirsin? Nasıl hayatta tutarsın onu? İşte bu... Bu onun hayatı.