--2--

288 8 0
                                    

--2--

Arkadaşlar bu bölüm diğerlerinden daha uzun oldu.İyi okumalar :D

16.09.2014

Sevgili Günlük:

    Ertesi sabah kalktım ve çok ünlü Sezgin Kolejinin kıyafetlerini giydim. Kıyafetleri güzeldi. Bazı okulların kıyafetlerini beğenmezsin ama giyinmek zorundasındır. Ama öyle değildi. Her neyse giyindim ve mutfağa gittim. Babam kahvaltıyı hazırlamıştı. Beni şaşırttı J

    Kahvaltıdan sonra babam bizi okula götürdü. Babam ‘İyi şanslar çocuklar. Alışmaya çalışın’ dedi ve gitti. Berk’le kapının önünde kalakalmıştık. Beklediğimden daha büyüktü. Eski okulumun yaklaşık 3 katıydı. Berk’in

     ‘Artık girmeliyiz ha?’ demesiyle kendime geldim. Kafamı salladım ve içeri doğru yürümeye başladık. Hep okula yeni bir öğrenci gelip bahçeye girdiğinde bütün kafalar birden ona dönerdi. En azından filmlerde falan öyle olurdu. Bende öyle bir şey bekliyordum. Ama bizim geldiğimizi kimse fark etmemişti. Aslında böyle olması işime geldi. Berk’le beraber okulun içine girdik. Okulun içi bahçeden daha güzeldi. Müdürün odasını zar zor sorarak bulduk. Berk kapıyı tıklatıp içeri girdi. Arkasından da ben.

     Müdür ‘Berk, Ela Kaya?’ dedi. Berk ‘Evet ‘ diyerek kısa bir şekilde cevap verdi. Berk böyle resmi şeyleri sevmez. Hemen sıkılırdı. Şimdide buradan çıkmak istiyordur muhtemelen. Kardeşimi iyi tanıyorum: D ‘Evrak işleriniz tamam. Sınıfınız ise… Bir dakika… hah... Ela 10/B sayısal… Berk 11/C sözel sınıfı’ dedi müdür. Bizde teşekkür edip odasından çıktık.

     ‘Seni sınıfına bırakmamı ister misin?’diye sordu Berk. Kendi kendime bulacağımı düşünüyorum. O yüzden ‘Gerek yok. Bulabilirim herhalde’ dedim. Berk’le vedalaştıktan sonra sınıfıma yerini bilmediğim sınıfıma doğru yürüdüm.

       En sonunda sınıfı buldum. Babam bizi erken getirdiği için sınıf boştu. Kimsenin sahiplendiği bir yeri olmadığını umarak en arkada bir yere oturdum. Sonuçta ilk günden sorunlu kız olmak istemiyordum. Tekli sıralar olduğu için sorun olacağını sanmıyordum. Kulaklığımı çıkardım ve telefonumdan David Guetta-She Wolf açtım. Bu şarkıyı seviyorum. Kafamı sıraya gömdüm. Sınıfta kimse olmadığı için rahattım.

      Bir süre sonra artık gelebileceklerini düşünüp kafamı kaldırdım. Kafamı kaldırmamla yanımda ki sıraya yaslanmış bana bakan bir çocuğu görmemle yerimden sıçradım. Çocuk ‘Orası benim yerim’ dedi. İnsanın koktuğu şey başına gelirmiş ya ondan işte. Ayağa kalkıp ‘Pardon bilmiyordum’ dedim. Ben kalkınca çocuk kalktığım yere oturdu.

      Şimdi ben nereye oturacaktım. Başka bir yerinde dolu olup olamadığını nerden bilecektim. Çocuğa dönüp ‘Affedersin ama neresi boş acaba ‘ dedim. Çocuk bana doğru yaklaşmaya başladım. O yaklaştıkça ben geriye gidiyordum. En sonunda gidecek yerim kalmadığında çocuk beni öpecek mesafeye geldi. İster istemez heycanlanmıştım. Bu zamana kadar hiç sevgilim olmamıştı. Beni sevenler olmuştu. Ama ben istemedim. Elimi bile kimse tutmamıştı. Şimdi öpecek mesafeye gelmişken heycanlanmamak elde değil gerçekten.

         Adını bilmediğim çocuk birden uzaklaştı. Bende derin bir nefes aldım. Sahi ben ne zamandır nefes almıyorum.’Şurası’ dedi gülümseyerek. Oda benim heycanımı fark etmişti galiba. Oldu Ela bravo sana ilk günden rezil olmayı başardın. Çocuk gitti ve yerine oturdu. Sonra nerden estiyse ‘Ela ‘ dedim. Çocuk bana ‘Ha ?’ dermişçesine bir bakış gönderince anlamadığını anlayıp ‘Adım Ela’ dedim. Çocuk gülümsedi. Ah tanrım çok güzel gülüyor bu çocuk: D

    ‘Ege... Ege SEZGİN’ dedi gülerek.

   Hadi canım. Bu kadarı da olamazdı dimi?   

O Tam Bir PlayboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin