👬 Wedding Day 👬

1.7K 240 199
                                    

Louis yaklaşık 15 dakikadır hiç sesini çıkartmadan aynada kendisine bakıyordu. 30 yaşına girmeden evlenmeyeceğine yemin etmiş olan adam, 24 yaşında, iki yıldır birlikte olduğu sevgilisi ile evleniyordu. Ve bu fikir aklına aniden gelmişti. Ama şimdi doğru yapıp yapmadığını sorguluyordu.

Aynanın önündeki koltuğa oturdu. İyi hissetmiyordu. Bunu yapabilecek gibi hissetmiyordu. Her an bir yerlerden kaçmak istiyordu.

Ve lanet olası sağdıcı da yanında değildi.

Cebinden telefonunu çıkardı. Rehberinde 'kara yılan' kişisini aradı. Zaten sağdıç olarak Zayn'i seçmesi tamamen hataydı. Ama Niall ısrarla 'Ben sağdıç olmam," demişti. "Bana böyle sorumluluklar vermeyin!"

Zayn birkaç dakika içinde telefonu açtı. "Ne var?" dedi açar açmaz. Louis eliyle yüzünü ovuşturdu. "Ben evlenemem Zayn." Zayn'in iç çekişi telefondan duyuldu. "Evlenirsin Louis. Sen Harry'e aşıksın. Onunla evleneceksin, bir çocuk alacaksınız ve popolarınız kuru üzüme benzeyene kadar da ayrılmayacaksınız. Ve korkarım Niall o üzümleri de yemek isteyecek."

Louis istemsizce güldü. "Teşekkürler yılan." dediğinde Zayn'in de gülümsediğinden emindi. "Önemli değil solucan. Ayrıca odadan ayrılma beş dakikaya yanındayım."

Oturduğu koltuktan kalkıp yatağına uzandı. Düğüne yaklaşık 1 saat kalmıştı. Salon hazırlanmaktaydı. Louis ve Harry ayrı ayrı hazırlanma odalarına sahipti ve şimdi ikisi de düğün için hazırlanıyordu.

Harry'i bilemezdi ama Louis önce psikolojik olarak hazırlanmaya çalışıyordu. "Umarım Harry benden daha iyi hissediyordur." dedi kendi kendine.

Ama Harry'nin tarafında durum kelimenin tam anlamıyla felaketti.

Damatlığını prova amacıyla giymişti ve oturduğu yerde arka arkaya çikolatalar yiyordu. "Harry, yeter artık." dedi Liam. Harry ona kısa bir bakış attıktan sonra elindeki çikolatanın tamamını ağzına attı.

"Yotmoz." dedi. "Çok gorgonom!" Liam arkadaşları sayesinde harika bir dilbilimci haline gelmişti. Harry ağzı doluyken konuşuyor olsa da Liam onu çok rahat anlıyordu.

Harry çikolatayı yuttuktan sonra etrafta yiyecek başka şeyler aradı. "Neden evleniyorum Liam?" diye sordu. "Evlenmek zorunda değildik, şimdi sonsuza dek birbirimize bağlı kalmak zorundayız." Liam gözlerini devirdi. "Zaten evli olmadığınız halde evli gibisiniz. Louis'yi ilk gördüğün günden beri ondan başka kimsenin direk gözlerinin içine bile bakmıyorsun. Evlenince ne değişecek ki, sadece aynı evde kalacaksınız."

Harry onun haklı olduğunu biliyordu. Ama sağlıklı düşünmesi mümkün değildi. Mesela şuan ona en mantıklı gelen şey kenarda bulduğu şarap şişesini bitirmekti?

Liam ona "Yapma!" dedi ama Harry çoktan şişeyi kafaya dikmişti. Liam onu durduramadan Harry birden şişeyi elinden kaydırıp düşürdü. Ve damatlığı tamamen şarap içinde kaldı.

Harry ayağa kalkıpşişeyi Liam'a fırlattı. "Bunu yapmama nasıl izin verirsin?" diye bağırdı. "Her şeyi mahvediyorum, durdurman lazım beni. Ne biçim sağdıçsın sen?"

Liam kafayı yemek üzereydi. Kendini asmak ve Harry'i asmak arasında gidip geliyordu. "Sakin ol Harry," dedi. "Üzerindeki gerçek damatlığın değil. Böyle bir şey olacağını tahmin ettiğim için aynısından bir tane daha yaptırmıştım. Yedek olanı giyiyorsun."

Louis ve Harry işte böyle çıldırmış haldeydi. Ama onlardan daha çok çıldırmış olan biri daha vardı.

Niall.

Sağdıçlık yerine organizatörlüğü seçmişti. Düğün başlamadan önce son kez etrafı düzenliyordu.

"Ne demek fotoğrafçı yok?" diye bağırdı telefonda. "Bu iki adam hayatlarının en önemli gününü yaşıyor ama siz seremoninin ortasına kadar fotoğrafçı yok diyorsunuz!" Adam Niall'dan özür dilemeye ve bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama Niall onu dinlemedi bile.

WE'RE GETTING MARRIEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin