Big Bang'Sunrise and Moonset

'

Yıllar önce bugün bir varlık yeryüzüne Tanrı tarafından hediye edildi.

Varlıkların en güzeliydi ki o gün evrende karanlıkların ardında güzelliğini gizleyen Ay yerini Güneş'e bıraktı. Zamanı bile durduran bu Tanrı emaneti yeryüzüne düştüğünde kendini bilmiyordu. Ona bakacak olan meleği ona bir isim düşündü ve Jung Hoseok dedi.

Jung Hoseok. Bütün gezegenler evrene uyum sağlarken tüm sistem aniden düğümünü çözmüştü.

Zamanın ellerinde büyüyen Hoseok artık yüreğinde hükümce üstün güzelliğini yüzüne yansıtmıştı. Bedeni büyüyordu.

Ait olduğu gezegenin ona mükemmellik becerisini vereceğini düşünememişti. Kendi iç dünyasında arayışları süren bu varlık ilmini gücüne katmış ve zihnini tüm kara düşüncelerden ayırmıştı.

Aradığı eksiklik onu müziğe yönlendirdi. Sesi bütün evrene meydan okurken içinde çift iki gezegeni taşıdı. Tanrı ona iki büyük gezegeni hediye etmişti. Tıpkı onu Dünya ve insanlığa hediye ettiği gibi.

Varlığı güneş olarak yeryüzüne inen bu varlığın yüreğinde Ay'dan izler vardı. Gözlere henüz görünmeyen bu kara gezegenin içinde harikalardan ibretler yer alırdı. Her şey tamamladığı eksiklikte başladı.

Bangtan Sonyeondan.

Ait olduğu evren burasıydı. Sistemi düzenli olan bu evrende en güzel yerden bir parça Hoseok'a aitti.

Müzik. Müzik denilen uydu etrafında kendisi kadar güzel 6 gezegenle döndü. Ve sistemi bozmaya çalışan birçok taşı bünyesine yaklaştırmayan bu uydu 7 gezegeni bir arada tuttu.

Zaman Hoseok'u hiç değiştirmedi. Gülüşü bütün evreni aydınlattı. İçindeki tüm güzelliği onu sonsuza dek sevilen biri olarak yaşattı. Bütünleşmişti. Ait olduğu zihniyeti hiçbir zaman terk etmedi.

Bugün o gezegen hâlâ uydusunda dönüyor. Yıllarca bütünlüğü korunan uyduda varlığını en güzel şekliyle hissettiren Jung Hoseok. İyi ki doğdun.

*Farklı bir yaklaşımla onun doğuşunu kutlamak istedim. Tabii ki onu bu kadar kelimeye sığdırmak imkansız. Yazarken çokca keyif aldım. Müzikle dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar~