1.BÖLÜM-Yeni Ev Yeni Aptal Komşular

122 5 2
                                    

Nihayet Londra'nın yoğun trafiğinden sıyrılabilmiş,hastaneye kendimi atabilmiştim.Alışılagelmişin dışında hava güneşliydi.Ama Londra'dan bahsettiğimizi de unutmamak gerek tabii.

Bugün öğlene kadar acilde görev yaptıktan sonra Bay Milton'dan izin alıp eve gidecektim.Taşınıyorum,yeni ev yeni aptal komşular falan,süper(!)

Hastaneye adımımı attığım anda karşıma çıkan danışma bölümünden hasta dosyalarına baktım.

"Miranda!"

"Selam.Nasılsın,beyin cerrahı olan ama beyni olmayan doktor?"

"Bugün biri yine yatağın ters tarafından kalkmış sanırım?"

"Taşınıyorum.Biraz stresliyim"

Bu sırada asansöre binmiştik.

"Bu nedenle olduğunu sanmam,sen hep huysuzsun."

"Bunu da nerden çıkardın!" 

"Cebimd....."

"Eğer o espriyi yaparsan bütün damarlarını yerlerinden çıkarır ve sana yediririm!"

Ellerini göğüs hizasında birleştirdi,hafif dizlerini kırdı ve suratında saçmasapan bir ifadeyle:"Aman Tanrım çok korkuyorum."dedi

"Cidden sende beyin olmadığını düşünüyorum."Güldü.

"Öğlen yemeğe çıkalım mı?"

"Uhmm,üzünüm biliyosun taşınıy....."

"Yardıma gelmemi ister misin?"Bu sırada 3.kata çoktan gelmiştik,onun odası üst kattaydı.Kapıya biraz daha yaklaştım ve:

"Aslında süper olur ama sevgili 'babacığından' izin alman gerek."

"Olmuş bil,matmazel."

"Sonra görüşürüz."

Bay Milton,Wilson'ın babası,hastanenin başhekimiydi ve her ne kadar komik biri olsa da çoğu zaman sert yönü ağır basar ve hastane çalışanlarının çoğu ondan korkardı.

***

Acile gelen ilk hasta benden bir yaş büyük olan biriydi.Hemşirelerin söylediklerine göre evdeki masaları birleştirip üstünde paten kaymaya çalışmıştı ve kolu kırılmıştı.Cidden bazıları çok gerizekalı.

"Merhaba bay Black!Ben Miranda Warner kolunuzla ben ilgileneceğim.Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

"Paten kayarken düşmüş gibi."

Biraz ukala olmalıydı.Ukala erkeklerden nefret ederim.

"Hayır,onlardan içten içe çok hoşlanırsın!"Diye bağırdı 5 numaralı iç sesim.

"Orda dikilip durmaya devam edecek misin?Çünkü kendimi gerçekten paten kayarken düşmüş gibi hissediyorum!"

Gerizekalı.

"Bende kendimi küstah bir hastayla ilgilenen doktormuş gibi hissediyorum,neden acaba(!)"

"Ben olsam doktor demezdim."

"Aslında haklısın,şuan bir nevi veterinerlik görevi görüyorum çünkü."

'Laf öyle konmaz böyle koyulur tatlım'bakışlarımı attım,hasta yatağının karşısındaki dolaba doğru yürüyüp gerekli malzemeleri çıkarttıktan sonra gerekli işlemleri yapmaya başladım.Arada sırada inlese de bana hala garip garip bakıyordu.Çok fazla göz önünde bulundurmamaya çalıştım.Sonuçta bir doktorun böyle bir cevap vermesine şaşırmış olmalıydı.Mavi gözleri ve kot gömleği mükemmel bir uyum içerisindeydi ve açık kahverengi saçlarını havaya kaldırmıştı.Bir anda onu 'süzdüğümü' farketti ve sırıtmaya başladı.Yanaklarımın yandığını hissediyordum.Büyük bir ihtimalle kızarmışlardı da.İtiraf etmeliyim ki cidden yakışıklıydı.

İşlem bittikten sonra geçmiş olsun bile demeden odadan çıktım.Kapıyı çarpmayı da unutmadım tabii.Bir daha asla görmeyeceğim birine neden bu kadar sinirlendiğime ben bile anlam verememiştim.Ki unuttuğum bir şey vardı ki yarın kontrole gelecekti!Lanet olsun sayın seyirciler!

-11.30-

Ashley ile hastanede buluştuktan sonra üçümüz-Wilson,Ashley ve ben-Ashley'in arabası ile önce eski evimize gittik.Bana her ne kadar yalan gibi gelse de,Ashley evde fare gördüğünü idda ediyordu.Küçük bir hamster hiç fena olmazdı aslında ama neyse.

