i don't want to stay here

4.6K 523 191
                                    

Otobüs durağında beklerken kendime fazla heyecanlanmamam gerektiğini hatırlatıp duruyordum.

Otobüse binme nedenim arabamı dolduracak benzin paramın olmamasıydı, kesinlikle.

Bu duruma düşeceğimi tahmin etmezdim.

Hemde hiç.

Uzun zamandan sonra ilk defa otobüse binecektim ve iş başvurusu için ramen dükkanına gidecektim.

Tek dileğim beni kabul etmeleriydi. Sırf para için yerleri bile yalayacak seviyeye gelmiştim.

Otobüsün gelmesiyle binip arka koltuklara doğru ilerledim.

Kulaklığım zaten kulağımdaydı, bu yüzden kimseyi umursamadan güzel bir yolculuk çekecektim.

Aklımda günlerdir sadece Jungkook vardı, onu düşünmekten başka bir şey yapamıyordum.

Kalbimi ona iyice bağlamıştım.

Bir süredir onu hiç görmüyordum ve bu onu daha fazla özlememe neden oluyordu.

Onun gülen yüzünü gözlerimin önüne getirerek dükkanın önünde inmiştim.

Dükkan sade, şık ve küçüktü.

İçerisi kırmızının tonlarında döşenmişti ve işlek bir yere benziyordu.

Kasaya doğru ilerleyip durumumu anlattığımda bana arka tarafta patronu bulabileceğimi söylemişti.

Odayı bulana kadar kimsenin yüzüne bakmadan kafam önümde ilerlemiştim.

Tıklatıp içeri girdiğimde masada oturan gözlüklü bir adamın olduğunu gördüm. Gidip önünde eğilmiştim.

"İyi günler, ben Park Jimin. Garson olarak eleman aradığınızı gördüm, sanırım bu iş için uygunum."

Karşımdaki bayım ellerini birbirine bağlayıp gülmüştü.

"Daha önce bir tecrüben var mı ?"

Kahretsin.

Yoktu ki.

"Malesef, yok."

Yine gülmüştü.

"Bu şartlarda seni işe almam zor, aranan kişi kriterinde daha önce tecrübesi olan biri yazdığını görmedin galiba ?"

Sanırım bunu farketmemiştim.

"Tecrübesiz birisi yüzünden mekanımın batmasını istemem."

Yutkundum.

Bana deneme süresi verilmesini, belki bu işte iyi olabileceğimi söylemek istemiştim.

Ama adam tüm gururumu ayağıyla ezmişti.

"Belki-" yine de konuşmaya çalışmıştım.

"Almayacağımı söyledim, uzatma."

Daha fazla bir şey diyemeyecektim.

Tekrardan önünde eğilip, dışarı çıktım.

Hayatımda hiçbir şey iyi gitmeyecekti.

Hiçbir şey.

atelophobia | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin