üç

6.6K 449 260
                                    

AŞIRI HEYECANLIYIM BUNUN NEDENİ DE HEMEN ATTADIR,,,

Berk'in Ağzından

Sinirle telefonu kenara fırlatıp elimi saçlarımın içinden geçirdim. Sikeyim ne diyordu bu çocuk? Şizofren değildim, o anların yaşandığından adımın Berk olduğundan daha çok emindim. Ya her şeyi geçtim, ikimizin menisi de vardı o çarşafta. Hayır oynamış falan değildim -tabii başkası olsa "Berk'sin sen, senden beklenir." derdi- ama yapmamıştım. Zaten öyle denmesi benim kafama göre hareket etmemden kaynaklanıyordu. İnsanlar özgür olamadıkları, istediklerini yapamadıkları için yapanlara bok atıyorlardı ve bana atma şekilleri buydu; "Berk'ten her şey beklenir."

Bir keresinde dilimi kuma sürtmüştüm. Niye mi? Canım denemek istemişti. Bir keresinde birinci kattan atlayıp bacağımı kırmıştım. Niye mi? Canım denemek istemişti. Bir keresinde pizzanın arasına diş macunu koyup yemiştim. Niye mi? Canım denemek istemişti.

Canım bir şey istediğinde ben niye onu geri çevirmeliydim ki?

Bu dünyaya bir kere geliyoruz, şunu yapalım, bunu yapalım diyenler bile beni yargılıyorlardı ancak benden pek bir farkları yoktu. Gerçi ben istediğimi yapıyordum, onlar özendiklerini.

Her zaman sorumluluk sahibi biri olmuş, yaptığımın sonuçlarını ödemiştim. Kumun iğrenç bir tadı vardı, bacağım çok acımıştı ve diş macunlu pizza hoşuma gitmemiş değildi.

Çok basitti aslında çözüm. Kimse kimseyi yargılamasa herkes kendi olabilecekti ancak insanlar mutsuz oldukça bunu dışarıya vuruyor, bu da etrafındakileri mutsuz etmesi demek oluyordu. Bu böyle milyonlara ulaşıyordu ve insanoğlunun hali ortadaydı.

Yine de kimse sikimde değil.

Dalay dışında.

Düz bir insan olduğumu düşünenler için biraz hayal kırıklığı olmuştur sanırım söylediklerim ancak anlamları beni fazlasıyla düz bir insan yapıyor aslında. Sadece anlamak gerekiyor işte.

Neyse ya çok uzattım benden son menilerden bahsediyordum, insanlığa ne ara geldim?

Sonuç olarak ÖYLE BİR ŞEY YAPMIŞTIK AMA İNKAR EDİYORDU KANSIZ İT.

Tabii ben oturduğum yerden izlemeyecektim olayları, içine içine girecektim -asla subliminal mesaj vermedim, saçmalamayın-.

Ne yapsam hak ediyordu çünkü bu yaptığına 'bir insanın duygularıyla oynamak' denirdi. Ve bu hoş bir şey değildi, hemde hiç. O an onu istemişti canım ve bundan zevk almıştım. Bu konuda tek de değildim, hoşuna gitmeseydi boşalmazdı. İterdi, bağırır çağırırdı ama yapmamıştı.

Biseksüel olmak benim için sorun değildi. Kendimi seven, olduğum gibi kabul eden bir insandım ve en yakın arkadaşım gaydi.

Bende onu tuttum.

Bu benim için bile kötüydü sanki...

Neyse özetle ne garipserdim, ne de inkar etmek için uğraşırdım. Ancak o benim kadar cesaretli değildi. Kendine yediremiyor ya da bunu kabullenmek istemiyordu belli ki.

Ama yanlış kişiye yapmıştı bunu. Ben satranç oynarken şah yerine şeytan koyup oynayan çocuktum, bu benim için neydi ki? -burda anlatılmak istenen şeytanı bile benim oynattığımdır ve siz akıllı bıdıklar olduğunuz için anlamışsınızdır ama hani anlamayan olduysa diye özet geçeyim dedim.-

Boynumu, kafamı sağa sola eğerek çıtlattım. Geri telefonuma uzanırken aklıma gelen şeylerle hınzırca gülümsüyordum. Berk ve beyin çarkları hız kesmeden çalışıyorlardı. Ekran açılınca hızla Toprak'ı aradım. Saatin farkında değildim ama öğlen olmuştu amına koyayım, bir zahmet uyanmış olsundu. Arama sonlanacakken açınca rahat bir nefes aldım ve hızla konuşmaya başladım.

Bize Gelsene | Boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin