Arabadan indiğimizde otelin kapısını itip adım attığım gibi çenem yerle buluştu. Ruya mi bu...
Hayır olamaz eğer rüya olsaydı kolumu arabanin kapısına vurdugumda uyanirdim.
''Bir de bana diyordu. Mik kendine gelecekmisin? Yavaş yavaş dikkat çekmeye başlıyorsun. Ağzını kapa tatlım.''
''Aww! Bu çok acitti. Neden cimcikliyorsun söyleyebilirdin.''
'' Söyledim zaten. O kadar dalmışsın ki duymamışsın bile. Neyse bu mesele uzar hadi biran önce odamıza gidelim duş alıp biraz dinlenmek istiyorum.''
Tiffany duştayken bende yiyecek birşeyler söylüyorum. Tiffany duştan çıktığında yiyeceklerle dolu masayı görünce gözleri araba farı gibi açıyor ve sen harikasın bakışı atıyor.
''Üstümü giyip geliyorum.''
Yaklaşık 1-2 dakika sonra Tiffany ''Tatlım hava biraz serin ve ben ceket almayı unutmuşum sende va-''
'' Bavulumdan alabilirsin.'' Ve tebessüm...
İçeriden sırıtarak gelen Tif '' Hey güzelim ne zamandan beri kalpli kırmızı boxer kullanıyorsun.'' Ne kalpli kırmızı boxer mı? Ne diyor bu kız. Başımı odaklandığım yemekten zar zor kaldırarak ona baktığımda lokmanin soluk boruma kaçtığı gerçeği ile oksurmeye başlıyorum. Kafamı kaldırıp tekrar bakiyor ve ''Tif iyimisin tatlım onu nerden buldun. Ve ayrıca ben boxer kullanmıyorum.'' Alaycı bir tavırla yanıma yaklaştı
''Hey tatlım sakin ol o zaman bunların bavulunda ne işi var!? ''
''Bunların mı? Bi bi bi dakika bu şeylerden daha. Kaç tane var? Neler oluyor? ''
Koşarak yatak odama gittim bavulunu içine baktığımda Aman Tanrım! Giysilerim hiç biri yok... Tif'e neler oluyor bakışı attigimda omuz silkti.
''Havaalanını arayalım. Bavul kiminse eminim ki şimdiye kadar aramıştır. Biletlerin arkasında iletişim için bir numara olmalı.''
''Sen konusumusu? Ben konuşursam sıkıntı olabilir azarlamak istemiyorum.''
''Sorun değil tatlım.''
1 saat sonra Tif içeri girdi.Duruşu mahvediciydi.Korktum ve ağlamaya başladım. ''Neden böyle oldu. Tanrım amansızca ö-''
"Esmerim kendine gel buldum bavulunu hemde sahibi bu oteldeymiş bizi bekliyor hazırlan gidelim.''
Yaklaşık yarim saat sonra asagidaki kefeye indiğimizde arkasi dönük elinde bavulumla bekleyen bir çocuk gördüm yaklastigimiz sağ elim ile sol kolumu kavradım. Hızlıca yaklaştık.
''Afedersiniz. Branden sizmisiniz? ''
''Evet sizde Tiffany olmalısınız?!''
''Evet bavulunuz.'' Tif bavulu uzattiginda gözlerim bavulumdaydi Tif ile konuşuyor bir birilerinden özür diliyorlardi. Dayanamayıp '' Ben biran önce eşyalarıma kavuşmak istiyorum. Sohbet bitmeyecek herhalde.'' Dediğimde herkes susmuş bana bakıyorlardı. Hadi ama der gibicesine omuz silktim. Gülmeye başladılar. Utandım kesin yanakları kirmizilasiyor lanet olsun.
''Ne guluysunuz o boxerları daha fazla görmek istemiyorum''
