FIRST KISS

105 17 1
                                    

bu bölüm Ayşenur'a  <3

Deniz'e çaresiz bakışlarımı gönderince, Faruk'u yanından kaldırdı bende yüzümdeki aptal sırıtışla Deniz'in yanına doğru yol aldım. Faruk da o sırada Alper'in yanına oturdu. Alper bana, Deniz'e ve Faruk'a deşici bakışlarını gönderdi. Yılmaz biraz içi rahatlamış gibi kalemiyle oynamaya döndü. 

Buse'nin "Noluyor ya?!" diye cırlamasıyla arkamı döndüm. Yılmaz Buse'yi ittirmiş bana doğru hızla geliyordu. 

Ne olduğunu anlamadan kolumdan tutup ayağa kaldırdı. 'Napıyorsun sen?' demek için ağzımı açmıştım ki alt dudağımı dudaklarının arasına aldı. Karşılık vermememe rağmen dudaklarım aralık olduğu için karşılık veriyor gibi görünüyordum. Ellerimi göğsünde bileştirip onu ittireceğim sırada hocanın sesini duydum. İşte şimdi sıçtık.

Kısa boylu, gözlüklü ve balkon göbekli şirin sayılabilecek ama su anda canavar gibi gördüğüm biyoloji hocamız "Tövbe tövbe yaşınız başınız kaç ayrılın çabuk" diye bağırıyordu arkası dönükken. Hoca girmeden önceki 'ooooo' sesleri ve şuandaki kahkahalar beynimde yankılanıyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Alper büyük bir öfkeyle olanları izliyordu. Yılmaz dudaklarımdan ayrılıp ellerimi tuttu ve kulağıma eyilip "Korkmana gerek yok, yanındayım" dedi. 

Ben aşırı tepki vererek onu ittim ve "Senden nefret ediyorum" dedim.

Yılmaz dediğim şeyin şokunu atlatmaya çalışırken biyoloji hocası tekrar konuşmaya başladı.

"5 dakika sonra müdürün odasında olun" dedi.

Yılmaz hala bana mal mak bakıyordu. Hayır yani napmamı bekliyordu? Aşkım deyip boynuna atlamamı mı? İlk öpücüğüm tüm sınıfın önünde hocaya yakalanarak değil, özel olmalıydı.

Müdürün odasına doğru yürüdüm. Kapı aralıktı ve müdür hocaya bağırıyordu. 

"Söylesene hocam naptı bu çocuklar?" Gözlerimi yumarak içeri girdim. 

Müdür girdiğimi görünce bana döndü. "Hah Bilge, söyle kızım noldu?"

"Hocam şeey biz ö-" derken sözümü kesen Yılmaz'ın sesiydi.

"Hocam sınıfın ortasında Bilge'yi zorla öptüm. Her türlü cezaya razıyım" ben mal gibi kalırken müdür "Doğru mu Bilge?" dedi. Napacaktım doğru deyip Yılmaz'ı satacak mıydım, yoksa hayır deyip kendimi mi yakacaktım? 

"Şey hocam aslınd-" sözümü kesen yine Yılmaz'ın sesiydi.

Yılmaz "Evet hocam doğru" dedi.

"Tamam kızım çık dışarı" dediğinde tereddüt etsem de dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda tüm gözler benim üzerimdeydi. Beynim burdan koşarak uzaklaşmamı emretse de bedenim beynime itaat etmedi. Olduğum yere oturdum. Ayaklarımı kendime çekip kollarımı etrafına doladım. Başımı bacaklarıma yaslayıp beklemeye başladım. Aslında Yılmaz'a deli gibi sinirliydim ama neden beklediğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sadece bekliyordum işte.

Omuzlarımda hissettiğim güçlü eller beni ayağa kaldırırken hiçbir şey söylemesine izin vermeden kollarımı boynuna doladım. 

"Teşekkür ederim" diye fısıldadım.

"Seni seviyorum" diye fısıldadı.

HI&quot;YÂR&quot;Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin