New Day

14 1 0
                                    

Tanrım bu gece neler olacak?

-Aman Tanrım! Sen Harry Styles'sın. Bir tane fotoğraf çekilebilir miyiz? Lütfen? dedi kız. Ve sanki Harry onun için nefes almak gibi yada hayatı sanki onun ellerindeymiş gibi ona bakıyordu. Kulüplere 14-15 yaş arası grubun girmesinin yasak olması gerekmiyor muydu?

-Tabikide çekilebiliriz ... Adın neydi?

-Ma-Margo. Adım Margo.

-Memnun oldum Margo. Paige bir fotoğrafımızı çekebilir misin lütfen?

-Ne? Ben mi? Ah şeyy..

-Hadi ama sadece bir tane fotoğraf çekmeni istiyorum. Lütfen?

-Peki. dedim ve kız, neydi adı, Margo bana telefonunu uzattı. Aslında fotoğraf çekmeyi istememin nedeni şimdiye kadar çoğunlukla babmın fotoğrafını çekmem ve onunda bunu çok sevmesi. 

Evet, babamı kaybettim. 3 ay önce. Hatırlamak bile ağlamam sebep oluyor ama ağlamayacağım. Sonuçta bu gece buraya Daney için geldim ve onun endişelenmesini ve gecesinin mahvolmasını istemiyorum.

-Ah gerçekten teşekkür ederim Harry ve umm Paige resim için teşekkürler. 

-Önemli değil.

Margo masamızdan ayrıldı ve dördümüz kaldık ve Daney bana "İyi misin?" bakışları atarken ona "İyiyim" demek istercesine gülümsedim. Demek istediğimi anladı, en iyi arkadaşlar bunun için var. 

.....

 -Teşekkür ederim çocuklar. Yani eve bıraktığınız ve ayrıca akşam için. dedim ve arabadan indim. Eve Harry'nin arabasıyla gelmiştik her ne kadar taksiyle gelebileceğimizi söylesek de ısrar etmişlerdi. Özellikle Ed Daney'in gece sokakta kalmasını istemiyordu. Tura gittiği zamanlarda neler olacak merak ediyorum.

-Yarın sabah şirkete gitmekte hala kararlı mısın? diye sordu Daney içeri girer girmez. Aslında bundan emin değildim. Şirket hakkında fazla bir fikre sahip değildim ama babam öldükten sonra bunları benim yapmam gerekiyordu ve 3 aydır ben zaten sürekli işleri ihmal ediyordum. Daha fazla böyle devam edemezdim.

-Evet, sanırım artık biraz daha normale dönmenin zamanı geldi. Ayrıca babamda böyle olsun isterdi. dedim ve buruk bir gülümseme gönderdim. Babamdan bahsettikçe hala daha gözlerim doluyordu. Hala daha onu kaybetmiş olmaya alışamıyordum. Sanki birazdan mutfaktan, odasından yada çalışma odasından çıkıp bana sarılacak ve "Paige Green bu yaşlı adamı bu kadar yalnız bırakman iyi bir şey değil!" diyecekmiş gibi. 

Babamı gerçekten çok seviyorum, benim için gerçekten çok farklı. Annem bizi terkettiğinde beni yalnız bırakmamak için çok çalışmıştı. Her gün beni okula o bırakırdı ve akşam alırdı. Beraber lunaparka sinemaya gider, eğlenebileceğimiz çok fazla şey yapardık. Her yaz bir ay kadar New York'ta yaşardık. Orası ikimizin en sevdiği şehirdi. Sanırım artık New York'tan nefret ediyorum!

Babamı kaybettiğimde Daney bana çok yardımcı oldu. Her zaman yanımdaydı. O zamanlar Ed ile daha yeni çıkmaya başlamışlardı fakat buna rağmen her zaman yanımdaydı. Sanırım onlara bunun için bir teşekkür borçluyum. 

-Yarın Ed ile beraber akşam yemeğine çıkmaya ne dersin? Yani uzun zamandır böyle beraber bir şeyler yapmıyoruz ve bu akşamki o kadar iyi değildi yani eğer sizde isterseniz tabii. 

-Ah bu gerçekten çok iyi bir fikir. diyerek boynuma atladı. Sanırım bugün en yakın arkadaşım beni öldürmek istiyor.

-Eğer beni biraz daha sıkmaya devam edersen ölmeme an meselesi olabilir. 

-Özür dilerim. Bi an heyecanlandım o yüzden. Tamam her şeyi ben hazırlıyorum şu anda ayarlama yapmam gerekiyor ve sen hala daha beni tutuyorsun!! dedi ve odasına doğru merdivenlerden yukarı tırmanmaya başladı.

-Hey Daney! Tanrım şu anda ne ayarlamasından bahsediyorsun? Gecenin bir yarısında ne yap-

-Kes sesini ve benim işime karışma! 

-Pekala patron! dedim ve bende odama çıktım. 

-Paigee! Paigee lütfen uyanır mısın? Paigee hadi ama!

-Tamam kalkıyorum.

-Yaklaşık 15 dakikadır kalkacağım diyorsun ama hala uyuyorsun. Hemen kalkıyorsun bayan.

-Pekala, kalktım tamam. 

Zor da olsa uyandım, kısa bir duş almaya karar verdim. Bugün rahat olmam gerekiyordu ve bunun için güne sıcak bir duşla başlamak en iyi yöntemdi. Kısa duşumun ardından sıra ne giyeceğime karar vermeye geldi ve bu konuda ben gerçekten berbattım sanırım Daney'den yardım istemeliydim. 

-Daney! Bana yardımcı olmalısın! Bugün ilk günüm ve ben ne giymem konusunda kararsızım.

-Pekala. Hmm.. İşte bunlar iyi. Bence bunları giymelisin.-Teşekkür ederim. Sen gerçekten çok iyi bir arkadaşsın. 

-Rica ederim canım. Hadi giyin bende kahvaltıda seni bekliyorum.

Daney giymem için siyah keten bir pantolon, üstüne gömlek, blazer ceket ve beyaz topuklu seçmişti ve sanırım bana da yakıştı. Hafif bir makyaj yaptım ve saçımı dalgalandırdım. Şimdi tamamen hazırım. Aşagıya kahvaltıya indim.

-Günaydın Bayan Jones.

-Günaydın Pa- Bayan Green.

-Bana Paige de lütfen. neyse, Daney ben çıkıyorum akşam görüşürüz. Bütün plan sende. 

-Kahvaltı?

-Sonra hallederim geç kalıyorum.

-Peki sen bilirsin. Ben seni arar haberlendiririm. Kolay gesin. 

......

Şirkete geldiğimde uzun zamandır ilk defa bu kadar heyecanlı hissettim. Ama içeri girmem ve babamın benden beklediği şeyleri yapmam lazım. Babam olsa korkmamı asla istemezdi. 

-Hoşgeldiniz Bayan Grey. Geleceğinizi haber vermemiştiniz. masadaki asistan beni karşıladı ve şaşırmış görünüyordu. Sanırım buraya gelmemi beklemiyordu. 

-Hoşbulduk. Bay Taylor nerede? 

-Odasında efendim. 

-Tamam. Söyle odama gelsin. 

Sorunsuz bir günün ardından şirkette işim bitti. Tabi bunda Bay Taylor'un katkısı göz ardı edilemez. Şimdi de Daney'in ayarladığı mekena gidiyorum. 

Restorana geldiğimde seçkin mekanlardan biri olduğunu fark ettim. Aslında normal bir yer olmasını tercih ederdim ama bu akşam her şeyi Daney'e bırakmıştım. Kapıdaki görevliler beni büyük bir ilgiyle karşıladılar. Babamla bir kaç kere geldiğimiz bir yerdi.

-Bayan Green arkadaşlarınız içeride sizi bekliyor. Size eşlik etmemeizi ister misiniz? 

-Ah! Hayır teşekkür ederim. Kendim halledebilirim. dedim ve restoranda arkadaşlarımı aramaya başladım. Kalabalık bir masada Daney, Ed ve Harry ve yaklaşık yedi yada sekiz kişiyi daha vardı. Hadi ama hiç bu kadar kalabalık olacağını tahmin etmemiştim. 

Selam arkadaşlar!! 

Okuduğunuz için tekrar teşekkür ederim.

Ve eğer eksiklerimi görüyorsanız yorum yapmanızı ve bana söylemenizi istiyorum. 

Love Is Never Felt So Good.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin