Karanlık.
Ama hala o lanet olasıca sesleri duyabiliyorum.
"Onu neden bağladınız!"
"Üzgünüm Shigaraki Tomura, ama onu bir türlü zaptedemedik."
Sinirli bir iç çekme sesi. Buraya doğru gelen ayak sesleri. Lanet olsun! Şuradan bir kurtulayım hepinizi öldüreceğim!
"Çözün şunu." Öncekine göre daha sakin çıkmıştı sesi. Ardından gözümdeki o aptal kumaş parçası kalktı. O el surat, beyinsiz boyut adam ve sürekli sırıtıp sinirimi hoplatmaktan başka bir halta yaramayan bir kız vardı odada.
Üç kişi. Kolay lokma.
Hala ellerimi çözmemişlerdi. Şu boyut şeysi, tereddüt ediyor gibi görünüyordu. El surat gene konuşmaya başladı.
"Sana onu çözmeni söyledim."
Nafile, boyutçuk hala tereddütlüydü. El surat ise bunu görünce boynundaki deriyi soymak istercesine kaşımaya başladı. Ah şurdan bir kurtulayım ben seni çok güzel kaşıyacaktım.
"Ahh, çöz şunu, çöz şunu. Onu hapis tutamayız. O bizden, bizim gibi. Serbest bırakılmalı."
Ne diyor bu işe yaramaz villain bozuntusu?
"Hey! Neyden bahsediyorsun sen?"
Odadaki tüm kafalar aniden bana dönünce biraz tırsmadım değil. Ama hani birazcık. Böyle minicik, küçücük bir nokta kadar felan.
Sarışın kız elindeki bıçağı yalayıp konuşmaya başladı. Ama cidden, o bıçağı yalamasına gerek var mıydı?
"Neyden bahsedecek? Tabii ki sen şu kahraman olma oyununu oynamayı bırakıp bize katılacaksın ve ben seninle beraber bir sürü yakışıklı çocuk avlayacağım!"
"Güzel kafa güle güle kullan, kaçık seni."
Kızsa beni takmayıp salyasını akıtarak hayaller dünyasına geçiş yapmıştı. Şu el surat ise kıza umutsuzca baktıktan sonra bana yaklaşıp yüzünü dibime soktu.
Tanrı aşkına, burnumun direği kırıldı galiba.
Bu villainler banyo nedir bilmiyor mu?
"Ee, hadi beni salın da sizi bir güzel pataklayayım!"
"Uslanmaz çocuk, kimse seni kurtarmaya gelmeyecek."
"Haa! Sanki benim kurtarılmaya ihtiyacım var, seni aptal el surat! Beni hafife alma!"
"Hayır hayır. Seni hafife almıyorum. Çok güçlüsün, bir kötüye yakışacak benliğin ve tavırların var."
"Kötü mü? Neyden bahsediyorsun sen! Ben 1 numaralı kahraman olacağım ve siz villain bozuntularının kökünü kurutacağım!"
Niyeyse bunu söylediğim gibi ben hariç herkes gülmeye başladı. Çok mu komik lan?!
"Neye gülüyorsunuz lan siz! Beni bir salın bakın o zaman nasıl gülüyorsunuz!"
Kaçık diye tabir ettiğim kız gene konuşmaya başladı. Tanrı aşkına, önce bir salyalarını sil!
"Sen çoook tatlısın! Ama biliyor musun vücudunda bir sürü güzel kesik olursa daha da tatlı olursun! Ayrıca 1 numaralı kahraman mı?"
Kız konuşmasına ara verip yanıma yaklaştı.
"Bunun olması için ilk önce All Might'ın ortadan kalkması gerekmiyor mu?"
Sonra fısıltıyla konuşmasını bitirdi.
"Ve birde en büyük rakibin Midoriya İzuku? Onunda yok olması gerek değil mi? Söylesene, önünde böyle engeller varken nasıl 1 numaralı kahraman olacaksın?"
Sinirle dudağımı dişledim. Lanet kız, beni sinirlendirmişti ve ellerim bağlı olduğu için ona vuramamam beni daha çok öfkelendiriyordu.
El surat kızın omzuna dokunup kendisine odaklanmasını sağladı.
"Dabi ve Twice'ı çağır."
O kısık çıkan ses o kadar emirvariydi ki ben bile gerilmiştim. Ama bu korktuğumu göstermezdi!
'onlar kim?' diye bir soru cümlesi çıktı ağzımdan.
El surat ise sadece bana bakmakla yetindi. Aslında bana mı bakıyordu çok emin değilim. Sonuçta yüzünün ortasında bir el var ve kahkülleri de yüzünün bir kısmını kaplıyor.
Ah tanrım o lanet deku tutturmasaydı ben seni koruyacağım diye şimdi bu sokuk durumda olmazdım!
Aptal deku!
Merhaba!
Öncelikle şunu söyleyeyim bu hikayedeki olayların kronolojik sıralaması animeyle/mangayla farklı olabilir.
Neyse umarım beğenirsiniz!
İyi günler efendim...