FİNAL

266 21 63
                                    

Cameron fucking Dallas: Doğum günüme geliyorsun değil mi

Cameron fucking Dallas: Eğer gelmezsen neler olacağını biliyorsun

Shawn Mendes: Eğer gelmezsem benimle yatma hakkına sahip olacaksın

Shawn Mendes: Bu da benim son istediğim şey merak etme geliyorum

Cameron fucking Dallas: Güzel saatler sonra görüşürüz

Telefonu derin nefes alarak kapattım ve aynadan yansımama baktım. Doğrusu neler olacağını merak ediyordum. Belki aklında kurnazca planlar vardı, belki de sadece beni görmek istiyordu. Sadece bir geceliğine. Ama biliyordum, istensin ya da istenmesin bir şeyler yaşanacaktı. Kendimi buna hazırlamaya çalışmıştım, lakin bu işin ucunda onu kaybetmek vardı -ki onu çok uzun zaman önce zaten kaybetmiştim- bu da beni korkutuyordu. Aldığım derin nefesi verdim ve yatağın üstündeki ceketi giyip otel odasından çıktım. Telefonu açıp saate baktım. Olayların başlamasına üç saat kadar vardı ve ben kahve içmek istiyordum.

Otelden çıktığımda hayranların çığlıklarına karşı gülümsedim ve onlara "Naber?" diyerek yaklaştım. Onlarla konuşarak fotoğraf çekildim ve yakınlardaki kafeye doğru yürümeye başladım. Benim üstümdeki kameraları hissedebiliyordum, bu beni rahatsız etmiyordu. Eskiden epey rahatsız olurdum, ama bir süre sonra üstünüzdeki baskıya ve etrafınızdaki kameralara alışıyordunuz. Acımasız sosyal medyaya karşı cesur olmayı öğreniyordunuz ve bu da tecrübeler ile oluyordu.

İsterdim, normal bir hayat isterdim. Ama bu hayat benim hayalimdi ve ondan vazgeçemezdim. Bütün hayatım onun üzerinde kuruluydu ve bundan rahattım. Şöhret, her ne kadar acımasız ve palavra dolu olsa da nasıl oynayacağımı öğrenmiştim.

Kafeye varınca rahatça bir yere oturdum ve gelen garsonun yüzündeki şaşkınlığı fark etmemiş gibi yaparak ondan kola almak istediğimi söyledim. Hemen gidip kolamı getirmişti. O sırada telefonuma bir mesaj gelmişti.

Cameron fucking Dallas: uzun zaman sonra seni göreceğim fikri...

Cameron fucking Dallas: Kalbim neredeyse yerinden çıkacak

Cameron fucking Dallas: Beni öldüreceksin Mendes

Shawn Mendes: Böyle yapma lütfen

Cameron fucking Dallas: Benim elimde değil

Sıkıntıyla telefonu kapattım ve masanın üstüne bıraktım. Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim ve önümdeki koladan bir yudum aldım. Bu gece yaşanılacak şeyleri çok merak ediyordum. Acaba lanet Tanrı, bu gece hakkında nasıl bir felaket yazmıştı? Kurtuluşu yoktu, bunu biliyordum. O benim en yakın arkadaşımdı, ama bu da uzun zaman önceydi. Beni sevmesi sadece beni kendisinden uzaklaştırmıştı. Lakin o bunun farkında bile değildi ya da biliyordu sadece kabul etmek istemiyordu.

Şimdi o iki saatte neler düşündüğümü hatırlamıyorum, fakat kafamın çok dolu olduğunu biliyorum. Oradan sersemleyerek ayrılmıştım ve arabamı Cameron'ın evine doğru sürmüştüm.

Birkaç arkadaş ve benimle kutlayacaktı bu doğum gününü. Ailesi ile daha sonra kutlayacağını söylemişti. O arkadaşların kim olduğunu bilmiyordum, bu yüzden kafam rahat olacaktı. Bir köşede oturup sadece onları izleyebilecektim. Bunu oldukça rahat bir şekilde yapacaktım. Lakin bir yanım biliyordu, o partide asla rahat olamayacaktım.

🌈

Parti yerine gelince isteksizce arabamdan indim ve kapıyı çaldım. Tanımadığım birisi açmıştı kapıyı. Dalgalı saçları olan koyu kahverengi gözlü bir çocuktu. Boyu bana göre çok kısaydı. Bana bakmak için başını baya kaldırmıştı. Ayak uçlarına basıp bana ulaşmaya çalışsa yapamazdı. Onun başı benim göğsüme geliyordu. Oldukça minik bir çocuktu, çok zayıftı.

Gülümsedi ve içeri girmem için kenara çekildi. Ben de gülümseyip içeri girdim, etrafa şöyle baktım. Gerçekten o kadar da kalabalık değildi. Ama Cameron ortalıkta yoktu. Nedensizce endişelenmiştim.

Birden birisi beni arkamdan itekleyince hızla arkama döndüm. Elinde bir çiçekle sırıtan Cameron'ı görünce ofladım ve ona bıkkınlıkla baktım. "İşe yaramıyor, Cameron." dedim. Yüzündeki o aptal gülümseme yavaş yavaş kaybolmuştu ve hayal kırıklığına uğraştığı belliydi. Ama istifini bozmadan "İşe yarayacak." diye fısıldadı. Sonra yutkunup diğerlerinin arasında katıldı.

Onu böyle görmek beni de kırıyordu, kendimden nefret etmemi sağlıyordu. Ama elimden bir şey gelmiyordu. Zira ikimizde kırılıyorduk. Beni unutması gerekiyordu.

Boş olan koltuğa oturmadan önce bira aldım. Sıkıntıyla oturup Cameron'ı izlemeye başladım. O da konuşurken bana bakıyordu ve gözlerini asla çekmiyordu benden. Sanki her an yok olup gidebilirim diye korkuyordu. Konuşmayı bırakıp bana doğru yaklaştı. Ben de gözlerimi onun üzerinden çektim ve elimdeki biraya baktım. Yanıma birinin oturduğunu hissedince ona döndüm. Başını omzuma koydu ve "Biliyorum, bütün hayallerim çok uzaklarda." diye fısıldadı yavaşça. "Pastayı üflemeden önce ne dileyeceğim biliyor musun? Seni. Ama bu dilek asla kabul olmayacaktır."

Biradan bir yudum aldım ve bira şişesini masaya koydum. Başını omzumdan kaldırdı ve bana baktı. Tereddütle dudaklarına bakıp "Bu işi burada bitiriyorum, Cam." dedim ve dudaklarına yapıştım. Biliyordum, bundan pişman olacaktım ve arkadaşlarıma anlattığımda bana çok güleceklerdi.

Dudaklarından ayrıldığımda ona yavaşça "Sen benim arkadaşımsın, daha fazlası olamazsın. Bu boku kafana sok." diye fısıldadım ve koltuktan kalktım. Hızlı adımlarla orayı terk ettim.

🌈SON🌈

you're not my lover | SHAMERON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin