Bölüm 1

3.1K 68 7
                                    

           Yol çok uzundu. Boston-California arası uzundur tabii. Eski arkadaşlarım geride kaldı, artık onlarla belki görüşemeyecektim belki sadece mesajlaşacaktım. Sadece o kadar.

           Hatırlıyorum da Beacon Hills’e gitmeden önce arkadaşım, yani en iyi arkadaşım Tony benimle konuşuyordu.

               “Hey ne haber Sam, İyi misin ?”

                “İyiyim. Önemli değil.”

                 “Hayır, dostum önemli. Sen gidiyorsun. Herkes bundan nefret ediyor.

Ve yeni taşındığınız yer orası buradan çok uzak bunu biliyorsun.”

                “Evet, ama bu benim kararım değildi. Bu kararı vermek elimde de değildi.”

               “Peki diğerlerini ne yapacaksın? Oliver, Jack, Tyler ve diğerlerini ?”

               “Bilmiyorum. Belki size mesaj atarım.”

            İşte böyleydi. Tony benim en yakın arkadaşımdı. Oliver ve Tyler da sürünün diğer üyesiydi. Jack iyi biriydi ama o sürüden değildi. Bize çok yardım ederdi. Ve birde kız arkadaşım. Bridgit. Aslında eski kız arkadaşım. Önceki hafta tartışmıştık.

              Eve geldiğimizde akşam olmuştu hava aslında hiç soğuk değildi ama annem anneliğini yaparak bana montumu verdi ve “ Sam giy montunu “ dedi. Ama ben o montu giysem de giymesem de üşümezdim. Nedenini düşünmek bile istemiyorum.

              Annem “ Hadi Sam geldik. Çantalarını al ve gidelim. “

           Babam arabayı park etmeye gitmişti. Bizde çantaları yukarıya çıkarıyorduk. Yaz bitmişti, okul başlayacaktı. Ben eski okulumdan buraya geçmeden buranın kötü olduğunu tahmin etmiştim. Bu evi 2 yıl önce almıştık. O zamandan beri otobüsle gidiyordum. Gidiş zor oluyordu ama buna değerdi. Buraya gelmemin nedeni de buydu zaten. Hem durumlarımız kötüydü hem de otobüse çok para harcıyordum o yüzden beni buraya yazdırdı annemler. Benim tek istediğim şu lanet okula alışabilmek.

        Bir hafta sonra okullar açılacak herkes çantasıyla okula yürüyecekti. Birinci, ikinci, üçüncü sınıflar önden gidecekti. Daha okulun ne olduğunu biledikleri için. Diğerleri sanki kendilerine küfür edilmiş gibi gideceklerdi. Bazıları sevinçle, özlemle gidecekti. Bazıları da okulu sevmeyen ama çalışan kişiler olacaktı. İşte bende böyle biriyim. Okulu sevmem ama çalışırım. Ve okulda arkadaşlarım okulu daha zevkli yapıyordu. Ama şimdi onlarda yoktu. Geriye sadece okuldan nefret etmek kalıyor.

            Bir hafta çabuk geçti tek yaptığım basketbol –ki bu oyunda çok iyiyimdir-  oynamak, bu yıl ki derslere hazırlanmak en çok da nefret ettiğim ders kimyaya çalışmak, beslenmek ve arkadaşlarımla olabildiğince konuşmaktı.

                Son günde interneti açınca Bridgit’i gördüm. Ondan özür dileyip barışmak istedim. Âmâ yapamazdım onunla artık birlikte olamazdık. Ona mesaj atmak yerine Tyler Kroose’e mesaj attım

         “Nasılsın dostum”

      “İyi olmaya çalışıyorum. Sen gittikten sonra sürü resmen dağıldı.”

        “Şaşırmadım” dedim ve güldüm.

     “Sen nasılsın? Ve bu arada Sürüyü nasıl toplayacağız? Yani her zaman Darius toplardı. O olmadığı zaman da sen. Şimdi ikinizde yoksunuz. Ne yapacağız? “

  “Bilmiyorum. Ben sadece tatillerde yani sömestr ve yaz tatilinde gelirim. Onun dışında buluşmaya sürüyü toplamaya çalışırım.

  “Umarım öyle olur Senin gitmen gerçekten hiç iyi olmadı dostum. Darius buna çok kızacak, yani gitmene."

      Darius bizim sürümüzün lideriydi ve en güçlümüzdü. Onu çok sevmezdim başlarda hatta nefret ederdim bana o şeyi yaptığı için ama sonradan alıştım. Diğerlerini her zaman seviyordum.

   “Bridgit ne yaptı son haftadan beri?” 

              “Senden nefret eder gibi gözüküyor ama tabi ki de senden vazgeçemez bunu biliyorsun.”

              “Biliyorum vazgeçemez. Ama ben vazgeçmek zorundayım. Artık onunla birlikte olamam.”

                “Neyse dostum. Biz toplanıyoruz. Darius’un geldiğini duyduk. Görüşürüz. Kendine iyi bak ve yarın için iyi şanslar.”

                 “Sağ ol buna ihtiyacım olacak. Neyse görüşürüz. İyi eğlenceler.

              Onlar ne güzel yemek yiyip eğleneceklerdi hep beraber. Bense burada tıkılmıştım. Yalnız beslenmek hiç de zevkli değil. Annem ve babam iyi ki benim ne olduğumu veya ne yaptığımı bilmiyordu. Yani bir katil adayı. Bir canavar.

        Normal insanlar yiyecek bir şeyler yerler. Hamburger yumurta patates kızartması gibi ama benimkisi farklı. Ben daha farklı bir şey yiyorum.

  Canımın sıkıntısından dışarı çıktım ve en yakındaki ıssız bir yere gittim benim için her yer olabilirdi sadece ıssız olması gerekti. Kimseye görünmeden yapmam gerek. Bir banka oturdum ve bekledim önümden birinin geçmesini dört gözle bekliyordum. Önümden bir anne ve çocuğu geçti onlara acıdım zaten onlardan ne çıkacaktı ki diye düşündüm. Sonra bir kişi daha geçti. Yetişkin biriydi, otuzlarında falandı, iyi biri değildi biliyorum çünkü anlıyorum bir şekilde. Takım elbiseli şu ceplerinde sigarası düşmeyenlerdendi. Onu takip etmeye başladım. Çok acıkmıştım kendimi tutamayacaktım ama ben diğerlerinden daha dirençliydim onlar direk saldırıyordu. Bu yüzden onların yönlendirilmeye ihtiyaçları vardı. Bu da bizim sürümüzde bana ve Darius’a düşerdi. Adam bir çıkmaz sokağa yaklaşınca bende hızlandım ve adamı geçtim.

Sonra çıkmaz sokağa döndüm ve orada bekledim. Adam çıkmaz sokak geçerken Onu kendime çektim ve gözlerine bakarak

           “Direnme hiç acımayacak.” Dedim. Dişlerim beş santim uzadı ve dişlerimi onun boynuna geçirdim. Kanının tadı sanki yedi-sekiz tane hamburger yemek gibiydi. Beslenmem bitince dişlerimi çektim ve normal haline geri döndüler. Sonra o adamın gözlerine bakarak

                  “Sen sadece yürüdün ve boynunu bir yere çarptın o yüzden kanıyor.”

Adam da tekrarladı “Ben sadece yürüdüm ve boynumu çarptım o yüzden kanıyor.”

               Evet, ben normal biri değilim. Bu benim ikna özelliğim ve bunu nefret ettiğim bir güçten sağlıyorum. O da vampirlik. Ayrıca bende ve sürümde –Tyler, Oliver, Tony, Darius– olan ama herkes de olmayan bir yetenek daha var oda biz hem vampir hem de kurt adamız.

               Adamı öyle bıraktım yakında zaten ayılacak ve evine ya da her nereyse oraya gidecekti. O yüzden öyle bıraktım yoksa ben çok insaflı biriyim. Hıh insaflı bir katil adayı. Kendime katil adayı diyorum çünkü elinde sonun da biri öldürmem gerekecek. Bu her vampir, kurt ya da ikisi bir anda olan kişilerde olur böyle şeyler.

            Eve gelirken yolda nasıl böyle bir canavar olduğumu hatırladım. Beni Darius dönüştürmüştü.

 ARKADAŞLAR BU BENİM İLK ROMANIM. DAHA ACEMİYİM. AMA UMARIM BEĞENİRSİNİZ :))

MelezlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin