Kafamda onlarca soru dolaşıyorken bir yandan aile şiddeti ve dışlanmak hiç de kolay değil! "Ben Deniz. 15 yaşındayım. Daha hayatın gerçekleri için fazla küçüğüm." Günlüğüme bu kelimeleri yazarken annem odaya girdi.
Annem: Ne yapıyorsun sen?!
Ben: Şey e şey günlük:)
Annem: Uyumadın mı hala!? Uyu çabuk!!!
Ben: Pekala:/
İşte annem böyledir. Sürekli beni kontrol eder. Bana kızar. Beni azarlar. Babama hiç gelmeyelim! O daha kötü. Hep iyi bir ailem olmasını isterdim. Ama bu saatten sonra imkansız yani. Yarın okulun ilk günüydü. Hemen pijamalarımı giyip uyudum. Kafamda onlarca düşünce ile... Sabah kalktığımda annemin yine o korkutucu çığlığından birini duydum.
Annem: Uyan hadi! Geç kalacaksın!
Ben: Tamam anne hazırlanıyorum
Annem: Çabuk ol Deniz! İlk günden geç kalıp fırça yeme!
Hemen üstünde "I DON'T CARE" yazan beyaz eski püskü tişörtümü giydim. Altıma bir tayt giyip hafif rimel sürdükten sonra pembe bir ruja uzandım. Annem tekrar bağırınca vazgeçtim. Ruju çantaya attım. Siyah çantamın içine bir kalemlik, bir not defteri, cüzdan ve su şişesi de koyduktan sonra hazırdım! Heyecanlıydım çünkü yeni bir okuldu! Belki benim için bir dönüm noktası olabilirdi! Belki burada dışlanmazdım! Birden içime sevinç doldu. Hemen kapıya doğru giderken babam geldi. Önce bana garip garip baktı. Korkuyordum. "Utanmıyor musun!?" deyip yüzüme bir tokadı yapıştırdı. O an hayattan koptum. Yere yığıldım. Etrafımdaki hiçbir sesi duymuyordum. Neden kızmıştı ki bana? Ben ne yapmıştım ki? Suçum neydi benim? O an o kadar çok tutmama rağmen önce bir damla, sonra da tüm gözyaşları gözümden sıyrılıp akmaya başladı. Gerçekten dayanamıyordum. Çok kızıyorlardı ama yapamıyordum. "Ağlama!" diyorlardı ama bilmiyorlardı ki ben içimde ne tür bir yaşam mücadelesi veriyordum.. Hızla ayağa kalktım. Annem de sinirli bakıyordu. Babam çıktıktan sonra annemin dediğine göre babamın bana vurma sebebi çok makyaj yapmammış! Ama!? Ben çok yapmadım ki!? Al işte hepsi bahane! Yer arıyorlar bana vurmak için. Hemen ayakkabımı giydim ve koşarak okul yoluna çıktım. Hala ümidim vardı. Belki orda yeni arkadaşlar bulurdum. Belki dışlamazlardı beni. Hayatta hiçbir zaman en iyi arkadaşım olmamıştı. Hep dışlamışlardı beni. Belki güzel olurdu ümidiyle okulun kapısına vardım. Ben diğerleri gibi değildim. Farklıydım. Benim hiç arkadaşım yoktu. Aileden şiddete maruz kalıyordum. Hiç aşık olmamıştım. Maddi olarak durumumuz berbattı. Mavi gözlerim, sarı saçlarım yoktu! Her şey mükemmel değildi! Sanılanın aksine çok yıpranmıştım. Hemen sınıfımı bulup sınıfıma girdim. Sandığım gibi olmadı. Tüm kızlar harikaydı! Beni aralarına aldılar! Erkekler de öyle. Çok mutlu oldum! Evet! Uzun süre sonra mutlu oldum! En azından gerçek arkadaşlarım vardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOFOLOG
Science FictionHenüz 15 yaşında ve her şey için çok küçük olan bir kızın ailesinden gördüğü şiddeti, arkadaşları tarafından dışlanmasını anlatıyor. Hayal gücü çok geniş olan Deniz her hikayede olduğu gibi mükemmel bir hayata sahip değil. Sürekli hayal kuran Deniz'...