Ölümü bekleyen bir kelebek, günahkar bir tırtılın koynuna nasıl girebilir?
Ya bir melek?
Onca nûrun içindeyken alevin aydınlattığı cehennemdeki iblise nasıl kapılabilir?
Peki ya aşk, gerçek midir?Saatler gece yarısı 01.28 'i gösteriyordu. Genç kız amaçsızca evden çıkıp arabasına doğru yol aldı.Arabasına biner binmez nereye gideceğini düşünmeye başladı.Ama ne gidecek bir yeri ne de sığınacak bir dostu vardı.Aklının ucundan geçenler onu hüzünlendirdi ve arabayı bilinmezliğe sürmeye başladı.Düşüncelere dalmaya hazırlanırken mezarlığın önünde arabayı hafif yavaşlattı. Bir silah sesi kulağını tırmalamıştı.Korkmuştu.Hiç düşünmeden arabadan indi ve mezarlığın giriş kapısına yöneldi.Karanlıktan korkuyordu ama iyilik yapmak istiyordu.Mezarlığı dolduran ruhların sessiz çığlıkları Açelyayı bayağı ürkütmüştü.Aniden bir inleme sesi duydu.Sesin geldiği yöne kafasını çevirip baktı ve yürümeye başladı.Aniden durdu.Arkasında birinin varlığını hissetmişti. Dönüp bakmaya çok korkuyordu. Dönüp bakmasına fırsat vermeden, genç adam kızın ensesine silahın tersiyle vurmuştu bile.Genç kız buz gibi zemine yığıldı.Genç adamın yüzüne karanlık bir gülümseme yayıldı.Ama o karanlık, uzayın derinliklerindeki girdap dan bile daha karanlıktı.
-
Gözlerini aralamaya çalışıyordu genç kız.Fakat boynundaki sızı bir türlü izin vermiyordu.Acıyla olan savaşı yenerek gözlerini aralamayı başardı.Gözlerini açtığında şaşkınlık içinde yine kapattı ve rüya olmasını dileyerek tekrar açtı.Açelya,bambaşka bir yerdeydi. Kalkmak istedi ama ayağındaki ve bileğindeki zincirler buna izin vermedi.Bağırmak istedi ama başaramadı. Boynundaki yara, yerinden kalkınca acı içinde inlemesine sebep oldu.Boğazı ve dudakları susuzluktan kurumuştu.Tam bağırmayı tekrar deneyecekken içeride iki kişinin hararetli şekilde konuştuğunu duydu.
Genç Adam
-Bu seni ilgilendirmez.Sen kim oluyorsun da benim işlerime karışıyorsun?
-Ben kim oluyorum öyle mi Güneş?Ben senin abinim lan abinn.!
Genç adam, başını öne eğerek kahkaha atmaya başladı.
-Abim,ay benim canım abimmm.Sen benim annemi öldüren şerefsiz değil misin lan it hala gelmişsin bana abinim diyorsun. Benim abim öldü.
-Ya kazayla oldu anlamıyo musun Güneş?
-Ne kazası lan ha çık lan dışarı, çabuk çık!
Güneş , abisini kollarından çekiştirerek kapıya sürükledi ve onu dışarı atıp kapıyı arkasından kilitledi. Geçmişin çığlıklarını duyuyordu yine.Kulakları annesinin piyanoyla ona çaldığı şarkıyı Fısıldadı. Gözlerini kapadı, yutkundu. Sessiz haykırışların içerisinde boğulurken, düşüncelerini bölen dün gece eve getirdiği kızın acı dolu inlemesi oldu.
Acı vermek ona zevk veriyordu. Ama bu kez öyle olmadı.Kızı baygınken saatlerce izledi genç adam.Annesine benzetti onu.Çünkü annesi gibi uyuyordu. Taaki karanlık, annesini elinden alana kadar.
-
Yerinden doğruldu ve kızın olduğu odaya doğru yürümeye başladı. Her adım attığında gözleri daha da alev alıyor, annesine gidiyormuş gibi hissediyordu.Kapıya ulaştığında acı dolu bir inleme daha duydu ve kapıyı hızlıca açtı. Kız öylece yatakta eli kolu bağlı yatıyor acıdan ve soğuktan dudakları titriyordu.Yanına doğru adım atacakken kız gözlerini açtı aniden ve "Su" dedi.Susamıştı.Kızın söylediklerini bir anda dalgınlıkla sezememişti ama söylediği kelimeyi en sonunda seçebilmişti. Su istiyordu. Gidip su getirmeyi düşündü ama içindeki iblis buna engel oldu.Pencereyi açtı ve yağan yağmurun küçük bir birikinti oluşturduğu kaptaki suyu aldı, yavaş yavaş kıza doğru yöneldi. Kız ne olduğundan habersiz bir şekilde ona bakarken, adam suyu bir anda kızın yüzüne çarptı. Kız ne olduğunu şaşırmıştı. Üşümesini daha da tetikleyen soğuk yağmur suyu bağırmasına sebep oldu.
-Napıyorsun?
-Hey cevap versene, ne istiyorsun lan benden?
Adam cevap vermiyordu. Kızın sesinin tınısı bile annesininkine ne kadar da benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR
Tajemnica / ThrillerKaranlığın içine gömülmüş , nefesi tükenmiş bir yıldız gibi bitkindi kadın.