Nakliye aracı ile yeni evimize doğru yola çıktık.Radyoda Summer çalıyordu.Yaz aylarında en çok dinlediğim şarkıydı.Mevsimlere ve ruh hallerime göre şarkı dinlerdim.Böyle de garbimdir ki bunu ileriki zamanlarda anlayacaksınız.

 "İşte burası bizim evimiz!"

Eve ilk gelişim.Arabadan indiğimde karşımda süper bir ev duruyordu.Boyası mavi renkliydi.Çatısı biraz daha koyuydu ve teras vardı.Arkadan havuzun küçük bir bölümü görünüyordu.Anlayacağınız ev süper derecede bakımlıydı.Bu kadar makul bir fiyata bu evi nasıl aldıkdiye düşünmeye başladım.

"Burası...Muhteşem bi yer! Ama nas...."

"Miranda,sanırım yaanlış yere bakıorsun bebeğim,bizim evimiz sağ tarafatki(parmağı ile o tarafı işaret etti) bak işte burası.Onlar komşularımız.

Uzun süre suratına saçma bir ifade ile bakmış olmalıyım ki birkaç dakika sonra omuzlarımdan tutup beni sallamaya başladığında kendime gelebildim.

"lütfen bana şaka yaptığını söyle."

"Sanırım şaka yapmıyor."dedi Wilson.küçük bir çocuk gibi ağlayabilirim şuan.Cidden

***

Ashley'in anlattığına göre yanda 2 erkek yaşıyordu.Tatlı çocuklar olduğunu söylüyor ama umrumda olduğunu söyleyemem açıkçası.Sonuçta komşumla sevgili olacak halim yoktu değil mi?Aşka da inanmıyorum açıkçası.İnsanlar hiçbir zaman peri masallarındaki gibi birbirlerine sırılsıklam aşık olmazlar ve yine masallardaki gibi 40 gün 40 gece düğün yapıp sonsuza kadar mutlu mesut yaşamazlar,yaşayamazlar.Çünkü hiçbirimiz peri masalında değiliz...

Tüm eşyaları içeri taşıdığımızda saat 6 olmuştu.Wilson evine gitmişti,ve evde ikimiz kalmıştık.Hava daha kararmamıştı ama aşırı derecede uykum vardı.Ayrıca yarın önemli bir ameliyata girecektim ve ameliyattan sonra şu  ukala çocuk gelecekti.Onu başımdan savmayı çok isterdim ama birkaç sene önce Hipokrat Yemini ettim.Aslında hasta ayrımı yapan bir House değildim ama ondan hoşlanmamışt....

"Ondan hoşlandığını ben de dahil olmak üzere bütün iç seslerin biliyoruz.Yalan söylemeyi kes!" dedi 5numaralı bayan çok geveze.

Ya benim içseslerim niye bu kadar geveze?Neden bana sürekli karşı çıkıyorlar?O ukalayı sevdiğimi nerden çıkardılar?Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?

"House'a nedersin?Yine kendi içseslerinle tartışmaya girmiş gibisin."

"Ashley,seni seviyorum.Beni tanıyorsun!"

"Tabiki gerizekalı!"

***

''House:Babanın bir böbreğe ihtiyacı var.

Kız:Babamın böbrekleri iflas mı etmiş?

House:Hayır.3 böbrekle havasından geçilmez diye düşünüyoruz da."

Bu adamı seviyorum!Kahkahalarımız kapı ziliyle bölünmüştü.Wilson olamazdı.Lütfen komşularımız olmasın.Lütfen.Lütfen.Lütfen!

"Ashley ben yukardayım beni idare edersin.Hoşçakal!İyi geceler!Seni seviyorum!"dedim ona bir öpücük gönderdim,battaaniyemi aldım,ve Ashley'e konuşma fırsatı vermeden yukarı doğru çıkmaya başladım.

"Seni lanet olası sürtük!"

***

Saat 12 oldu ve hala bizdeler.En nefret ettiğim şey.Gece gece misafirliğe mi gelinir ya!Gitmedikleri gibi kahkahaların havada uçuşması da cabası tabii.

Aslında hiç uykum yok ama lanet olsun ki yarın önemli bir ameliyatım var ve bu yüzden uyumak zorundayım...

MERHABA ARKADAŞLAR. BU HİKAYEYİ YENİ YAZMAYA BAŞLADIK. İKİ KİŞİ YAZIYORUZ. YAZ TATİLİNE GİRDİĞİMİZ İÇİN BÖLÜMLER SIK SIK GELİR. FAKAT BU SENE 8. SINIF OLDUĞUMUZ İÇİN TEOG'LARIMIZ OLACAK. BU YÜZDEN OKUL ZAMANI ÇOK YAZAMAYA BİLİRİZ. BOL VOTE VE YORUMLAR... :*

AŞK HASTALIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin