İNCİ GÜZELİ

1.9K 86 30
                                    



Bugün benim günüm, sakin kalmalıyım ve yosun kokmayacak bir aşk bulmalıyım. Kabul etmek gerekirse deniz erkekleri muhteşemler tabi mide bulandırıcı yosun kokuları olmasa... Kendi ırkımdaki erkeklerle bir ilişki kuramayacağımı anlamak, tam doksan yılımı aldı. Evet yaşlı bir deniz kızıyım ama dış görünüşüm lise çağlarındaki insanlar gibi. Bunun nedeni ise denizkızları için zamanın biraz daha farklı ilerlemesi.

Hadi ama Emma her şey hazır, tek yapman gereken yeni bir başlangıç yapmak, diye geçirdim içimden. Sakinleşmek adına derin nefesler alıp, okulun kapısından içeriye girdim.
İnsanların saçları kıyafetleri, son karaya çıktığımdan bu yana inanılmaz değişmiş. Ne kabarık saçlar ne de abartılı kıyafetler var? Kadınlar biraz daha cesur, yani eskiden erkeklerle konuşurken hülyalı bakışlar atıp minik gülümseler sunarlardı, şimdiyse erkeklerini rahatlıkla öpebiliyorlar.

Erkekler ise geçmişe göre daha yapılılar, acaba çok mu çalışıyorlar? Kafamdaki düşünceleri savuşturup, bahçede ilerleyen insanların peşine takılıp gittikleri yere kadar takip ettim. Sınıf adını verdikleri yere geldiğimde diğerlerinin yaptığı gibi boş bir yere oturdum.
Bir kız yüzünde meraklı bir ifadeyle yanıma geldi, “Merhaba, okulda yeni misin? Ben Aria,” diyerek elini uzattı. Bir süre anlamsızca eline bakıp, elimi eline değdirdim.

Ne yapmaya çalıştığına anlam verememiştim. “Emma,” dedim çekingen bir tavırla. “Emma, müdürle görüştüm mü?” “O kim?” kafamda bin türlü düşünce dolanıyorken cevap verdi.
“Bu okulun lideri ve her şeyin sorumlusu, müdür Robert Black.”
“Yani buranın kralı mı?” “Emma akıl hastanesinden mi kaçtın çok merak ediyorum, hangi gezegendensin? Hadi gel seni müdürün odasına kadar götüreyim,” dedikten sonra koluma girip sınıftan çıkardı.
Sorumlu Kralın odasına geldiğimizde kapıyı tıklayıp içeri girmemi sağladı. “Hocam arkadaşımız yeni kayıtmış, ders programını öğrenmek için gelmiştik.”

Otoriter bakışlar atıp, “İsminiz nedir?” diye sordu. “Emma Rose kralım,” dedim saygıyla. Kralı karşıma almak istemem. Kral şaşkınlıkla bakıp, “Anlamadım?” dedi. “Hocam arkadaşımızın biraz kafası karışmış, siz kusuruna bakmayın.” “Kafasının karışık olduğu belli, eteğinin altına, dizden lastikli içlik giymiş.”

“Kralım, niyetim kötü değildi ki adabı muaşeret kuralları gereğince giyindim, dizlerimden yukarısı görünmüyor,” derken çoktan savunmaya geçmiştim.
“Kızlar sizinle uğraşamayacağım, matematik sınıfında olması gerekiyor sonraki dersi spor etkinlikleri. Hadi çıkın gözüm görmesin sizi.”
“Teşekkürler kralım,” dedim tam reverans yapacaktım ki Aria beni karga tulumba odadan çıkardı. Okula kayıt olabilmek için kaç tane incimi satmak zorunda olduğum aklıma gelince hüzünlendim. Kimlik ve kayıt belgeleri bana baya pahalıya mâl oldu, tabi güzel kokulu aşk için değer.

Düşüncelerimi bölen Aria'nın sitemli sesi oldu, “Emma nerede yetiştin bilmiyorum ama tarih öncesinden biri gibi konuşuyorsun, gel tuvalete gidelim ve ders başlamadan, görüntü kirliliği oluşturan içliği çıkaralım.” “Olmaz ayıp.” “Buraya gel Emma! Ayıp falan değil.”

Sonunda Aria'nın istediği oldu ve ben içliğim olmadan derse girmek zorunda kaldım. Şortlu eteğin açıkta bıraktığı, bacaklarıma baktım, utanç verici...
Matematik adı verilen derse girmek, nereden geldiğini anlamadığım gerginlikle kıvranmama neden oldu. Ders sorumlusu, “Yeni öğrenci, tahtaya geç neler biliyorsun görelim,” dediğinde tedirginlikle tahtaya yaklaştım. Eskiden kara tahtalara, tebeşirle yazı yazardık, şimdi tahtalar beyaz, acaba  tebeşirle yazdığım yazı belli olur mu?

Yazı yazmak için tebeşir bulamamanın verdiği rahatlığı, üzerimden atmadan ders sorumlusu elime bir şey tutuşturdu. Sonra anladım beyaz tahtalara yazı yazmak için başka şeyler kullanılıyor.
“Bilinmeyeni bul bakalım,” dedi otoriter sesiyle. Sayılardan farklı olan X ve Y'yi yuvarlak içine alıp yerime oturdum, bilinmeyenin ne olduğunu biliyorum.
Sınıftakiler halime gülerken ben doğru bir şey  yapmış olmanın gururunu yaşıyordum. Hoca dedikleri kadın, yaptığım işleme bakınca diyecek laf bulamadı. Bizim zamanımızda en zor işlem çarpma ve bölmeydi ama ben kendimi aştım bilinmeyeni buldum... Sevinçten etrafa gülücükler saçıyordum.

Zil çaldığında ben sesin nereden geldiğini anlamadan sınıftaki insanlar dağıldı ama Aria yanıma gelip, “Hadi soyunma odasına gidelim, soyunup giyinmemiz lazım.” “Madem giyineceğiz neden soyunuyoruz?”
“Emma gerçekten uzaydan geldiğini düşünüyorum.” “Uzaydan değil sudan geldim,” dedim dürüstçe. “Neyse bu konuyu rafa kaldıralım, sen benimle gel. Yanında eşofman takımı var mı?”
“O da nesi?” “Boş ver bende yedek olacaktı, yürü hadi geç kalacağız,” dedi beni çekiştirirken.

Kafamı tamam anlamında sallayıp peşine takıldım. İnsanlar aleminde yaşamanın bu kadar zor olduğunu unutmuşum, bir an önce uyum sağlamam lazım.
Soyunmak için girdiğimiz yerde, pek çok kız soyunuyor ve giyiniyordu onlara mahremiyet sağlamak için başımı eğip, Aria’nın verdiği kıyafeti giymeye çalıştım. Altıma giydiğim şey içliğime benziyordu, giymek kolay oldu ama üzerime giydiğim şeyin önünü kapatamadım.
“Aria yardım eder misin?” “İnanmıyorum fermuarı kapatamadın mı?” Hüzünlü bakışlarla ne dediği anlamaya çalışmam, sadece zaman kaybı oldu.

Giyinme işkencem bittiğinde kendimi okul bahçesinde koşarken buldum, hem de erkeklerle birlikte koşuyorduk. Eskiden kadınların koşması hoş görülmezdi, hızlı adımlarla yürürdük.
Yanımda koşan çocuğa bakmadan duramadım, kalbim ısınmış ona bakmamız istiyordu. Ondan gelen hoş koku mest olmama neden oldu. Aklım onda koşarken ayaklarım birbirine dolandı ve kendimi çocuğun üzerine düşerken buldum.

