İLK AŞK -HEYECAN-

101 11 1
                                    

Çıktığımda siyah çakıl taşlarının üstüne elbisemden sular damlıyordu. Dean yavaşca arkamdan gelip " İstersen gidelim " dedi, bense sadece başımı salladım. Arabaya doğru geldiğimizde bagajın içinden mavi kot montunu alıp bana uzattı; üstüme giyip sıkıca kendimi sardım, biraz büyük geliyordu haliyle. Dudaklarım birbirine hızlı bir şekilde çarpıyordu, üşüyordum. Dean arkamdan kollarımı sıkıp beni ısıtmaya çalışıyordu ve tekrar tekrar özür diliyordu. Suratına bakıp "Özür dilenicek bir şey yok" diyip tebessüm ettim. Arabaya binip eve doğru gidiyorduk, yüzüme bakıp bir şeyler soylememi bekliyordu ama ağzımı bile aralamadım, sessiz sakin bir şekilde yola devam ettik.

Evin önüne geldiğimizde " Bu güzel gece için teşekkür ederim, yarın gorüsürüz "  diyerek arabadan indim. 1-2 adım atmıştım ki Dean'de arabadan inip "Lisa bekle" dedi. Yanıma gelip bana sarıldı fazlasıyla sıkı sarılıyordu, normal bir sarılma gibi değildi. Sanki bir vedaydı. Uzun bir süre bu şekilde kaldıktan sonra kokumu içine çekip benden uzaklaştı ve iyi geceler diyip arabasına bindi. Ben ise bir şey diyememiştim sadece o giderken arkasından bakıyordum. Arkamı dönüp kapının önünde ki ahşap merdivenlere doğru yürüdüm. Annem kapıda beni bekliyordu üstümü ıslak görünce " Bu hal ne Lisa sen iyi misin, noldu ?! " diye sordu. Omuzlarımı kaldırıp "Su savaşı yaptık sadece iyiyim " diyip güldüm.

Annemin bana inanmadığı gözlerinden okunuyordu ama yine de bir sey söylemedi. Parmak uçlarımda uzun bordo renkli koridorumuzdan geçip beyaz mermer merdivenlerimizden yukarı çıktım. Yorgundum, uyumak istiyordum üstümde ki kıyafetleri kirli sepetine atıp banyoya girdim. Duş almam gerekiyordu sonuçta denizin o pis tuzu tenime sinmişti. Musluğu en soğuk tarafına çevirdim buz gibi suyun altında duş almak en harika şeydi. Gozlerimi ne zaman kapatsam o görüntü geliyordu aklıma, Dean'nin beni öptüğü zaman. Hayatımda ilk defa öpüşmüştüm hem utanıyordum hem de dean beni öptüğü için fazlasıyla şaşkındım. 'Sahi, neden böyle bir şey yapmıştı ki?'. Farkında olmadan ona bağlanıyordum. Her saniye, her dakika aklımın köşesindeydi. O yeşil gözleri, muhteşem gülüşü silinmiyordu aklımdan. Aşık olmaktan korkuyordum, olmamam gerekiyordu ama kendime engel olamıyordum. Duşun altında oturup bunları düşünüyordum, annemin kapıyı tıklatmasıyla irkilip kendime geldim. Duştan çıkıp pembe bornozumu giyip odama doğru yöneldim. Olanları birine anlatmam gerekiyordu yoksa düşüncelerim içinde boğulacaktım. Saat'e baktığımda daha 12 bile değildi. Telefonu elime alıp hemen Jess'i aradım. Jess en yakın arkadaşımdı, bütün sırlarımı bilir bana yardımcı olurdu, yine ona ihtiyacım vardı. Telefon 2 defa çaldıktan sonra Jess o mükemmel sesiyle " Alo, nasılsın bebeğim " dedi. Aslında iyi değildim ama " Iyiyim, nasıl gidiyor " dedim. Jess ise " Hadi Lisa ne oldu anlat, sen beni bu saatte aramazdın " dedi. Beni tanıyordu hatta gereğinden fazla tanıyordu, ikiz kardeşim gibi bir şeydi Jess. Her şeyimi bilirdi. 1.68 boyunda 50 kilo civarinda minyon tipli kumral bir kızdı, bense ondan bir kaç cm daha uzun ve 3-4 kilo fazlaydım.

"Yeni biri var" dememle Jess'in çığlık atması bir oldu. "Bundan neden haberim yok? Neden şimdi söylüyorsun? Ne zamandan beri var? Nasıl tanıştınız " diye soruları birbiri ardına nefes almadan soruyordu. Ben ise hangisinden başlıycağıma karar vermeye çalışıyordum. Adi "Dean" diyebildim sadece.  Daha sonra nasıl tanıştığımızı neler yaptığımızı anlattım ama bu gece olanları anlatamadım çünkü utanıyordum. Jess ona aşık olup olmadığımı sordu. Nefesimi içime çekip duraksadım ve sanırım dedim. Jess tekrar bir çığlık atıp "Bu harika bir şey! peki ya o? " diye sordu. Verecek bir cevabım yoktu, cevabı ben bile bilmiyordum. Dean'de bana aşık mıydı yoksa gelip geçici miydim?

Jess'e telefonu kapatıp duşa girmem gerektiğini söyledim oysa ki duştan daha yeni çıkmıştım ama moralim bozulmuştu konuşmaya halim yoktu oda " iyi geceler seni seviyorum " diyerek telefonu kapattı. Hala üstümü giyinmemiştim, dolaba yönelip kırmızı pijama takımımı giydim. Telefona baktığım da Dean hiç mesaj atmamıştı, bende atmadım gereksiz bir inat vardı içimde. O mesaj atmadıkça bende atmayacaktım. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu ama hala telefona bakıyordum belki mesaj gelir diye, gelmiyordu. En sonunda pes edip kendimi yumuşak yattağın içine fırlattım.

Uyandığımda saat 2'yi geçiyordu, uyanmak istemiyordum, mükemmel bir rüya görüyordum. Ama odamın içine dolan güneş ışığı tekrar uyumama izin vermiyordu. Hayatım da ki en guzel uykuydu kendimi fazlasıyla rahatlamış ve dinlenmiş hissediyordum. Sonra gördüğüm rüyayı düşündüm yine o sahilde Dean'le beraberdik yanımdaydı ama bu sefer daha yakındık, kollarının arasında yatıyordum, bana bir şeyler anlatıp gülüyordu, gıdıklıyordu benimle uğraşıyordu. Rüyanın gerçek olmasını dilerdim, ama değildi. Tekrar telefonuma baktığımda hâlâ mesaj yoktu. Merak etmeye başlamıştım ama kendimi tutucaktım o yazmadığı sürece rahatsız etmeyecektim..

Yatağımdan kalkıp bonyoya yüzümü yıkamaya gittim. Aynada yansımama bakıyordum kendimi inceleyip "Neden güzel değilim, niye böyleyim" diye düsünüyordum. Kendimi pek fazla beğenmezdim sarı saçlarım mavi gözlerim dolgun pembe dudaklarım olmasına rağmen kendimi hiç çekici bulmazdım. Bu düşüncelerimden sıyrılıp askıda asılı olan havluyla yüzümü kurulayıp banyodan çıktım. Saat 3'e geliyordu telefonuma tekrar baktım ve yine mesaj yoktu. Acaba "Napıyordu? şuan nerdeydi? kimleydi? " sorular aklımda dolanıp duruyordu. Neden onu bu kadar merak ediyordum ki? Annem odamın kapısını tıklattığında bende telefonu bir kenara bırakıp kapiya dogru yöneldim. İçeri girip bana kahvaltı hazırladığını söyledi. Canım hiç bir şey istemiyordu, zaten normalde de cok fazla yemek yiyen biri değildim, istemediğimi söyledim annemde üstelemeyip odadan çıktı. Yatağıma uzanıp televizyonu açtım,guzel bir film aramaya başladım karşıma romantik bir film çıktı, normalde romantik filmleri sevmezdim bana göre değillerdi ama izleyecek başka bir şeyde yoktu. İlk yarım saatte fazlasıyla sıkılmıştım, filmde birbirine deliler gibi aşık iki yakın arkadaş anlatılıyordu, hep beraber olan ama asla bir araya gelemeyecek 2 insan. Asla bu şekilde olmayı istemezdim, aslın da tam da bu haldeydim, tek sorun Dean bana aşık değildi. Belki bende ona aşık değildim belki sadece hoşlantıydı ama surekli yanımda olsun istiyordum onu kıskanıyordum hemde fazlasıyla, belki erkendi ama kendime engel olamıyordum. Filmi izlerken farkında olmadan gözlerim doluyordu. İşte bu yüzden sevmiyordum aşk filmlerini, salya sümük olmaktan nefret ediyordum.

Filmin sonunda iki aşık birleşmişti her zaman ki gibi mutlu sondu. Peki bizim sonumuz mutlu bitecek miydi? Belki bir gün Dean ile ben biz olucakmiydik? Deani aklımdan çıkartamıyordum deli gibi onunla birlikte olmak istiyordum onu özlüyordum, insanların neden aşık olmaktan kaçtıklarını şimdi daha iyi anlıyorum. Acaba Dean ne zaman mesaj atıcaktı?  Ya da mesaj atmayı düşünüyormuydu? Yoksa bende sıkılmışmıydı?. Saat 5'e geliyordu yatmaktan sıkılmıştım kalkıp üstüme bir buluz ve ince bir hırka giyip aşağıya indim anneme dısarı çıkıcağımı biraz yürüyüş yapıcağımı söyleyip ayakkabılarımı giyip çıktım. Kulaklığımı takıp yürümeye başladım bir yandan yavaş yavaş yürüyor bir yandan da (John Legend - All Of Me) şarkısını dinliyordum şarkı hem dinlendirici hem de huzur vericiydi. Yolda yürürken el ele dolaşan çiftler dikkatimi çekiyordu, mutlu gözüküyorlardı acaba gerçekten de öylemiydi?. Hem yürüyüp hem düşünüyordum, Deanle o gece oturduğumuz sahile gelmiştim bu sefer boş degildi. Her yer tıklım tıklım doluydu. Sahilin karşısında ki banka oturdum Deanle olduğumuz yere doğru gözlerimi diktim yine bizi hayal ediyordum. Hala beni aramamıştı ya da mesaj atmamıştı. O gece olanlar kesinlikle muhteşemdi, bizim oturduğumuz şezlong'da şuan baska mutlu bir cift oturuyordu onlara bakip istemsizce gülüyordum. Bi anda telefonumda mesaj sesi geldi. Heyecanla telefona baktim, ama Dean değildi suratım düşmüştü mesaj atan Jess'ti. Nerede olduğumu soruyordu mesaja cevap vermedim telefonu geri cebime koydum.

Saat baya bir ilerlemişti kalkıp eve doğru yürümeye başladım yarim saat kadar yürüdükten sonra eve varmıştım ama içeri girmek istemiyordum. Bahçede ki hamağa uzandım ve kulaklıklarimi takıp müzik dinlemeye başladım....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İLK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin