Tariz

İlk kurban; Faruk.

- Esprilerim hakkında ne düşünüyorsun?

- Hangi esprilerin?

- Biliyorsun ki ben bu ülkede ünlü bir komedyenim.

- Aa memnun oldum, tanışabilir miyiz?

- Adımı bilmiyor musun?

- Hayır, bilmiyorum. Ben televiyon izlemem.

- Pekii youtube'da falan anasayfana düşmüyor muyum hiç?

- Eğer bir iguana veya ağaçkakan olsaydın, evet düşebilirdin. Hayvan belgeselleri favorim.

- Irkını tanımaya çalışmak, anlıyorum.

- Pardon, isminiz neydi acaba?

- Faruk

- Aa iguanamın adı!

- Umuyorum ki iyi bir bakıcısındır. Hayvan açlıktan ölsün istemem.

- Kendisi çok akıllı bir dostum. Sorunca anlayabiliyor ve ona göre hareket ediyor.

- Gerçekten mi?

- Evet biraz önce şaşırdı mesela.

- Sen ilginç bir kişiliksin. Eğer istersen seni bir videoma alabilirim?

- Sunucu olarak mı?

- (Komik herif.) Hayır, konuk.

- Faruk'da benimle gelirse olabilir.

- Tamam olur ama sanırım senden bir şey rica edebilirim bu durumda.

- Nedir o?

- Video karşısında Faruk'a başka bir isimle seslenmeni isteyeceğim.

- Neden?

- Biliyorsun ki dinleyici karşısında bir hayvanla aynı isime sahip olmak, biraz utandırıcı olabilir.

- Hayır, ne alakası var? Sen de bana istersen Karabaş diyebilirsin.

- Hayır, hayır. Senin varlığının kimse farkında değil, ben ise ünlü bir komedyenim.

- Ben sana gülmüyorsam, benim gözümde değilsindir.

- İstersen sana özel bir video çekebilirim, özelden de atarım. He ne dersin?

- Tamam numaranı kaydediyorum. Trans..el F..uk / 0547.......

- Hiç benim mesleğimi düşündün mü?

- Eeeeee evet. Geceler fazla yoğun gibi, sürekli üzerinde bir ağırlık falan.

- Sonunda beni anlayabilen biri. Komedyen olmak gerçekten zor.

- Evet, evet. Komedyen, zor olmalı.

- Kafan nerde adamım?

- Tanıdığım bir komedyen var mı diye düşünüyordum, özür dilerim.

- Şimdi sahneme çıkıyorum, sonra görüşürüz dostum.

- Zor bir gece daha diyosun, direkleri nereden temin ediyorsunuz acaba?

- Ne direği?

- Neyse, kolay gele. Görüşürüz.

- Görüşürüz.