Bu konuya nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum...
Birkaç gün önce sosyal medyada yankılanan olaylar o kadar çok canımı yaktı ki tekrar ve tekrardan bu ülkede yaşadığıma lanet ettim. Yabancı birkaç ressamın bu konu hakkında çizimlerini gördüğümde ülkemin böyle ünlenmesini mide bulandırıcı buldum. Öylece düşündüm; bu yavrucuklara nasıl kıyabiliyorlar diye. Nasıl böyle şerefsiz ve insan dışı işlere kalkışabiliyorlar? Elimden bulabildiğim her yerde bunu haykırıp sesimi duyurmaya çalışmak geldi. Keşke o masumlara da yardım edebilseydim...
Aynı gün içerisinde yine sosyal medyada idam gelsin söylemleri başladı. İnsanlar bunu o acı, öfke ve şiddet eğilimiyle bunu düşündüler fakat sonunun nasıl olacağını bilemediler. İşte o zaman daha da çok canım acıdı; bu insanlar neden bu şerefsizler gibi günahkâr ve katil olmaya çalışıyorlar diye. Ölüm ruhsuz bir bedene ve bomboş bir hayata sahip çünkü. Adaleti ancak be ancak birey hayattayken verebilirsiniz.
Tekrar söylüyorum; öldürerek hiçbir şeyi çözemezsiniz. Sizden ricam bu kampanyayı imzalamamanız.
Hücre cezası olursa o pislikler kendi pisliğinde çürüyeceklerdir zaten.
Önemli Uyarı: Bu şekilde öfkesiyle onları mı koruyorsun gibi söylemler çıkacaktır. Fakat ben adaletten yanayım, zorbalıktan ve ölümden değil.
#çocuğadokunma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETER ARTIK, SADECE EŞİTLİK İSTİYORUZ!
Non-FictionFeminizme karşı olanlara ve feminizmi hâlâ tanıyamayanlara.