3

9.5K 683 963
                                    

"Ceza derken... Bunu mu kastediyormuş?" Taehyung önündeki sonsuz kağıt yığınına bakarken homurdandı.

Çabucak ofise geri döndükleri zaman Jungkook ondan, 2004'den bugüne kadar olan bütün dosyaları düzenlemesini istemişti. Umutsuzca yerine oturdu ve yığına baktı.

"Başka bir şeyden bahsediyor sanmıştım..." Diye düşünürken iç çekti.

"B-ben öyle d-demek istemedim, s-sadece f-farklı bir şey olacağını, ş-ey gibi ah- Siktir!" Kendi kendine açıklama yaparken başını salladı.

"Kulağa psikopat gibi geliyorum. Şöyle düşünmeyi bırak, Taehyung."

[ç/n: hâlâ kendiyle konuşuyor yanlış anlamayın diye şey ettim.]

"Ne gibi düşünmeyi bırakıyorsun?"

Taehyung kapıya doğru baktığında, yaslanmış ve meraklı bir ifadeyle bakan Jungkook'u gördü.

"Ah- Merhaba, yani demek istediğim, merhaba Bay Jeon." Taehyung telaşla oturuşunu düzeltti.

"Görüyorum ki hemen cezana başlamışsın." Kıkırdayarak içeri girdi.

Ruh hali şu an normal görünüyor, huh.

Kahverengi saçlı adam, kağıtlarla tam olarak ne yapacağını bilmemesine rağmen, işini yapıyormuş gibi davranıyordu.

"E-evet, onları hemen bitirmek istedim."

Jungkook, anlaşılmaz bir ifadeyle Taehyung'un önünde durup aşağı doğru baktı. Büyük olan tedirgin bir şekilde yutkunup kağıtlarında göz gezdirdi.

Taehyung o sırada masaya doğru uzanan bir el hissetti.

"O zaman neden hiç bir ilerleme görmüyorum?" Derin sesi Taehyung'un kafasının üzerinde uçuşuyordu.

Taehyung'un nefesi kesildi ve vücudu tamamiyle dondu. Diğerinin bağımlılık yapıcı olduğunu düşündüğü parfümünü kokladı.

"Bay Taehyung?"

"E-efendim.."

"Neden.hiç.bir.ilerleme.görmüyorum?"
Bir kez daha tekrarladı.

"B-ben ah, Ben n-ne yapacağımı b-bilmiyorum..."

O an bi duraksama oldu, patronunun söyleyeceklerinden korkarak gözlerini kapadı.

"Bana niye sormadın o zaman Taehyung?" Kibarca sorup, elini büyük olanın omzuna yerleştirdi.

"Ah, ü-üzgünüm. Bunları n-nasıl düzenleyeceğimi söyleyebilir misiniz?" Taehyung kekeledi. Yüzü kıpkırmızı olmuş, vücudu titriyordu.

"Peki," dedi Jungkook, diğerinin oturduğu sandalyenin arkasına yürürken.

"Kalk."

Taehyung, hemen sandalyesinden kalkıp patronuna yer verdi. Konuşması için bekliyorken, aniden belinde bir tutuş hissetti ve Jungkook'un kucağına çekildi.

"E-efendim?" Taehyung, panikle bulundukları pozisyonu anlamaya çalışırken konuştu.

"Orada durmana izin vermeyeceğim." Bariz bir açıklamaymış gibi cevapladı Jungkook.

"İkimizin de oturması daha iyi."

Ben bittim. Onun olağanüstü kucağında oturuyorum!

Bu bir patron ve sekreteri için normal bir şey mi?

Lütfen tanrım, şu an sertleşmek istemiyorum.

Taehyung ne yapacağını bilmediğinden elleriyle uğraşıyordu ve kilosunın biraz fazla olduğunu düşündüğünden tam olarak ağırlığını ona vermiyordu.

99.hoe% || Taekook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin