First Blood Experience

171 20 4
                                    

    Uyandığımda siyah beyaz renklerin hakim olduğu bir odadaydım burası gerçekten göz kamaştırıcıydı. Yattığım yatak çok rahattı , kuş tüyü olamazdı değil mi? Aman Tanrım ! Gerçekten kuş tüyüydü . 

     Esnedim , gerinerek doğruldum ve aralık olan banyo kapısına - zaten banyo olduğunu buradan anlamıştım - doğru ilerledim. Su sesleri geliyordu. Hafifçe kapıyı birkaç kez tıkladım  ama cevap alamayınca içeri girdim. Banyo da aynıydı . Siyah , beyaz - ve göz alıcı-  Karşıdaki kabin aralandı ve ıslak kıvırcık bir kafa belirdi . O kadar şirin görünüyordu ki kıkırdamamı engelleyemedim . Yeşil gözleri , gözlerimle buluştuğunda adeta büyülenmiştim . Hafifçe öksürdüm ve utanarak - ve kesin kıp kırmızı olmuştum -  "Sadece yüzümü yıkaya-" açıklamamı tamamlamama izin vermeyerek sözümü kesti ve gülümseyerek " Bunun için açıklama yapmana gerek yok, güzelim." dedi . Kafamı pekala dercesine eğdim ve dönüp musluğa ilerledim , o da kabini kapattı ve banyosuna devam etti. 

       Hızlıca yüzümü yıkadım ve odaya döndüm . Yatak toplanmıştı  , ve üzerinde kıyafetler vardı. Kıyafetler benim içindi ve zevkime göre seçilmişlerdi - ve bedenime tabii ki- Gülümseyerek üstümdekilerden kurtuldum. Tam giyinecekken Harry odaya girdi , utanarak küçük çaplı bir çığlık attım , o ise kıkırdayarak " Sakin ol güzelim ..." dedi ve yanıma gelip dudağıma sahiplenici bir öpücük bıraktı ve daha sonra "Sen zaten benimsin. " diye soludu dudaklarımın üzerine . Tanrm ! Ne kadar da romantikti . İçten bir şekilde gülümsedim ve kıyafetleri üzerime geçirdim.

           Yanaklarım hala yanıyordu. Ellerini yüzüme koydu " Benden utanmanı hiç sevmiyorum, sonuçta sen benimsin.." dedi sonlara doğru homurdanarak. Aslında bu çok tuhaf bir histi yani birine ait hissetmek . Daha önce hiç yaşamadığım şeyleri bu kıvırcığın yaşatması biraz tuhaf ama en azından o yanımda sonuçta ailem gibi yapmadı onlar beni bıraktı hemde beni sevdiklerini söylemişlerdi ama doğru ya benim gibi bir canavarı sevemezler . Bu arada ben daha bu kıvırcığın adını öğrenemedim . Ona güzel gülümsememi gönderdim ve utangaçca. ''şey..senin adın ne ? '' diye sordum . Saçlarını elleriyle geri attı ve gamzelerini belli edecek şekilde gülümseyip ''Harry '' diye sorumu yanıtladı . Bu haliyle çok tatlı görünüyordu . 

                 ''Hadi Kira üstünü giyin seninle yemek yemeye gidelim '' dedi . Kafamı onaylarcasına salladıktan sonra Harry odadan çıktı . Her neyse altıma siyah skiny pantolon üstüme de siyah t-shirt giydikten sonra odadan çıktım . Ayağımda converslerim vardı bu yüzden değiştirme gereği duymadım . Harry geldiğimi görünce rahat bir nefes verdi . "İzin verirsen seni kucağıma alacağım , küçük hanım  " dedi soru sorarcasına. Kaşlarımdan birini havaya kaldırarak " nedenmiş o benim ayağım yok mu?" bakışımdan attım . "Bir yere gideceğiz dediğim gibi , yemek yemek için .." dedi ve nefesini tutmaya başladı. Bir düşüneyimpsikoloji dersi"... Aşırı heyecan ve stres dolu bir anda istem dışı gerçekleşir...'  Profesör Mr. Hundson'ın okuduğu metin aklıma gelince gülümsememe engel olamadım , çünkü o heyecanlanmıştı , hani beni kucağına almak için izin isteyen şu -ultra_ seksi vampir.Kafamı onaylarcasına salladığımda beni nazikçe kucağına aldı ve daha sonra vampir hızında koşmaya başladı . 

                        Geldiğimiz yer tam olarak beklediğim gibi değildi kocaman bir arazide bulunuyordu . tamamı camdan ve üç katlıydı. Ana menü de kandı . Ah evet ! yanlış duymadınız  KAN! Öyle bakmayın bu lanet olası şeyin tadı çok güzel. 

                          Yemek yedikten -yani kan içtikten- sonra geldiğimiz yerin tersi yönünde yürümeye başladık . Harry beni tekrar kucağına almayı -adeta uçmayı- teklif etti. Ben ise reddettim ve biraz yürümek istediğimi söyledim - Aslına bakarsanız miğdem bulanmıştı-

                              Biz ormanda  yürümeye devam ederken bir anda kulaklarımıza tiz bir çığlık sesi dolmaya başladı  birilerinin başı belada olmalıydı , kesinlikle yardım etmeliydim. Sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladığımda Harry kolumu tuttu. 

                               Kolumu çektim ve Harry'e aldırmadan ormanın derinliklerine doğru koşmaya başladım . Sese giderek yaklaşırken nefes nefese kalmıştım bir anda omzumda hissettiğim acı ile çığlık attım . Gözlerimden yaşlar akıyordu .Gözlerim kapanırken en son duyduğum şey Harry'nin  "Kira!!" diye bağırması oldu ...

Cupcakeler yb geldi . Biraz kısa gibi oldu ama yine de çok uğraştığımızı bilmenizi isterim. 

Nisa&Merve&Elif

Dark KeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin