17. Butterflies

241 40 83
                                        

Bölüm ismi, bölümü yazarken dinlediğim şarkının adı. Tavsiye ederimm..

Kayar - Butterflies

-

Keyifli okumalar!

***

Düşünmeyi severdim. Özellikle kendim ile çeliştiğim durumlarda. Bazen düşünmek tehlikeli olabiliyordu. İçinde bastırdığın duyguları açığa çıkan şeylerin aslında temeli çok düşünmekten geçiyordu. Karşısında savunmasızca uzanmış olduğum adama, hayatımdan geçen travmatik şeyleri anlatıyordum. Duygularını kontrol edebilen birisi olduğunu anlattıklarımdan sonra, değişmeyen yüz ifadesinden anlamıştım.

"Bir şey demeyecek misin?" dedim odayı kaplayan sessizliği bölerek.

Bakışlarını not ettiği kağıttan aldı ve yüzüme çevirdi.

"Anlattıklarının bununla sınırlı olduğunu düşünmüyorum." dedi oldukça profesyonel bir edayla. "Ama şu an yaşadığın takıntılı halin için bir tedaviye başlamalısın Temmuz."

"Nasıl bir tedavi?" dedim anlamayarak.

"Obsesif kompulsif bozukluk gözlemliyorum. Yaşadıklarını aşman için ilaç tedavisi almalısın." dedi kaşları kendi söylediği ile çatılırken. "İlaç tedavisini ne kadar tasvip etmesem de, iradesi güçsüz birisin. Kendi kendini onaracak biri değilsin. İlaçlar seni kontrol altına alabilir."

"Övdün mü, gömdün mü ya?" dedim şakayla karışık. Yutkundum ve uzandığım yerden doğruldum. "Kurtulabilecek miyim doktor?"

"Belki de, daha farklı sorunlar vardır. Bunları seanslarla anlayacağız." dedi son sözümü umursamayarak.

Kafamı anladığımı belli eder bir şekilde salladım. Evin dış kapı sesini duyduğumda bakışlarım kapalı oda kapısına çevrildi.

"Şengün teyze gelmiştir." dedi elindeki defteri yatağına bırakırken. Ayağa kalktı ve odadaki çıkacak iken duraksadı. "Kahve mi, çay mı?"

"Fark etmez." dedim çekingenlikle.

Can, cevabımı duyduktan sonra odadan çıktığında, ne yapacağını bilemeyen gözlerim odasını keşfe çıkmıştı. Evin salonuna göre oldukça sade renklere sahipti. Kahve tonlarını seviyordu. Oturduğum koltuktan kalktım ve tabloların asılı olduğu duvara doğru yürüdüm. Bir ressamın elinden çıktığı belli olan küçük ama oldukça göze çarpan tabloların güzelliği arasında mest olurken gözüm ters çevrilmiş tabloya takılmıştı. Başta ters çevrili olduğunu anlamamıştım çünkü tablonun arka kısmı da çizgiliydi. Parmaklarım merakla tabloya uzandı.

"Ne yapıyorsun sen?"

Tabloyu tutan ellerim, ateşe uzanmış ve yanmış gibi anında geri çekilirken, kapı pervazında bana öfkeli bakan Can'a döndüm.

"Ben, tablolara bakıyordum."

"Buradan bakıyor gibi durmuyorsun ama." Sert sesinin ardında yatan ima ile benim de kaşlarım çatılmıştı. "Çekil oradan."

"Yemedik ya tablolarını." dedim homurdanarak. "Sıradan tablolar işte."

"Onlara sıradan diyemezsin." diye çıkıştığında bir an için gözlerim ters çevrili tabloya kaydı.

Homo-Fobik | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin