Hangi gün olduğunu hatırlamaya çalışıyorum.Lükse bak!
Sanırım perşembe gününe girdik.Cuma günüymüş.Neyse, bir günden bir şey olmaz.
Kalem bitti.Evet iyi değilim.İş görüşmem berbat boktan geçti.Berbat ile boktanın arasına virgül koymuyorum çünkü berbat sıfat.Evet boku derecelendirdim.
İşe girmek istemiyordum ya hani, görüşmeye iki hafta kala öyle bir istek geldi ki tabii hiçbir işe yaramadı.Neredeyse iş görüşmesi sonuç bildiri dosyama 'hayatı boyunca çalışamaz' yazacaklardı.Zaten sonucun olumlu olacağını beklemek benim salaklığımdı ve gerçek olsaydı cidden büyük sürpriz olacaktı.Fazla mı hayalperestim? Bu yıl o iş olmadığı için bir başka iş görüşmesi de yapacak değilim.Daha kötüsü seneye yeniden başvuru yaptığımda beni yine işe almama ihtimallerinin olması.Sonuçta bir garantisi yok.
Bir sigara yakıp 'bu şehirde çürüyeceğim' fikrini iyice içime çekeyim.Bu fikre ne kadar çabuk alışırsam o kadar iyi olur.Hatta bu apartmanda bu dairede bu odada...
Yetmezmiş gibi artan iştahım yüzünden 100 kilo olup yuvarlanarak gezmeye başlayacağım.
Anlayacağın hayatımdaki sessizlik içimde kıyamete döndü.
Keşke en son benimle görüşmek isteyen adamı reddetmeseydim.En azından beynimi yoracak türden bir işle meşgul olurdum.Ne bileyim kavga ederdim onunla ya da kıskançlık yapardım tamamen farklılık için yani.Oha, mutsuzum!
Yazıyorum ama yazım bile mutsuz.Ağlamak da gelmiyor ki içimden.Büyüyünce sorunlarla mantığını kullanarak baş etmeye başlıyorsun sanırım ama o aptallar buna vurdumduymazlık diyor.O aptallar demişken bir çoğunun iş görüşmesi başarılı geçti ve kabul edildiler.
Rekabetçi ruhumu hayat benle dalga geçerken kaybettim.
Beni, bu küçük ve Allah'ın cezası yerde uzaya fırlatma fikirlerinin sarmasını beklemiyorduk herhalde.Yani ne bileyim kendime bile faydam yokken dünyayı mı kurtarayım?
Bence benim hayatımı fanusa koyup yolun kenarında bir yere bırakmak lazım ki gelen geçen ibret alsın.Kimsenin etlisinde sütlüsünde değildim tek istediğim Allah'ın cezası hayatıma devam edebilmek için şu işe kabul edilip buradan çekip gitmekti.10 taneden fazla roman okudum 2 ayda.Gerçi halen o itici yazarlara özenip yazdıklarımın sanatsal değerinin olabileceğini düşünüyorum.
Ne?
Benim yazdıklarım olsa olsa kişisel çöküş hakkında saçmalardan seçmeler olur.Hayır konuyu değiştirmedim benim mahvolmuşluğun dibindeki hayatımdan söz ediyorum.Bence Maslow o hiyerarşiyi tasarlarken beni düşünmedi -nerden bilsin- o yüzden kendini gerçekleştirme evresini bir türlü bulamıyorum bulup da hayatıma uygulayamıyorum.
Aslında şikayetçi olmak da istemiyorum ancak hiçbir şey yolunda gitmezken ohh ne güzel hayat yaşıyorum mu diyeyim?! Mesele tüm bunların, benim yapıp ettiklerim yüzünden başıma gelmiş olması değil hem zaten ben neticeden bahsediyorum.
Diyorum ki artık birisiyle karşılaşsam da saçma sapan hayal dünyamın dışına çıkıp dünyaya dönsem.Düşünsene hayal dünyamda sevgilimle pizza yiyordum tekrar hayal kurmaya başlayınca pizzayı bitireceğiz.Büyük gerizekalıyım saygıyı hak ediyorum.
Az önce sigara içerken 5 sene sonrasını düşünüp bu hayat böyle mi devam edecek dedim.Kusarım şimdi.
Aslanım günlük, neşemi yerine getirdin.
Tamam tamam bir daha yazdığımda sana O'ndan bahsedeceğim.Sadece kafamın içindeki görüntüleri paylaşmaya hazır olup olmadığıma karar veremiyordum.Hem artık ne önemi var, nasılsa yeniden karşılaşmayacağız onunla...Bugününüzün dünden güzel geçmesi dileğiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERT KÜPÜ
General FictionBoşlukta asılı kalmış bir gök cismi gibi hissediyordum. Tüm olanaksızlıklar içerisinde kendime bir hedef koymuştum var gücümle ona ulaşmaya çalışıyordum. Boşlukta adım atar gibi... Kalbimi dağlayan üzüntüden kendimi kurtarmayı amaçlıyor, en azında...