🐾3.bölüm

1.4K 80 45
                                    

Düzenlendi.

Hatırlatma

"Sen! Benim kardeşimi nasıl üzersin?! Sana bu hakkı kim veriyor?! "

••••

3. Ağızdan.

Alayla gülerek arkasından gelen kızı gösterdi ve. "Asıl senin bana hesap sorma hakkını sana kim veriyor? "

Alya elini Adrien'a doğru sallayarak.

"Senin onu üzme hakkını kim verdiyse, o kişi veriyor. "

Marinette eli ile Alyanın kolunu tutarak. "Alya, bırak. Uğraşma şu kişiyle. "

Adrien ondan 'şu' diye bahsetmesine sinirlenerek. "Arkadaşını dinle. 'Şu' kişiyle uğraşma diyor. Marinette, sende oynama. Sırf şan, şöhret için beni sevdiğini biliyoruz."

Sindiremedi bu sözleri. Öylece susup gidemedi. "Şan ve şöhret mi? Ciddi misin sen? Sence ne için sevdim, aşık oldum ben sana? Ne için aşık oldum biliyor musun? Hani, okulun ilk günü kavga etmiştik. Sen de çıkışta benden özür dileyip, şemşiyeni vermiştin. O kadar dürüst, kibar, kendini değilde başkasını düşünen biri gibi gelmiştin gözüme. Yanılmışım! "

Gözleri doldu, canı yandı. Ama devam etti. "Ben seni o anda, o kişi olduğun için sevdim. Ama, şimdi bir bakıyorum. Çok... Başkasın. Karşımda, bencil, kendinden başkasını düşünmeyen birini görüyorum. Her şeyin para olduğunu düşünen birini görüyorum. "

Gözünden düşen yaşlara aldırmadan güçlü konuşmasını yaptığında, aslında sadece karşısındaki kişi değil. Yanındakilerde şaşkındı. Adrien tam ağzını açacağı sırada, buna izin vermeyerek arkasını döndü ve evine gitmeye başaldı. Şuan ne okul, ne de arkasındakiler umrunda değildi.

Adrien'ın Ağzından

Ben, bilmiyordum. Böyle büyük denli beni sevdiğini bilmiyordum. Dedikleri o kadar çok doğruydu ki. Nasıl, nasıl yapabildim? Bunları nasıl yapabildim? Bana sinirle bakan iki kişiyi göz ardı ederek eve doğru yürümeye başladım. Eve geldiğimde zile basarak beklemeye başladım. Kapı açıldığında merdivenlerin başında duran Natalie gözüme çarptı.
Kaşlarını çatarak.

"Adrien? Neden okulda değilsin? Okuldan mı kaçtın? "

Bütün sorularına sadece bir cevapla yanıt verdim. "Saçmalama Natalie. Hasta oldum. "

Kaşları havaya kalkarken. "İyi misin? Doktor çağırıyorum. "

Ellerimi yukarı aşşa sallayarak. "Hayır, hayır. Gerek yok, uyursam geçer. "

Bir süre baktıktan sonra. "Tamam. Odana kadar eşlik edeyim. "

Bir şey demeden kapıdan içeri girdim. Her zaman ki gibi kasvetli salon içimi ürpertsede yapıcak bir şey yok diyerek merdivenlerden çıktım. Natalie arkamdan gelirken kendimi sıkmak zorunda hissediyordum. Sonunda odamın kapısının önüne geldiğimizde Natalie'ye dönüp.

"Tamam. Odama geldik. Gidebilirsin. "

Her ne kadar kovmuş gibi olsamda şuan bunu hiç önemsemedim.
Kafasını sallayarak merdivenlerden inmeye başladı. Odama girince direkt olarak çantayı bir kenara attım. Plag çeketimin cebinden çıkarken sinirli gözüküyordu.

"Adrien! Naptığının farkındasındır umarım! "

Ona bir şey demeden kendimi yatağımın üzerine attım. "Adrien! Kime diyorum! " Kafamı yatığa gömerek sesimin boğuk çıkmasına izin verdim.

"Plag. Lütfen, sus. Çok pişmanım, birde sen üzerime gelme. "

Kafamın üstündeki ağırlıkla. Kafama oturduğunu anladım. "Adrien. Onu çok üzdün. Tabikide anlattığı gibi biri değilsin, ama onun gözünden bakınca çok haklı. "

Evet, haklıydı. Malesef haklıydı. "Napıcam ben? " Bir kaç dakika sonra plag'ın heyecanlı sesi geldi. "Buldum! Buldum! Bak iyi dinle beni. "

Ve anlattıklarını dikkatle dinlemeye başladım.

••••





Marichat-Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin