9 BÖLÜM
-İkinci soldan dön sonra da beni indir dedim sert bir sesle. Bu saçma kıyafetlerle ve şu saçma takma saç ile yeterince rahatsızdım bir de bana ukalaca cevap veren taksici en son isteyeceğim şeydi.
- Dediğiniz yer burası hanımefendi dedi taksici itici bir sesle. Bende parayı uzattım ve çıktım. 20 cm topuklularla yürümek zaten zordu bir de böylesine saçma bir yerde?! Ah nerde olduğumu soracaksınız.. Ben bir plan yaptım ve şimdi -Altan Bey barda ise- planım harika işleyecekti. Ah evet Altan'ı bulmaya geldim. Hem de kırmızı saçlı bir peruk ve kısa sayılacak bir elbiseyle. Yaptığım çılgınlığın farkındayım ama yapıcağımı bir şey yoktu.. Bara doğru ilerlerken izbandut gibi iki adamı nasıl geçeceğimi düşünüyordum. Tam önlerinde durdum ve -arsızca- sakız çiğnemeye koyuldum.
- Kimlik küçük bayan dedi adam sert bir sesle. Sakızımı takmayarak.
- Ne önemi var sanki burası çok yasalara uyuyor dedim alayla. İkisi de baktı bana ve gülmeye başladılar.
- Hadi küçük evine git ve uyu dedi diğer adam alayla.
- Altan'a geldim ben! Beni tanır şimdi kovuyor musunuz dedim sinirle. Aldığım riske bak ya.. Eğer Altan burda değilse çok pis kakayı yedim.. Adamın suratı birden ciddileşti.
- Altan daha gelmedi içerde bekle dedi ve önümden çekildi. Sırtımdan soğuk terler dökülürken içeri girdim. Aldığım risklere bakar mısınız? Antalya'da aldığım en büyük risk eve geç gitmekti. Şimdi ise ateşle oynuyordum... Bara girdiğimden ayaklarıma çıkmaması için yalvardım. Çünkü burası kelimenin tam anlamıyla iğrençti. Hatta iğrenç ötesi! Sevişen çiftleri görünce kusmamak içim kendimi zor tuttum. Kulaklarım sesten acıyordu ama etraftaki iğrenç sesleri duymamakta imkansızdı. Zaten mekan tamamen duman altıydı. Şans eseri boş bir yer buldum ve hemen oturdum. Oh hiç değilse ayakta kalmadım. Burda ayakta kalsam sağ çıkamazdım. Dumana ve sese biraz alışınca Altan geldiğimde ne yapıcağımı düşünmeye başladım. Plan basitti ama zordu. Off Boynum da geçmişti babam fark etmemişti ama Rüzgar olayı biliyordu ve gerçekten çok sinirlendi. Bende şaşırdım ama! Deniz de Buğra denilen arkadaşı geldi geleli okula gelmemişti. Yani gelmemesi o kadar iyi oldu ki! Onun aptal suratını görmemek, benim için güzel bir hediyeydi. Rüzgar ve Nisan da baya baya yakınlaştılar. Bu gece dışarı çıkıyorlar. Babam ise son kontroller için Amerika'ya gitmişti. Ama Ayşe hanım onunla gitmemişti. Tabi ki benim sayemde.. Tabi Ayşe hanım bunu biliyordu bu yüzden bana bu bir haftayı zehir etti. Sabah yedide evden çıkıyorum akşam beşte evde olmam lazımdı. Nisan ile bir kahve bile içemedik bu hafta! Neyseki bugün kendisinin -güya- bir toplantısı olduğu için bu gece evde yoktu. Dolayısıyla ben de evde yoktum! Onun yüzünden planım yavaşlamıştı zaten.
- Ne istiyorsun küçük dedi tanıdığım bir ses. Ah hayır! Tanıdık kimseyle karşılaşmak istemiyordum. Kafamı yavaş yavaş kaldırdığımda hemen hızlıca kafamı yere indirdim. Şimdi şıçtım! Buğra'nın burda ne işi var ya? Hem de garson kılığında?!
- Seni tüm gün bekleyemem dedi Buğra sinirli bir sesle.
- Soda dedim sesimi incelterek. Beni tanımaması için dualar okuyordum. Hızlıca yanımdan gitti bende derin bir nefes verdim. Allah aşkına bu çocuğun burda işi ne ya? Delircem ya! Bir işim düzgün gitsin ya. Böyle saçma işler yaparsan hiçbir işin düzgün gitmez dedi iç sesim. Ona gözlerimi devirdim haklıydı ama yine de devirdim! Yanıma geldi ve sodayı uzattı.
- Buyrun dedi ve hemen gitti. Oh yüzüme bakmadı neyseki.. Biraz zaman geçtikten sonra yaptığımın ne kadar saçma olduğunu anladım. Gerçekten ama gerçekten bazen uçuyordum! Masaya sodanın parasını bıraktıktan sonra ayağa kalktım ve birine tosladım. Kafamı kaldırdığımda aylar önce de gördüğüm iğrenç iki göz gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE 3 AY
Teen FictionYıllar sonra bulunan iki duygu...Kardeşlik ve aşk. Bu duygular karşısında ne yapacağını bilemeyen bir kız. Derin. "Kalabalıktan gülüşmeler ve "şimdi yandı" sesleri duyuyordum am...