Uzun zamandır kuyruğumla yaşadığım için yürümek bile benim için zorken, koşmaya çalışmak, akıl kârı değildi. Çocuğun sırtı yere çarpmasına rağmen o doğrudan bana baktı, işte tam da o an gözlerinin güzelliği afallamama neden oldu.
Kahverenginin en koyu tonu.
Deniz erkeklerinin diğer bir özelliğiyse mavi gözlü olmaları olduğu için çocuğun kahverengi gözleri, uzun zamandır varlığını unuttuğum kalbimin atışını hızlandırdı. Bedenim heyecanla doldu.

“İyi misin?” diye sordu kadifemsi sesiyle. Bir an nerede olduğumu kavrayamadım, bedeninden bedenime gelen sıcaklıkla iç çekip, “İsmim Emma,” deyiverdim.
“Kevin. Tanıştığıma memnun oldum inci güzeli. İyi misin?” İnci güzeli değince, elim istemsizce boynumdaki inci kolyeme gitti. “Ben iyiyim, özür dilerim. Hala yürümekte zorlanıyorum, düşün artık koşmak benim için nasıl bir işkence.”
Söylediğimden bir şey anlamamış olmasına rağmen içtenlikle güldü, “Komiksin inci güzeli. Rahatın yerinde mi?” dedi yandan gülüşüyle.

Yumuşacık bedenini üzerinde olduğum gerçeğini unutup “Evet teşekkürler,” dedim içtenlikle. “Rahatını bozmak istemem ama Ariel Evans bize bakıyor, koşmaya devam etmemiz lazım.” Gözlerimi büyütüp, “Koşmamızı isteyen kadın denizkızı mı?” diye sordum şaşkınlıkla.
“Kim bilir,” derken keyifle gülmeye devam ediyordu. Gidip sorsam mı? ‘Özle durumum var, yıllar sonra ilk kez iki ayak üzerine çıktım koşmakta zorlanıyorum' desem derdimi anlar mı?
“Oyalanma inci güzeli, hadi takıl peşime.” Güzel kokulu bir adam uğruna koskoca okulun etrafını yirmi tur koştum, kimse bana aşktaki fedakârlıktan söz etmesin.

Güzel kokulu ve hoş gülüşlü Kevin'ı bekleyip Aria'yı kaçırdım, haliyle Kevin'ın peşinden gittiği yere kadar takip ettim, nereden bileyim erkeklerin soyunduğu yere gittiğini?
“Hop, inci güzeli sen buraya giremezsin!” “Nereye gideceğim?” “Kızların soyunma odasına gideceksin tabi önce duş almak istiyorsan, duşlar sol tarafta.”

“Duş ne oluyor?” Şaşkın haliyle, “Gerçekten bilmiyor musun?” Hayır anlamında başımı iki yana salladım. “Duş insanların yıkandığı yerlerdir.” “Onca insan için kim su taşıyorsa yazık, yardım edelim.”
“Su taşımak derken?” “İnsanlar banyo yapsın diye, kovayla sıcak su taşıyan insanlardan söz ediyorum.” “İyide kimsenin su taşımasına gerek yok.”
“O zaman kimse yıkanmıyor,” diye fikir yürüttüm. “Gel sana duşların yerini göstereyim, içerden birinden rica edersin sıcak suyun nasıl geldiğini gösterir.” Kevin'nın söylediği yere girdiğimde yoğun buhara maruz kaldım, kızlardan birinin gösterdiği gibi suyu açtım. Önce buz gibi su, sonrasında gelen kaynar su, çığlıklar atmaya neden oldu.

Böyle yıkanma olmaz olsun, önceden ne güzel kovalarla sorunsuz yıkanırdım, resmen derim kavruldu!
Böyle gelişen insanlığa ne diyeceğimi bilmiyorum...
Kaynar su ile işkencem bittiğinde okul kıyafetlerimi giyip, Aria'nın verdiği ders programına uyup sıradaki derse girdim.

İnci GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin