Bölüm:1

45 1 0
                                    

Eveeeet selam ben buralarda yeniyim. Rica etsem oy ve yorum birakabilir misiniz? Ve önerileride alabilirim. Heyecan ve birazda begenilmeme korkusu var sanırım. Ama bence her şeyin üstesinden gelebiliriz😊
Sevgiler...

Pirate✋

Tuhaf... Hayat gerçekten çok tuhaf. Bazen acımasız, bazen eğlenceli.

Düşüncelerim beni boğuyor, kelimeler canımı acıtıyordu. İç sesim artık kendi içime sığmıyordu. Yılların yükü KALP SIZIM artık içimi dağlıyordu.

"Üşüdüm ama" diyen sarı saçlı minik kıza sarılan kıvırcık saçlı çocuk. "Ben varken üşümezsin" diyerek göz kırptı. Küçük çapkın. Bankta otururken ne kadar tatlı olduklarına baktım. Şuan rüyadayım. Ve bunun farkındayım. Ben varım birde kalbimin sahibi çocukluk aşkım var.

Bu bizim son buluşmamız diyebilirim daha 4 yaşındayım ve benden dört yaş büyük olan bu kıvırcık saçlı çocuğa aşığım. Benim kahve gözlü prensime.

Uyku ve uyanıklık arasindayım. Gözlerimi kırptım ve tavandaki ışık yayan yıldızlara baktım.

O gün parktan eve doğru yürürken ikimizde hüzünlüydük. Evin önünde bana bi sarılışı vardı hala hatırlarken burnumun direği sızlar. Ona yıllardır aşığım ve onun bundan haberi yok. Küçükken bizim mahallede babaannesiyle yaşardı. Sonra annesi gelip onu aldı ve gitti. Bizim şehrin mezar taşları tipi gökdelenlerin olduğu semtlere.

Neredeyse 8 yıldır aynı rüyayı belirli aralıklarla tekrar tekrar görür olmuştum ve bu benim için gerçekten iyi bir şey değildi. Rüya bile değil sadece eski bir anı.
Bana sarıldıktan sonra ayrılmıştık. Çünkü o annesinin onu bekleyen lüks arabasına binmek zorundaydı. Onu benden alıp araca bindirdiler ve gitti.

Sadece babaannesi Türkan teyze kalmıştı. Yıllarca onun yanına da gelmedi hiç. Türkan teyze bizim mahallenin aşağısında tuhafiye dükkanı işletirdi. Eski dönem elbiselerini kiralardı. 4 sene önce taşındı. Eskiden sık giderdim yanına ama 4 yıl boyunca hiç görüşmedim.

Çocukluk aşkı çok saçma biliyorum ama daha 14 yaşımda onu aniden anımsayıp rüyalarımda görmeye başlamıştım. 16 yaşında işi ilerletip uzaktan uzağa bakmaya başlamıştım. 18 yaşında onun gittiği mekanlara, sahile, yada yalnız kalmak istediği neresi varsa oralara gitmeye başlamıştım. Ama o beni hiç görmedi bende istemedim zaten görmesini. Sonuçta adamın karşısına gecip. "Ben senin sende benim çocukluk aşkımsın" diyemem ya.

"Oy oy ağır geldin ya kalp sızım zaten geç yattım bu saatte kaldırmakta neyin nesi? gene uyutmucan mı sen beni?" afferin kendi kedime de konuştuğuma göre işlem tamam bu gece uyku haram.

Odanın loş ışığında bileğime çarptı gözlerim siyak minik boncuklardan oluşan bilekliğime baktım. Zamanla bileklerim büyüdükçe gri daha minik boncuk eklemiştim aralarına. Bir çocuğun yapmasına rağmen o kadar zarifti ki. O gün giderken elime tutuşturmuştu son anda bende kalan tek şeyiydi benimse onda kalan kalbim...
_____________________________________
Elimde poşetle balat yokuşunu tırmanıyordum ve gene uykusuzdum. Okulun son 2 ayını evde geçirmek benim tercihimdi ve galiba çok büyük bi hata yapıyordum. Okulu dereceyle bitirmeme 2ay kala bu fikir müdürden gelmişti ve kalan 2 ayımı stajla değerlendirmek için izinliydim ama harika bi şirkette mükemmel bi tasarımcının canımı çıkartması gerekirken evde annem canımı çıkartıyordu.

Nefes nefese kaldım ve önümdeki bir tutam saçı üfledim.
"Kiz tarçun hayurdur cene uyçusuz kalmiş gibusun" sağdan gelen sesle oraya döndüm ve bingo karadeniz fırtınası Hatice neneyi gördüm
"oyyy nenem oyyy ha bu karu benim canımı cikariyii" diye seslendim değiştirmeye çalıştığım şivemle.
"Ha o anana da diyecuğum her sabah gönderiyi markete"
"Gönderiyo nenem gönderiyo. Neyse hatice sultan ben kaçtım yoksa annemin gazabına uğrarım" dedim. Yanaklarını öptüm ve eve doğru yöneldim.

Mavi Kelebek...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin