hurts like hell [wolfstar]

clean from the war

remus odasına girip hızla kapıyı kapattı ve yere çöktü. gözyaşlarını sildi, ardından hemen ekleneceğini bilmesine rağmen.

sirius'ın onu görmezden gelişine dayanamıyordu. onu o kadar çok özlüyordu ki..

hayatı küçükken bir kurtadam tarafından ısırılmasıyla daha sonra da sirius black'e olan aşkı yüzünden lanetlenmişti ve lanet giderek bütün vücuduna yayılıyordu. ölümü yaklaşıyordu, bunu hissedebiliyordu.

yalpalayarak ayağa kalktı ve masasının üstünde duran keskin jileti aldı, yatağına gidip uzandı.

yapacaktı, bu sefer kesindi. duraksama ya da herhangi bir engel olmayacaktı.

hıçkırıkları arasında zar zor nefes alıp veriyordu.

ağladığından dolayı her yeri bulanık görüyordu.

ağlamaktan bıkmıştı, artık buna son verecekti. bir daha acıyı hissetmeyecekti değil mi? acıyı son kez hissedecekti ve bunların hepsinden kurtulacaktı.

son kez derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı.

ve titreyen eliyle, elinde duran temiz jileti etine batırdı. vücudunu kaplayan acı ile bağırdı ama bu durmasına engel olmadı ve ardı ardına kanlı jileti geçirdi bileklerine. kan damlaları hızla kollarından aşağı akıyordu. hıçkırarak yatağının başlığına yaslandı. gitme zamanı sonunda gelmişti. gözleri kapanmıştı ama bilinci hala yerindeydi.
  

sonsuz uykuya dalmadan önce birinin hıçkırık ve çığlıklarını duydu. 

sonrası ise derin bir sessizlik.

.